Antalya’da son dönemlerde değişin yağış rejimleri beraberinde sorunları getirdi. Şiddetli yağışların olduğu Antalya’dan sel ve taşkınlar yaşanmaya devam ediyor. Geride bıraktığımız 2024 yılı şubat ayında sel felaketi yaşanmıştı. Su baskınlarında pek çok evi su basmış ve bir vatandaş hayatını kaybetmişti. Öte yandan ayın yıl içerisinde Manavgat ve Side’de sel ve taşkınlar meydana gelmişti. Tüm bunlar yaşanırken Antalya’nın altyapısındaki eksikler gündemde yerini almaya devam ediyor. Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) İklim Değişikliği ve Çevre Çalışma Masası Başkanı Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Cem Arüv, YouTube kanalında yayımladığı videoda önemli açıklamalarda bulundu. Arüv, felaketler sonrasında olay yerinde buluna kamu görevlilerinin, sorunlar yaşanmadan önce önlememesinin teknik hata olduğunu ifade etti. Sert açıklamalarda bulunan Arüv, alt yapı eksiklerinin ve plansız şehirleşmenin sel ve taşkınları beraberinde getirdiğini dile getirdi.
FELAKETLERDEN SONRA YETKİLİLER NEDEN GİDİYOR?
Arüv, ‘Antalya’da sel felaketi yaşandıktan sonra neden belediyeler gidip suyu temizliyor ya da vatandaşın derdine hâl çaresi buluyor? diyerek konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Afet gerçekleştikten önce bunu yapmıyor da mutlaka böyle bir sel ve taşkın felaketi yaşandıktan sonra ilgili kamu kurumu ve kuruluş personeli, başta Antalya Valisi olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanı gidip işin başında bekliyor. Yağmur yağarken evde oturulurken Antalya Valisi Manavgat’a gitmek, zorunda kalıyor. Onun evi ailesi yok mu? İşi yok mu? Ya da Büyükşehir Belediye Başkanı ya da ilgili belediye başkanları bir yere su basıyor, taşıyor, bir bakıyorsunuz hepsi orada. Milletvekilleri, ileri gelenler ve hepsi sel ve taşkın olduğu yerde. Mutlaka bir iki tane yaralı, mal kayıpları ve can kayıpları yaşanıyor. Bunlar niye yaşanıyor? “
“ŞEHİRLEŞMENİZİ YANLIŞ YAPIYORSUNUZ”
Yaşanan felaketlerin ardında iki gerekçesi olduğunu ifade eden Arüv, “Birincisi bir felaket gerçekleştiği zaman normal şartlar altında, o felaketle ilgili iki tane pompa çalıştırıyorsunuz. Vatandaşın bir zayiatı varsa ödüyorsunuz. 1 ila 4 milyon zararı varsa onu ödüyorsunuz. Her yıl bu paraları ödemektense altyapıyı yapmak daha da ekonomik hale gelecek bu sel ve taşkınları için” diye konuştu.
İlk yatırım maliyeti yüksek olduğu için altyapı yatırımları yapılamadığını dile getiren Arüv, Şehirleşmenizi yanlış yapıyorsunuz. Plansız bir şekilde şehirleştiriyorsunuz. Dere yataklarına ve düşük kodlu yerlere, yapı yapılmasına müsaade ediyorsunuz. Buna bağlı olarak da sel ve taşkın yaşanıyor” dedi.
KAMU YETKİLİLERİNE YENİ MEŞGALE
Sel ve taşkın yaşandığı zaman bir kamuda yeni bir iş türediğini söyleyen Arüv, “Sel ve taşkınlara gidiyorlar kamunun böyle bir işi olabilir mi? Kamu da böyle bir iş türedi yeni bir meşgale çıktı kamu ya. Yağmur yağsa da bir yerlere sel ve taşkın bastı da biz de gitsek müdahale etsek gibi bir durum başladı” dedi.
TEKNİK EKSİK SORUNLARI
Antalya'da su baskınlarının yaşamasının sebebi teknik yetersizlik nedeniyle yaşadığın ifade eden Arüv, “Kırmızı kod ve siyah kod alakasız geliyor. Kırmızı kod, yolun tam ortasından geçtiği kabul edilen bir koddur. Haritacılar tarafından yapılan çalışmalar neticesinde şehir plancıları tarafından belirlenir. Ve yapılan tüm yapılar bu kırmızı kodun referans olarak alınarak yapılır. Bu kodun altında yapı yapılmasına müsaade edilmez. Yerleşim yapılmasına müsaade edilmez” şeklinde konuştu.
ANTALYA'NIN KIRMIZI KODU VAR MI?
Arüv konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Antalya'nın kırmızı kodu var mı? Yok Manavgat’ın, Alanya'nın, Kemer'in ve diğer ilçelerin kırmızı kodu yok. Mühendislik çalışmaları için olmazsa olmaz bir parametredir. Kırmızı kodu yok yol kodları belli değil.”
“TEKNİK GEREKLİLİĞİN YERİNE GETİRMESİ GEREKİYOR”
Arüv, “Peki yol kodları niye belirlemiyor? Kamu kurumları plancılar niye belirleyemiyor? Belirlediği takdirde teknik olarak kazı ve dolgu çıkıyor. Kazı ve dolgu çıktığı zaman da bu bir maliyet arz ediyor. Bu maliyetin karşılanması gerekiyor. Düzgün şehirleşme yapabilmeniz için, etrafınızın sel ve yağmurlarda, taşkınlarda, sizin evinize su basmaması için bir maliyet çıktı. Ama şu anda yere imar planı geçiriyoruz. ‘Oğlum getir şu dozeri, kepçeyi, aç şu yolu. Dök iki on santim asfalt ben size imar getirdim, yolunuzu da açtım’ oluyor. Yol da açıldı, yan taraftaki parsellerde değerleniyor. Yapıyı yapıyoruz. Kırmızı kod, siyah kod, altyapının geçici kodları ortada yok. Ondan sonra yağmur yağdı. Ben vatandaş olarak sel ve taşkından maruz kalmış olan hiç kimsenin bedelini ödemek istemiyorum. Devlet de ödememeli ama devletin ödememesi için teknik bir gerekliliği yerine getirmesi gerekiyor. O da kırmızı kodları belirleyecek, planını ona göre yapacak” dedi.
“BİR TEKNİK HATA VE EKSİKLİK ÖLÜMÜ GETİRİR”
“Alt yapıda teknik gereklilikleri belirlenmedi takdirde sel ve taşkına maruz kalırsınız” diyen Arüv, “Can ve mal kaybını oluyor. Bu kod belirlenmemesinden dolayı yaşanan bir ölüme dönüşüyor. Sel ve taşkınlardan meydana gelen ölümler ve mal kayıpları tazminat gerekçesidir. ‘Belediyeye sorarlar sen buraya nasıl imar verdin, nasıl yolu açtın, buranın kırmızı kodu ne siyah kodu ne ve hangi altyapı yatırımını yaptın?’ diye sorarlar. Normal bir gelişmiş ülkede bunu sorarlar. Hukuk böyle bir suça ortaklık etmez. Bu bir teknik hata ve eksikliktir. Bunu yerine getirilmesi gerekiyor.
“ANTALYA'YI HER YIL SEL BASACAK”
Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Cem Arüv, alt yapıdaki sorunlar giderilmediği taktirde her yıl Antalya’da can ve mal kaybının yaşanacağını vurgulayarak, “Teknik doğruları yapmadığınız takdirde Antalya'yı her yıl sel basacak, her yıl taşkınlar olacak ve her yıl can ve mal kayıp olacak. Göz göre göre müsaade ediyoruz. Ondan sonra Büyükşehir Belediye Başkanı, Antalya Valisi sürekli olayın başında. Ne gerek var böyle bir şeylere aklımızı kullanalım, yapalım 21. yüzyılın dünyasında yaşıyoruz 2024'ü bitiriyoruz, 2025'e geçiyoruz. Niye teknik gereklilikleri yerine getirmiyoruz?” sözlerine son verdi.