Antalya Kent Konseyi Tarım Çalışma Grubu ve Çevre Çalışma Grubu son günlerde Antalya’da yaşanan çevre katliamları ile ilgili ortak açıklamada bulundu. Gruplar, Antalya’nı tehdit altında olduğunu ileri sürdü. Yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi:

“Hidroelektrik santral projeleri, çevresel sürdürülebilirliği ve yerel toplulukların yaşam kalitesini koruyan yaklaşımlar içermelidir. Bu projeler, suyun doğal akışını bozmadan, ekosistemi desteklemeli, enerji üretimi için çevreye zarar vermeyecek teknolojiler kullanılmalıdır. Yıl boyunca sürekli enerji üretim kapasitesi sağlayan, ekonomik olarak verimli ve yerel tarımsal üretim ile içme suyu kaynaklarını riske atmayan projeler, bizim için öncelikli destek kriterlerindendir. Yerel halkın ihtiyaçlarını ve çevresel dengeyi gözeten sürdürülebilir enerji çözümleri daima tercih edilmelidir.

Ancak bugün biz, Antalya’nın doğal kaynaklarına ve tarımsal yapısına onarılamaz zararlar verebilecek bir hidroelektrik santral projesi ile karşı karşıyayız. Doyran Deresini besleyen kaynaklar üzerine inşa edilmesi planlanan Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES), bölgedeki suyun cebri borulara alınıp enerji üretiminde kullanılmasını öngörmektedir. Ancak bu projenin hayata geçmesi durumunda, doğal yaşam, tarım ve yerel ekonomi üzerinde telafisi imkansız sonuçlar doğacaktır. Antalya Kent Konseyi Çevre ve Tarım Çalışma Grupları olarak, bu projenin durdurulması gerektiğine inanıyoruz.

ÇEVRESEL EKOSİSTEMİ TEHDİT EDECEKTİR

Doyran HES Projesi'nin en büyük tehditlerinden biri, bölgedeki doğal ekosistemin su kaynaklarına bağımlı olmasıdır. Proje kapsamında suyun doğal akışının kesilmesi, akarsu ekosisteminde yaşayan canlıların habitatlarını bozacak, yeraltı suyunun beslenmesi azalacak ve bitki örtüsüne ciddi zarar verecektir. Antalya’nın benzersiz flora ve faunası, Doyran Göleti’ni besleyen suyun borulara hapsedilmesiyle büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. Proje, Dünya’da sadece bu bölgeye özgü olan endemik bitki türlerini, örneğin Çalba, Kangay, kekik ve orkideleri yok etme riski taşımaktadır.

Bu bölge, aynı zamanda Antalya’nın içme suyu kaynaklarından biridir. Proje sonucunda su miktarı ve kalitesinde yaşanacak düşüş, halk sağlığını doğrudan tehdit ederken, tarım arazilerinin sulanmasında büyük sorunlar yaratacaktır. Doyran’daki karstik yapı su havzasını beslemektedir; bu havzayı kesecek olan HES, bölgenin su döngüsünü bozacak, toprağın verimliliğini ve tarımsal üretimi olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, bölgedeki suyun sıcaklığının artması ve içeriğindeki oksijenin azalmasıyla ekosistem büyük zarar görecektir.

TARIMSAL ÜRETİMİ OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR

Antalya'nın yerel ekonomisinin bel kemiği olan tarım sektörü, bu proje ile büyük zarar görecektir. Doyran Deresi ve Göleti'nden beslenen su kaynakları, bölgedeki tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir. Özellikle Antalya'nın yayla seracılığı, narenciye üretimi ve ünlü “Doyran Patlıcanı” gibi tarımsal ürünler bu kaynaklara dayanmaktadır. Suyun biriktirilmesi ve cebri borular içinde yüksekten bırakılması kalitesinde bozulmalara neden olacağından ürün kalitesinde düşüşe neden olacak, bölgedeki tarımsal üretimde ciddi kayıplar olacaktır.

Bölgedeki su kaynaklarına bağlı olarak sürdürülen aile tarımı da olumsuz etkilenecek ve yerel halkın geçim kaynakları zarar görecektir. Doyran, Geyikbayırı ve Çağlarca bölgelerinde içme suyu temini zaten sınırlıdır. Bu proje, yerel halkın içme suyuna erişimini daha da zorlaştıracaktır. Yerel tarım faaliyetlerini destekleyen bu su kaynaklarının zarar görmesi, bölge halkı için ekonomik kayıplar yaratacak ve Antalya'nın tarımsal üretim gücüne ciddi zarar verecektir.

I M G20241003151704

DİĞER HES PROJELERİNDEN ALINAN DERSLER

Başta Karadeniz'de gerçekleştirilen HES projeleri, doğaya verdiği geri dönülemez zararlarla geniş çaplı eleştirilere maruz kalmıştır. Doğal yaşamı yok eden, ekosistem dengelerini alt üst eden bu projeler, Antalya’da aynı hataların tekrarlanmaması gerektiğini açıkça göstermektedir. Antalya'nın benzersiz doğal ve tarımsal zenginlikleri, enerji projelerinin kurbanı olmamalıdır. Enerji üretimi elbette önemlidir, ancak bu süreç doğaya zarar vermeyecek, sürdürülebilir projelerle gerçekleştirilmelidir.

SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ ÇÖZÜMLERİ TERCİH EDİLMELİDİR

Ülkemizin enerji bağımsızlığı hedefini destekliyoruz, ancak bu bağımsızlık doğaya zarar vermeyecek yöntemlerle sağlanmalıdır. Enerji projelerinde fayda-zarar analizleri dikkatli bir şekilde yapılmalı, yerel halkın, tarımın ve doğanın korunması öncelikli olmalıdır. Doyran Regülatörü ve HES Projesi, bölge halkının geçimi, tarımsal üretim, içme suyu kaynakları ve doğal yaşam üzerinde geri dönülmez zararlar oluşturacak bir projedir. Bu nedenle bu projenin derhal durdurulması ve doğa dostu enerji çözümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

SONUÇ VE TALEPLERİMİZ

Antalya Kent Konseyi Çevre ve Tarım Çalışma Grupları olarak, Doyran Göleti’ni besleyen kaynaklar üzerine yapılması planlanan bu projeden vazgeçilmesini, Antalya’nın doğal kaynaklarını ve tarımsal üretimini koruyacak sürdürülebilir enerji projelerinin hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Bu süreçte, projeyi onaylayan kurulların, akademik uzmanlar, kamu görevlileri ve yerel halkın görüşlerini dikkate alarak vicdani ve bilimsel kararlar almasını bekliyoruz. Antalya'nın nefes aldığı bu bölgenin korunması, gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miraslardan biri olacaktır.”

Kaynak: ANTALYA KENT KONSEYİ / BÜLTEN