Epilepsi nöbeti geçiren çocuk ya da yetişkin birine nasıl müdahale edilmesi gerektiğine dair tavsiyelerde bulunan Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Serdal Güngör, çocuklardaki sara hastalığının (epilepsi) tanısında aile farkındalığının önemi hakkında da bilgilendirmede bulundu.
Epilepsi nöbetlerinin dramatik ataklar olduğunu belirten Prof. Dr. Serdal Güngör, “Ebeveyn, hekim olsa da olmasa da nöbet geçiren biri ilk görüldüğünde panik yapılan bir durumdur. Doğru yaklaşım ve doğru ilkyardım müdahaleleri epilepsi nöbetlerinde çok önemlidir.” diye konuştu. Epilepsi nöbetlerinin kendisini sınırlayan nöbetler olduğunu dile getiren Güngör, “Nöbetlerin yüzde 80 ve yüzde 90’ı 2 dakika içerisinde sonlanır. Önemli olan bu 2 dakika içerisinde doğru müdahalede bulunmaktır.
Öncelikle hastaya pozisyon verilmesi gerekmektedir. Hasta sağ yana ya da sol yana doğru yan yatar pozisyonda yatırılmalıdır. Önceliğimiz sol yana yatırmaktır. Buradaki amacımız nöbet geçirildiğinde hava yolunun açık kalmasını sağlamaktır. Yapmanız gereken en önemli ilk müdahale hastaya nefes alabilmesini sağlamak amacıyla doğru pozisyonu verdirmektir. Daha sonra hastanın nefes alıp verdiğini kontrol ettikten sonra solunum devam ediyorsa, başının altına yumuşak bir eşya koymalıyız ve çevresinde o kasılma esnasında kendisine zarar verebilecek bir cisim varsa kaldırmalıyız. Hatta mümkünse sakin kalmaya çalışarak hastalığın tanı sürecini kolaylaştırmak için kameraya kaydetmek çok önemli. Son olarak 2 dakika boyunca nöbetin sonlanması beklenmelidir. Eğer epilepsi nöbeti 2 dakikayı geçtiyse bu nöbet uzama potansiyeli olan bir nöbettir ve 112’yi arayarak hastaneye götürmek gerekmektedir.” dedi.
TANIDA AİLE FARKINDALIĞI ÇOK ÖNEMLİ!
Çocuklardaki epilepsi hastalığının tanısında aile farkındalığının öneminden de bahseden Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Serdal Güngör, “Çocuklarda epilepsi nöbetini takip edecek bir sürü durum vardır. Ailelerin gözlemi bizler için çok önemli. Bunların ayrıca tanısında, hastanın klinik bilgilerini ön planda tutarız. Epilepsi hastalığının tanısında, EEG yöntemi gibi destekleyici teşhis yöntemleri var. Bir hastada epilepsi tanısını koyarken öncelikle beyne ait önemli problemlerin olup olmadığının anlaşıldığı EEG yöntemini kullanarak klinik bulgulara bakmak lazım. Epilepsi uzun bir tedavi süreci gerektirdiği için çok hassas davranılmalı. Epilepsi tanısında hastayı detaylı değerlendirmek ve bu uzun yola girmeden önce tüm ihtimalleri değerlendirmek gerekiyor. Epilepsi tanısını koyduktan sonra da eşlik eden başka klinik bulgular var mı yok mu buna da bakmak gerekiyor. Epilepsi nöbetlerinin nedenleri çok farklıdır. Hastada gelişimsel gerilik olabilir, baş çevresinde küçüklük ve otizm benzeri klinik tablolar ortaya çıkabilir. Bu hastalarda MR görüntülerine ilaveten genetik incelemeler de yapmak gerekiyor. Epilepsinin tanısında uygulanan yöntemler ve ilk etapta ailenin gözlemleri oldukça önemli. Uzun soluklu bir tedavi sürecine tabi olan bu hastalığa dair aileler de kendilerini hazırlamalılar.” ifadelerini kullandı.