Türkiye'de saat tamiri denilince akla gelen ilk isim olan Recep Gürgen, 1960'lı yıllarda henüz 14 yaşındayken saatçi olan dayısının yanında, İstanbul Sirkeci'de saatlerle ilgilenmeye başladı. Sultan Abdülhamid döneminde dedesi saray saatçisi olan Wolfgang Mayer'in yanında çıraklık ve kalfalık dönemlerini geçiren Gürgen, İstanbul Karaköy'de Mayer'in de desteğiyle açtığı atölyesinde bugün hala sayısız saate hayat veriyor. Topkapı ve Dolmabahçe saraylarındaki saatlerin halen bakımını ve tamiratını yapan Gürgen, en son turizm kenti Antalya'nın tarihi saat kulesinin saat mekanizmasını yeniledi ve çalışır hale getirdi.
Elinden binlerce saatin geçtiğini, hala eski saatlerin en detaylı bakım ve onarımlarını kendisinin yaptığını anlatan Gürgen, saray saatçiliğinin son temsilcilerinden olduğunu söyledi. Çok sayıda çırak yetiştirdiğini, mesleğin ölmeyeceğinden emin olduğunu anlatan Gürgen, "Bu türden meslekler aslında aile meslekleridir. Bütün aile buna yönelmez. Kabiliyet meselesidir. Ailemizden de 5-6 kişi var şu anda saatlerle ilgilenen. İhtiyaç duyulduğunda sana müracaat edilen bir meslektir" dedi.
Saat tamircisi olarak kendilerini tanıtıp, tarihi ve nadir bulunan saatleri tamir edemedikleri gibi daha çok arızaya yol açan kişilerin de çok sayıda olduğunu belirten Gürgen, "Ben yaparım ağabey' diyenlerin bu türden özel saatleri mahvettiğinden eminim. Yöneticiler, yaptırdıkları işi kime yaptırdıklarına bakmıyor. Bu işi bozduktan sonra, bozulduktan sonra yerine getirirsiniz ama yaralıdır. Bozulmuştur artık. Gerçek erbabını bulmadan bir işi vermek anlamsızdır" diye konuştu.
'SARAYA SAATÇİ OLDUKTAN SONRA GİTTİM'
Sektörde kendisine 'Saray saatçisi' denildiğini, ancak kendisinin öncelikle saatçi olduğunu anlatan Gürgen, "Ben kendimi saatçi olarak tanımlarım. Saatçi olduktan sonra saraya gittim. Ben Alman ekolünden yetiştim. Bugün saraya gidin bakın, benim yetiştirdiğim isimler var" dedi.
Gürgen, saray saatlerinin tamirini ve bakımlarını yapacak yetkinlikte kalfalar yetiştirdiğini de söyledi.
GEREDE'NİN SAATİ DEPODA ÇIKTI
Bolu'nun Gerede ilçesinde Gerede Saat Kulesi'nde tamamlanan restorasyonun ardından saat mekanizması için kendisiyle iletişime geçildiğini de anlatan Gürgen, 12 metre yüksekliğinde, çam ahşaptan kare prizma gövdeye sahip saat kulesinin 1882 yılında Sultan 2'nci Abdülhamid'in fermanıyla Gerede Cumhuriyet Meydanı'na dikildiğini aktardı. 2014 Şubat'ta kulenin iki yanına Gerede Belediyesi tarafından LED aydınlatmalı kadran yerleştirilip saatin çalışır hale getirildiğini söyleyen Gürgen, restorasyon sonrasında mekanizmanın izine ulaşılamadığını belirtti.
Gürgen, 10 yıldır aranan mekanizmanın Gerede Belediyesi'nin girişimiyle bir depoda paslanmış halde bulunduğunu ve belediyeyle iletişime geçip, kulede bir çan sistemi olduğunu söylediğini kaydetti. Gürgen, "Kuleyi restore ettik içinde bir çan var. Bu ne işe yarıyor?' diye sordular. Ben de bir çalar saat olduğunu anlattım. Ancak saat yerinde yoktu. 'Saat nerede?' dedim. Baktım elektrikli çalışan bir sistem var. İşin üzerine gittim. Birini getirdiler ve o da 'Sakın ben bunu hurdacıya vermiş olmayayım' dedi. 'Depoya gidelim' dedi. Gittik. Sökülen park ve bahçe malzemeleri, direkler vardı. Baktım ki saat orada duruyor. Çürümüş. O haliyle bulunca bile çok sevindim. Şimdi onu kurtaracağım" diye konuştu.
Gerede Belediyesi yetkilileri, Gerede Saat Kulesi'nin ahşap ve taş kısımlarıyla ilgili iyileştirme çalışmaları yaptıklarını ve saatin ilk dönemlerinde var olan mekanizmasının da bulunup 1-2 ay içerisinde yerine takılarak çalışır hale getirileceğini açıkladı