Ekonomi sorunlar ve artan enflasyon da bir düzelme olmazken, fahiş fiyat artışları da buna ekleniyor. Antalya’nın pek çok yerinde fahiş artışlar, tartışmaları beraberinde getirdi. İşletmelerin enflasyonist ortamda serbest piyasa adı altında yaptıkları fiyat atışları vatandaşları isyan ettirdi. Özellikle Konyaaltı Sahilde ve Kültür Mahallesi’nde bulunan, öğrenciler tarafından ‘Kafeler Caddesi’ adlandırılan bölgede fiyat artışlarının yaşanması dikkatlerden kaçmadı. Akdeniz Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Duman, fahiş fiyat artışının yaşanmasını enflasyonist beklentiler nedeniyle olduğunu aktardı. Prof. Dr. Duman, kira ve girdi maliyetlerinin artmasıyla fiyatların arttırıldığını ifade ederken, enflasyonun bu durumu körüklediğini açıkladı. Ayrıca bu durum karşında öğrencilerin ve emekçilerin zarar gördüğünü dile getiren Prof. Dr. Duman, yapısal reformlara gidilmesi gerektiğini söyledi.
SERBEST PİYASA EKONOMİSİ
Prof. Dr. Koray Duman, serbest piyasa ekonomisinde arz talep odaklı olduğunu ifade etti. Ancak bu durumu kullanan işletmelerin abartmış olduğunu ve artışların girdi maliyetleri nedeniyle de yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Duman, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Serbest piyasa ekonomisinde her şey arza ve talebe göre belirlenir. Bir ürüne ve hizmete talep varsa orada belirli bir fiyat oluşur. İşletmelerin fiyat politikaları bu tür söylemleri biraz abartmış oluyorlar. Aslında onların fiyat politikası maliyetlerinin artmasından kaynaklanıyor. Kira maliyetleri artıyor, satın aldıkları mal ve hizmetlerin, kahvelerin, girdilerin, ham maddelerin fiyatları artıyor. Dolayısıyla fiyatlar arttıkça işletmelerde daha fazla kar elde edebilmek için fiyatlarını arttırıyorlar.”
ENFLASYONDA ARTIŞ BEKLENTİSİ
Prof. Dr. Duman, enflasyon artış beklentisinden kaynaklı sürekli fahiş fiyat artışı düşüncesi olduğunu vurguladı. Toplumun, iktidarın enflasyonisti politikasına inanmadığını dile getiren Prof. Dr. Duman, “Türkiye'de şöyle bir problem var. Enflasyon algısı enflasyonun düştüğü söyleniyor ama halka baktığımız zaman bir düşüş algısı yok. İnsanlar hep fiyatların artacağı beklentisi içerisinde. Aslında enflasyon sürekli artıyor şeklinde bir bekleyiş var. Bu bekleyiş enflasyon oranlarının artmasına neden oluyor. Bu nedenle bazen istenildiği gibi kafana göre, duruma göre fiyat artışı sağlanabiliyor. Bu durum tamamıyla bekleyişlerle ilgili yani iktidarın uygulamış olduğu enflasyonist politikaya inanmamakla ilgili bir durum. Enflasyonun düşmediğini düşünen bir kitle var, sürekli olarak fiyatları arttırıyorlar, yükseltiyorlar. Bu aslında bir serbest piyasa, istediğimizi belirleriz mantığından ziyade enflasyonist bekleyişlerin kırılamamasından kaynaklı” şeklinde konuştu.
“BEKLEYİŞ DEVAM ETTİKÇE FİYAT ARTAR”
Beklentilerin devam etmesi durumunda fiyatların artacağını belirten Prof. Dr. Duman, “Enflasyonist bekleyişler devam ettikçe bu fiyatların artması da devam edecektir. Bu durumu kiralarda göreceğiz. Kira sözleşmelerinde artık yüzde 25 sınırı da kaldırıldı. Dolayısıyla bu fiyat artışı algısını yıkmak gerekiyor, bekleyişleri yıkmak gerekiyor. Bu bekleyiş algısını yıkmak uzun bir süre alacak” diye ifade etti.
HERKES ZARAR GÖRECEK
Sürekli artan fiyatalar karşında herkesin zarar göreceğini aktaran Prof. Dr. Duman “Fiyat artışlarında sadece öğrenciler değil, emekliler ve işçiler kısacası herkes zarar görüyor. Zarar görmeye de devam edecek. Çünkü düşme eğiliminde değil, biraz belki fiyat artış hızı yavaşlamış olabilir enflasyonda ama fiyatlar yine hala artmaya devam ediyor. Kültür Mahallesi’nde bulunan ‘Kafeler Caddesi'ndeki kafeteryaların, restoranların ve lokantaların fiyatları arttırması doğal geliyor bana bir iktisatçı olarak. Sonuçta bunun karşısında da bir talep var ki bu fiyattan mal ve hizmet satabiliyor. Enflasyonist ortamlarda şirketler aşırı kar elde ederler. Yüksek kar ile çalışan işletmelerin vergi gelirlerinin vergilendirilmesi gerekiyor. Buna iktisat teorisinde ‘Enflasyon muhasebesi’ diyoruz. Acilen enflasyon muhasebesine, enflasyon vergisine geçilmesi gerekiyor. O zaman belki enflasyonist baskıları yıkabiliriz. Bu şekilde yüksek karları vergilendirmediğimiz sürece, vergiyle çeşitlendirmediğimiz sürece sıkıntılar devam edecek ve insanların bekleyişleri kırılmayacak. Çünkü uygulanan politikalar farklı zaman enflasyonu düşürmeye yönelik değil” dedi.
"2025 YILINDA İÇİN UMUTLU DEĞİLİM"
Prof. Dr. Duman, “Vergi üzerine kurulmuş insanların taleplerini kısmaya yönelik vergilerle enflasyonu düşürmeye çalışılıyor. Bu şekilde önümüzdeki süreç daha da devam edecek gibi gözüküyor. Hiç düşüş yok ancak 2025 yılında için umutlu değilim. Acilen bu politikaların yenilenmesi gerekiyor. Emekçi ve çalışan kesimi gözeten bir ücret politikasının belirlenmesi gerekiyor. Düşük ücretle insanları cezalandırmak, enflasyon düşüşünü bu şekilde sağlamak gelir dağılımındaki adaleti de bozacaktır. Bu durum gelir dağılımının adaletsizliği ortaya çıkacaktır. Zengin olan ve piyasadaki bekleyişlerden kaynaklı, fiyatlar alan, çok para kazanan, kâr eden işletmeler daha çok kazanacaktır. Kaybeden yine öğrenci, emekli ve ücretli kesim olacaktır” dedi.
YAPISAL REFORMLAR YAPILMALI
Sorunların kalıcı olarak giderilmesi için yapısal reformların yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Duman, “Daha adil bir ücret sistem yapısının oluşturulması gerekiyor. Daha etkin bir iktisat politikasının uygulanması gerekiyor. Vergi temelli, tamamen vergilere dayalı bir politika seçeneğiyle bir yere varmak çok zor. Acilen üreten bir ekonomi yapmak gerekiyor, döviz geliri elde edecek alanlara yatırım yapmak gerekiyor, teknolojiye odaklı üretim yapmak gerekiyor, yüksek katma değerli ürünler üretmek gerekiyor ki bu işin içerisinden çıkabilmek gerekiyor bu yapısal reformlar gerekiyor. Hukukta, adalette, sağlıkta her anlamda bir reform gerekiyor. Bu sistemle ancak kısa vadede çözümler üretilir. Ancak yine önümüzdeki süreçte aynı sorunla karşı karşıya kalabiliriz” sözlerine son verdi.