Türkiye'den yurtdışına giden doktorların ülkeyi terk etmelerinin en önemli sebebi şiddet olayları olmakla birlikte Avrupa ülkelerinde bu tarz olayların çok nadir yaşanması Türk hekimlerinin özellikle burayı tercih etmelerine sebep oluyor. Ülkeden akın akın giden hekimleri ve bu durumun ülkemize etkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Antalya Tabip Odası eski Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, "Hekimler için en önemli etken güvencesiz bir şiddet ortamında çalışmak oldu" dedi.
Türkiye'de doktorlara karşı gerçekleşen şiddet olayları, yoğun çalışma temposu, maddi ve manevi anlamda emeklerin karşılığının alınamaması gibi birçok sebep ülkenin doktor kaybetmesine neden oluyor. Son yıllarda yurtdışına akın eden doktorların sayısı 15 bine ulaştı. Her geçen gün azalan doktor sayımız ve bu durumun sağlık sektörüne etkileri hakkında Antalya Tabip Odası eski Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin açıklamalarda bulundu.
"HER GÜN ŞİDDET OLAYI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Türkiye'de sağlık alanında alınan kararlar hakkında değerlendirmelerde bulunan Şahin, "Türkiye'deki sağlık ortamı, sağlıkta dönüşüm programından sonra hekimler için giderek boğucu bir hal almaya başladı. Hekimler için en önemli etken güvencesiz bir şiddet ortamında çalışmak oldu. Her gün en az bir iki tane fiziki şiddet olayı ile karşı karşıyayız. Sözel şiddetler hakkında çok bilgimiz yok çünkü bu konuda arkadaşlarımız başvuruda bile bulunmuyor. Beyaz kod uygulamalarını da bakanlık açıklamıyor. Biz onları mahkeme yolu ile öğrenebildik. Vakaların sayısını bile öğrenemiyoruz." dedi.
"HEKİMLERİN YÜZDE 80'İ TÜKENDİ"
Ülkemizdeki doktorların sorunlarına değinen Şahin, “Sağlıkta en önemli sorun şiddet. İkincisi ise tükenmişlik. Yaptığımız çeşitli araştırmalar var. Hekimlerin %80'inden fazlasında bir tükenmişlik duygusu var. 2-3 dakikada bir muayene yapılması durumu, uzun çalışma saatleri sorunları var. Şimdi esnek çalışmalar söz konusu. Yoğun çalışma ortamlarında bir de yöneticilerden görülen mobbing, liyakatsizlik hekimlerin ve özellikle de genç hekimlerin Türkiye'den uzaklaşmasına neden oluyor." ifadelerine yer verdi.
"BAZI BÖLÜMLER ŞİDDET NEDENİYLE TERCİH EDİLMİYOR"
Doktorların seçtikleri bölümlerin şiddet olaylarıyla bağlantı olduğunu söyleyen Şahin, "Genç hekimlerimiz ekonomik haklarını da çok doyurucu bulmuyor. Bu durum tıpta uzmanlık sınavı (TUS) 'na da yansımış durumda. Bazı bölümler malpraktis ya da şiddet nedeni ile tercih edilmez hale geldi. Bazı kadrolara başvurulmuyor. Yan dal kadrolara başvurulmuyor. Daha çok, hasta ile karşı karşıya kalınmayan ve hiç seçilmeyen dallarımız seçilmeye başladı. Ya da Dermotoloji, Fizik Tedavi, Estetik gibi gelir getirici bölümlere başvuruyorlar. Meslektaşlarımız daha rahat ve daha güvenceli koşullar için bu şiddet dolu, tükenmişlik ortamından yurtdışına kaçıyor. Türkiye'de özellikle ekonomik kriz içinde yoğun çalışmanın karşılığını alamamak bütün vatandaşlar gibi hekimleri de geçim derdine düşürmüş durumda." açıklamalarında bulundu.
"NÜFUSUN YARISINDAN FAZLASI ACİLLERE YIĞILDI"
Ülkemizdeki sağlık ortamı hakkında da değerlendirme yapan Şahin, "Hastayı ve doktoru tatmin edici, nitelikli bir sağlık ortamı yaratamamış durumdayız. Nüfusun yarısından fazlasını oluşturan hastalarımız acillere yığılmış durumda ve randevu almaya çalışıyor. Ya da hekime gittiği 3-5 dakikalık muayene süresi içinde derdini anlatabilmek, sorunun ne olduğunu anlamak ve tatmin olmak konusunda sıkıntı yaşıyor. Bu sebeple de doktor doktor geziyor. Türkiye'de hekime başvuru sayısı Avrupa ortalamasının üzerinde. Ama bunların hepsi reçeteye dönüşmüyor." dedi.
"ÇÖZÜM BASİT"
Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü; "Hastanın doktor doktor dolaşmasının çözümünün basit olduğunu söylüyoruz. Hastalara yeterince süre ayıralım. Basamaklı sağlık sistemini gerçekleştirelim. Sevk sistemini uygulamaya koyalım. Dolayısıyla hastalar da hekimi ile daha çok vakit geçirsin ve sorunu hakkında tatmin edici sonuçlar alsın. Sonuç olarak sağlıkta dönüşüm programı artık çökmüştür, hemen ortadan kaldırılmalıdır ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi gereklidir. Biz hastalıklarla tedavi etme yolu ile baş edemeyiz, hastalanmamayı sağlayacak önlemler almalıyız."
