Türkiye’de kamusal eğitim hakkı dahada zor bir hale geliyor. Ekonomik sorunlar, müfredat değişikliği laik ve bilsem eğitimden uzaklaşma eğitimde sorunları beraberinde getirdi. Öte yandan okullarda hijyen, temizlik, kantinlerin pahalılaşması ve servis ücretleri yeteriz oluşu tartışa konusu oldu. Bunun yanı sıra ÇEDES ve Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) gibi projelerle çocuk işçiliği yaygınlaşırken, çocuk işçi ölümleri de artıyor. MESEM’e kayıtlı öğrenci sayısı ise 400 bin üzerinde olurken, TÜİK 2023 yılı verilerilerine göre, çocukların iş gücüne katılım oranı yüzde 22,1 olarak belirdi.
ÇOCUK İŞÇİ CİNAYETLERİ ARTIYOR
İş Sağlı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2013-2024 yılları arasında MESEM’e bağlı çocuk işçi cinayetleri raporu gerçekleri gözler önüne serdi. Rapora göre 10 yılda 695 çocuk işçi cinayete kurban gitti. Raporda en çok tarım alanında 383 çocuk işçi cinayetleri olduğu görüldü. Son 10 yılda Antalya’da ise 22 çocuk işçi, iş cinayetine kurban gitti. İSİG Meclisi 2023 eylül ve 2024 yılının ilk 8 ayın verilerine göre ise 66 çocuk iş cinayetine kurban gittiği görüldü. İş kollarına göre ölümler de tarım alanında yüzde 36 oranla 24 çocuk işçi cinayete kurban gitti. 2024 yılı bitmesine sayılı gün eylülden bu ya çocuk işçi cinayetleri ise eylül, ekim kasım aylarında toplam 13 çocuk işçi iş cinayetine kurban gitti.
“ÇOCUK İŞÇİLİĞİ YAYGINLAŞTIRILIYOR”
Konuyla ilgili konuşan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nilda Balatlı, yoksul çocuğu okulla buluşturabilseniz bile Milli Eğitim Bakanlığı eliyle resmi çocuk işçiliği yaygınlaştırıldığını ifade etti. 2024-2025 eğitim öğretim yılındaki temel hedeflerden biri meslek ortaokullarının açılması olduğunu belirten Balatlı, ortaokulların 7 ve 8. sınıflarında zanaat atölyeleri oluşturulduğunu, çocukların ekonomik koşulların yanı sıra devlet eliyle de işçiliğe itildiğini dile getirdi. Balatlı konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“MEB eliyle kurulan MESEM’lerdeki öğrenci sayılarını arttırmak için canhıraş bir mücadele veriliyor. MESEM öğrencilerine, 9, 10 ve 11. Sınıflarda asgari ücretin en az yüzde 30’u, 12. Sınıfta ise asgari ücretin en az yüzde 50’si kadar ücret ödenmesi ve öğrencilerin, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık sigortası kapsamında sigortalanmaları gerekiyor.”
“MESEM YOLUYLA ÇOCUKLARI SÖMÜRÜYOR”
4+4+4 sisteminin Cumhuriyetin temel kazanımlarından laik eğitimi ortadan kaldırıldığını belirten Balatlı, kız ve erkek çocukların eğitimden uzaklaşmasına neden olduğunu ifade ederek, “Son yıllarda yaşanan, ağır ekonomik kriz, hayat pahalılığı, normal örgün öğretim kurumlarındaki okul masraflarının yüksekliği, toplumun geneline hızla yayılan yoksullaşma ve işsizlik nedeniyle asgari ücretin yüzde 30’una bile muhtaç durumda olan toplumun en yoksul kesimlerinin çocukları için MESEM’ler adeta aileler için zorunlu bir seçenek haline getirildi” şeklinde konuştu.
Balatlı, çocukların giderek harçlık kazanma amaçlı çalışma tarzından tam zamanlı çalışmaya geçtiklerini söyleyerek, “Sanayide çalışan çocukların kazanç durumu incelendiğinde okula devam etmeyip tam zamanlı çalışan oldukları, hatta birçoğunun da meslek liselerinde verilen çıraklık eğitimi nedeniyle MEB eliyle çalıştırıldıkları görülüyor. Mevcut iktidar MESEM yoluyla çocukları sömürüyor” dedi.
“AĞIR DÜZEYLİ İŞLERDE ÇALIŞTIRILIYOR”
Balatlı konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Çocuk ve genç işçilerin, okula devam edenlerin okula devamları ile okuldaki başarılarına engel olmayacak, meslek seçimi için yapılacak hazırlıklara ya da yetkili makamlar tarafından yeterliliği kabul edilen mesleki eğitime katılmasına engel olmayacak işlerde çalıştırılabilecekleri düzenlenmişti. Ancak uygulamada böyle olmadığı görüldü. Yasal düzenlemelere göre çocuk ve genç işçilerin yalnızca hafif işlerde çalıştırılabilecekleri düzenlenmişse de çocuk ve genç işçiler orta ve ağır düzeyli işlerde de çalıştırılıyor. Kaldı ki, az önce bahsettiğim MESEM’ler hakkında tehlikeli ve çok tehlikeli işler veya özellik arz eden mesleklere alınacak çırakların öğrenim ve yaş durumu MEB tarafından belirlenmektedir. Normalde biz çocukların yalnızca “tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde” değil, bunların dışındaki işlerde bile çalıştırılmaması gerektiğini söylerken kalfalık eğitimi sırasında bir çocuğun tehlikeli işlerde çalıştırılmasının önü açıldı.”
HER YIL BİR MİLYON KAYIP
Türkiye’de her yıl 1 milyon çocuk okul kaydı yaptırmadığını ifade eden Balatlı, “Önce çocuklarımızın okula devam etmelerini sağlamalı. Devlet eliyle eğitim ve sosyal hayatın dışına itilen bu çocukların çoğu “meslek öğrenmesi” gibi gerekçelerle “çıraklık” adı altında merdiven altı atölyelerde çalıştırılıyor. Bu çocuklar sigortasız işlerde çalıştırılıyor ve iş cinayetlerine kurban ediliyorlar. Devletin 3 çocuk yapın devlet bakar söylemi ve eğitim sisteminin alaşağı edilmesi sebebiyle yoksul çocuğun bu sistemde şansı olmadığını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN ÜSTÜ KAPATILIYOR
Türkiye’de İş Kanunu’na göre 15 yaşını doldurmuş ancak 18 yaşını tamamlamamış çocuklar genç işçi olarak kabul ediliyor. Genç işçi denilerek çocuk işçiliğinin üstü kapatılmaya çalışıldığını söylen Balatlı, “Çocukların her şeyden önce gelişme haklarının tam olarak sağlanması için devletin yükümlülüklerini hatırlatmalıyız” dedi.
“14 BİN 739 TL İDARİ PARA CEZASI”
Mevzuata göre çocuk ve genç işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu’na aykırı olarak çalıştırılmaları halinde işverene idari para cezası uygulandığını vurgulayan Balatlı, “Bu idari para cezası her yıl artırılmaktadır, 2024 yılı itibariyle 14 bin 739 TL idari para cezası uygulanmaktadır. Ancak bu ceza yaygın olarak uygulanmamaktadır. Bu cezaların etkin bir şekilde uygulanmasının sağlanması ve çocuk işçiliğin sonlandırılması için etkili adımların atılması gerekmektedir. Bunun için öncelikle Milli Eğitim Bakanlığına çok iş düşmekte, çocukların resmi olarak sömürülmelerini sağlayan MESEM’ler kapatılmalı, 8 yıllık zorunlu eğitimin kesintisiz sürdürülmesi sağlanması, okula devam etmeyen çocukların durumları araştırılmalıdır.
“ŞİDDETTEN ARINMIŞ BİR ÜLKE SÖZÜ”
Tabloyu değiştirmek için yoksulluğu ortadan kaldırmak ve tüm çocukların devletin sunduğu güvencelere erişmesini sağlanması gerektiğini ifade eden Balatlı, “Hak mücadelemiz sürerse ülkemizin aydınlık yüzleri çocuklara şiddetten arınmış bir ülke sözünü verebiliriz” diyerek sözlerine son verdi.