Antalya Ticaret Borsası Temmuz ayı olağan meclis toplantısında kentteki tarım ve hayvancılık konuları görüşüldü. Meclis komitesi üyeleri Antalya’da tarım ve hayvancılığın umut verici durumda olmadığını, üreticiye sağlanan desteklerin yeterli seviyeye ulaşmadığını belirtirken söz konusu sorunların sebeplerine de değindiler.
“KORKUTELİ’DE BÜYÜK BİR DRAM VAR”
Antalya Ticaret Borsası komite üyelerinden Kadir Sarıcalar susuzluk sorununa değinerek, “Korkuteli’nin bir sorununu dile getirmek istiyorum. Geçen yılbaşından bu yana sulama sistemi kartlı sisteme geçmiştir. Ama başarı olunamadı. Korkuteli vatandaşları büyük sıkıntıdalar. Bu konuyu DSİ’ye bildirmek ve bir çözüm bulmak istiyoruz. Korkuteli’nde büyük bir dram söz konusudur” dedi.
SERALAR SUSUZLUĞA YENİLİYOR
Komite üyelerinden Ahmet Yılmaz ise kentteki hububat hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “Harman erken başladı erken bitti. Buğdayda ortalama 400 kg kadar verim oldu. Arpada bu yıl bir hareketlilik yaşandı ancak verim açısından çok iyi bir sonuç alamadık. Nohut bazı bölgelerde gerileme gösterdi. Bazı bölgelerde ise 70 kg civarında verim aldık. En büyük sorunumuz ise susuzluk. Bölgemizdeki seralarda susuzlukla ilgili sıkıntılar yaşıyoruz. Bu konuda önlem alınması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Ahmet Yılmaz’ın açıklamalarına cevap veren ATB Başkanı Ali Çandır ise, “Ali çandır bölge bölge yağmur hasat sistemi yapılması gerekiyor. Bu sorun yerel yönetimlerin el atması ile çözülecek bir sorun değil. Bu konuda artık tamamen kapalı sulama sistemine geçilmesi gerekiyor” diyerek yapılması gerekenlere değindi.
GELECEK YIL ÜRETİMDE UMUT ÇOK AZ
Hasattan süt fiyatlarına kadar birçok konuya değinen Nuri Büyükselçuk, “Hasat hakkında konuşmak gerekirse fiyatlar bu sene oldukça düşük seyretti. Üreticiler ciddi anlamda zarar etti. Piyasa talebi oldukça zayıf ve bunun ana sebeplerinden biri finansman giderleri oldu. Aylık yüzde 5 finansman gideri olan bir ülkede hiçbir fabrika ya da tüccar malı alıp depolamaya yanaşmıyor. Rekolteler maalesef iklim sebebiyle çok ciddi manada düştü. Buna ilaveten hasat sonrası beklentiler de hiç olumlu değil. Bu kapsamda TMO’nun satış fiyatlarının da düşük kalacağını tahmin ediyoruz. Finansman giderlerinden dolayı özellikle un sanayinde şu an fabrikaların çok büyük bir kısmı zararına satış yapıyor. Fabrikalar maliyetlerinin 20-30 TL altına un satışı gerçekleştiriyorlar. Bu harman sonuçları da yeni sezondaki ekim işlerini etkileyecek. Çünkü insanlar görüyorlar ki emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Tekrar ekme işlemi yapacaklar mı yapmayacaklar mı bilinmiyor. Bazı çiftçiler benim işim bu diyerek ekme işlemi yapsa da muhtemelen sertifikalı tohum kullanmayacak.
Bu ise gelecek sene için umutların çok daha düşük olacağını gösteriyor. Tarım Bakanlığı’nın hayvancılıkla ilgili desteklerine de değinmek istiyorum. Bakanımız son 22 yıldaki 8. devrim niteliğindeki destekleri açıkladı. Burada en dikkat çekici konu çiğ süt desteklerinin 1 Ocak 2025’ten itibaren verilecek olmasıdır. Bu yıl pas geçilmiştir. Şu an sütte fiyatlar 9-10 liralara kadar düştü. Bazı illerden aldığımız duyumlara göre sanayici süt getirme başının çaresine bak düşüncesine girmiş. Sonuç olarak bir yandan işletmeler küçük ve verimsiz olarak nitelendirilirken bir yandan da sanki daha verimsiz olmaları sağlanıyor. Konuşmalarıma son verirken şunlara da değinmek istiyorum. İSO ikinci 500 verileri açıklandı. Bu verilere göre 500 firmanın geçen seneye göre satışları yüzde 14 düştü. Kar ise reel olarak yüzde 23 geriledi. Personel giderlerinde yüzde 131 oranında bir artış yaşandı” diye konuştu.
