Türkiye, Akdeniz ve Ege kıyıları boyunca kıyı ve deniz koruma alanlarını ilan etmeye başladı. Bu korumanın toplamı, deniz ve kıyı sınırlarını kapsayan yaklaşık 17.575,79 km²'lik bir alanı içeriyor.  Deniz koruma alanları, balık stoklarının korunmasının yanı sıra, denizlerin biyolojik çeşitliliğini ve ekosistemlerin korunmasını hedefliyor. Bu alanlar, "Deniz Milli Parkı" ve "Deniz Rezervi" gibi adlarla anılsa da deniz ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilir kullanımlarının çalıştırılıyor. Denizlerin korunmasının genişletilmesiyle birlikte, dünya genelindeki ülkelerde deniz koruma alanları geliştirilmeye başlandı. Türkiye de bu hareketin bir parçası olarak kıyı ve deniz koruma alanlarını ilan etti.

DENİZ REZERVLERİ ÖNEM TAŞIYOR

Denizlerdeki olumsuz etkileri en aza indirgemek ve denizlerin doğal yaşam alanlarını koruyarak sürdürülebilirlik sağlamak için uzmanlar tarafından etkin yönetilen doğal rezervler oluşturmak gerektiği vurgulandı. Türkiye, denizin korunmasını etkili bir şekilde yöneterek, deniz ekosistemlerinin korunmasını ve biyolojik çeşitliliğin yayılmasını hedeflemektedir.

Koruma Altında (2)

Bu koruma alanlarını, denizin korunmasını teşvik ediyor. Balıkçılık faaliyetlerinin taşınması kısıtlamalar ve yasaklar, balık stoklarının yenilenmesine ve ekosistemlerin dengede tutulmasına yardımcı oluyor.

BALIK STOKLARI KORUNUYOR

Türkiye'nin deniz ve kıyı koruma alanları, deniz ekosistemlerinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sürdürülmesi için büyük önem taşıyor. Bu alanlar, balık stoklarının korunmasının yanı sıra, denizlerin biyolojik ve kültürel değerlerinin muhafaza edilmesinin de dahil edilmesi bulunmaktadır. Etkin yönetim ve sürdürülebilirlik odaklı politikalar sayesinde, Türkiye'nin deniz ve kıyı alanlarına gelecek nesillere sağlıklı ve zengin bir miras olarak bırakılabilir. Türkiye'nin deniz üretimini korumaya yönelik yatırımlar, deniz ekosistemlerinin korunmasına ve tarımın sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlıyor. Bu korumayı sağlayan etkin yönetimi hem denizlerin biyolojik çeşitliliğini hem de tarım ekonomisinin güvencesini sağlıyor.

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ/ SERCAN AYTIŞ