Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri, terörist başı için gündeme gelen huzur hakkı, Suriye’deki gelişmeler ve iç siyasete dair önemli açıklamalar yapar Özdağ, tüm vatandaşları düzenleyecekleri “Mehmetçik Katillerine Af Yok” mitingine katılmaya davet etti.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın açıklamaları şöyle:

PAZAR GÜNÜ 15:00’TE MİTİNG

Devlet Bahçeli’nin sözcülüğünü yaptığı ikinci açılım süreci çerçevesinde İmralı’da müebbet hapse mahkum olan Abdullah Öcalan’ın Umut Hakkı çerçevesinde serbest bırakılması, PKK’lı tüm teröristlere af gelmesi ve bunun genel affa dönüşmesi sürecini durdurmak amacıyla ilkini Karaman’da gerçekleştirdiğimiz “Mehmetçik Katillerine Af Yok” mitinginin ikincisini Antalya’da Pazar günü saat 15;00’te gerçekleştireceğiz.

Ümit Özdağ (4)

BAHÇELİ’YE BAHSEDİLEN PROJE

Yeni Milliyetçi Hareket Partisi Genel Bahçesi Dr. Devlet Bahçeli, ‘Önümüzdeki süreçte herşey değişecek inşallah Türkiye değişmez’ demişti. Bahçeli neyi kastettiğini açıklamadı. Demek ki kendisine bir projeden bahsedildi ve projenin korkutuculuğu karşısında biçok şeyin değişeceğini ancak Türkiye’nin değişemeyeceğini ifade etmek istedi. Bir başka konuşmada, bizzat okuyarak ‘Türkiye Milleti’ ifadesini kullandı. Mecliste MHP kulislerinde milletvekillerine ABD’nin Irak’ı böldüğü, Suriye’yi böldüğü ve sıranın İran ile Türkiye’ye geldiği, bundan dolayı PKK ile barışmak gerektiği fikrinin anlatıldığını Meclis muhabiri gazetecilerden öğrendik. Özetle Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklama bizde şaşkınlık yaratmadı, böyle bir açıklamayı bekliyorduk. Ancak bir terör örgütünün elebaşını gazi meclise davet edip konuşma yaptıracak kadar cüretkar olacağını beklemiyorduk. Bu çağrıdan sonra Devlet Bahçeli yine ısrarla ‘Madem Öcalan meclise gelemiyor, DEM heyeti İmralı’ya gitsin ve görüşsün’ çağrılarında bulundu. DEM heyeti İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşmelerde bulundu ve Öcalan’ın kendilerine not ettirdiği 7 maddelik açıklamayı kamuoyu ile paylaştı.

Ümit Özdağ (3)

HİÇBİR ÖRGÜT YOLUNDAN DÖNMEZ

Her ne kadar gerek Erdoğan, gerek Bahçeli kürt kamuoyuna yönelik tepkileri azaltmak için Abdullah Öcalan’ın terör örgütüne yapacağı çağrı ile kendisini lağvetmesini sağlayacak ve ‘bunun karşılığında terör örgünü ve Öcalan hiçbir şey istemiyor’ deseler de bu gerçekleri yansıtmıyor. Dünya terörizm tarihinde hiçbir terör örgütünün müzakerelerde hiçbir şey talep etmeden ‘tamam biz yanlış yaptık, yolumuzdan dönüyoruz, kendimizi lağvediyoruz’ dediğine şahit olmadık. Öcalan ve Kandil’de de Suriye’deki teröristler yaptıklarından pişman mı oldular da varlıklarına normal insan olarak devam etme kararı aldılar. Hayır! Erdoğan ve Bahçeli’nin açıklamaları aynen birinci açılım sürecinde olduğu gibi halkın tepkisini sönümlemeye dönüm psikolojik açıklamalar.

ÖCALAN’IN 7 MADDELİK TALEBİ

Hiç birimiz unutmadık; Erdoğan 1. açılım sürecinde kamuoyuna çıkmış ‘Biz İmralı ile görüşmeyiz’ demiş. Birkaç ay sonra ‘Görüştüysek ne olmuş, talimatı ben verdim’ demiş, Dolmabahçe Sarayı’nda AK Parti yöneticileri ve güvenlik bürokrasisi, bugünün DEM milletvekilleri ile anlaştıklarını belgeleriyle kamuoyuna açıkladılar. Bundan dolayı Bahçeli ve Erdoğan’ın, ‘Öcalan ve PKK’nın hiçbir talebi yok silahları bırakacaklar, birşey istemiyorlar’ ifadeleri gerçekleri yansıtmıyor. Kandildeki terör şeflerinin yaptığı açıklamalarda, Bahçeli ve Erdoğan’ın açıklamalarının gerçeklerini yansıtmadığını, Öcalan’ın 7 maddelik notlarında taleplerini olduğu net.

Ümit Özdağ (1)

KAMUOYU YANILTILMAYA ÇALIŞILIYOR

Öcalan, ‘Milletlerin kaderlerini tayin haktır. Bizimle uzlaşmazsanız Gazze’de Suriye’de olanlar sizin de başınıza gelir, yeni bir devleti Bahçeli ve Erdoğan ile birlikte kurmaya hazırım’ demiştir. Terör örgütünün Kandil’deki şefleri ise ‘Özerklik bizim hakkımız, Anayasanın değişmesini istemek bizim hakkımız, Kürt kimliğinin anayasaya yerleşmesi doğal hakkımız’ diyor. Gerçek böyleyken psikolojik operasyonlarla kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını, tepkinin düşürülmeye çalışıldığını, ‘Öcalan zaten İmralı’dan çıkmak istemiyor’ dendiğini görüyoruz.

TEPKİLERİ DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR

Öcalan’ın İmralı’dan çıkması ile ilgili ifadeyi tüm Türkiye ve Dünya, Devlet Bahçeli’nin ‘Öcalan’a umut hakkı verelim’ açıklaması ile öğrendi. Ardından Öcalan’ın aslında çıkmak istemediği algısı oluşturulmaya çalışıldı. Bu tamamen toplumun tepkisini düşürmeye yönelik bir açıklama. Son 22 yılda siyasette yer alan Erdoğan’ın özel kalem müdürünün babası İhsan Aslan, yaptığı açıklamada tüm olasılıkların hesaplandığını ve ilmek ilmek örüldüğünü, Şubat ortasında önemli gelişmelerin olacağını söyledi. Kuzey Irak’ta yayınlanan gazeteciye verdiği demeçte, AK Parti’nin PKK, PYD gibi örgütlerle temasında önemli bir isim olan Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman benzer açıklamalar yapıyor. Kendileri bu açıklamaları yapıyorlar, milletvekillerine bu açıklamayı yaptırıyorlar, hem de kamuoyunun yükselen tepkisi karşısında manipüle etmek için adamın çıkmayacağını söylüyorlar.

ÖCALAN’IN EVLENME İSTEĞİNE SERT TEPKİ

Geçici süre için toplumu alıştırana kadar İmralı’yı bir hapishane olmaktan çıkarıp Öcalman‘ın denize nazır villaya çevirmek isteyebilirsiniz: Ancak bunu bu millete anlatamazsınız. Öcalan’ın önemli bir isteğinin de evlenmek olduğunu duyuyoruz. 20 yaşındaki gençler nişanlılarına ulaşamadan şehit oldu, bu adamın evlenmesinin önünü mü açacağız. Bir devlet verdiği cezayı üstelik asker, polis, öandarma, devlet görevlisi ve sivil vatandaş 15 bin insanın şehit edilmesine yol açmış bir teröristi affedtmesi hayatın normal akışına aykırıdır.

İLK AÇILIMDA 790 GENÇ ŞEHİT OLDU

PKK’lı teröristlerin böyle bir durumda nasıl Türk devleti ve milletine karşı zafer kazandıkları psikoloji ile saldırgan, şirret bir tavır alacaklarının farkında değil misiniz? Bunun toplumsal barışı nasıl sabote edeceğini ve Türkiye’ye bir başka büyük gerilime sürükleyeceğinin farkında değil misiniz? Birinci açılımda yaptığınız hataların sonunda Türk polisinin ve jandarmanın en seçkin evlatlarının 790 gencimizin şehit olduğunu ne çabuk unuttunuz? TUSAŞ’ta PKK’nın yaptığı baskında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın kanı kurumadan Türk milletine böyle bir masal anlatmaya nasıl cüret edersiniz?

TÜRKİYE GENELİNDE MİTİNG DÜZENLENECEK

İkinci terörle müzakere sürecinin birincisinden farkları olduğu kesin. Bu farklardan biri de Türk siyasetinde artık Zafer Partis’nin varlığı. Zafer Partisi sadece terörizme küfreden ve kahrolsun diyen bir siyasi parti değildir. Zafer Partisi terörizmi hangi örgüt olursa olsun doğasını genetiğini bilen bu genetiğin nasıl çözüleceğini ve dağıtılacağını bilen kadroların partisidir. Onun için Zafer Partisi Cumhur İttifakı ve DEM’in kurduğu yeni koalisyonun Türk halkına yönelik psikolojik operasyonunu ifşa edip engelleyecektir. Bu çerçevede Karaman’da başlattığımız ‘Mehmetçik Katillerine Af Yok’ mitinglerimizi bu hafta sonu Antalaya, gelecek hafta İzmir, ardından Aksaray’da, yani yurdun değişik yerlerinde ara vermeden sürdüreceğiz. Vatandaşa 2. Terörle müzakere süreci konusunda gerçekleri ısrarla ve kararlılıkla anlatacağız. Zannediyorlarsa ki ağır ekonomik krizden ötürü Türk halkı karnını doyurma mücadelesi veriyor ve bundan dolayı terör örgütü liderinin ele başısının serbest bırakılması konusunda ciddi bir tepkisi olmaz, çok yanılıyorlar.

TÜRK MİLLETİ AÇ KALIR DEVLETTEN VAZGEÇMEZ

Biz çarşı-pazar sürekli dolaşıyoruz. Vatandaş torbasını dolduramıyor ama bu millet ‘Allah millete devlete zeval vermesin’ sözünü ortaya çıkarmış bir millet. Aç kalır devletinden vazgeçmez. Türk milletinin yüzünü kızartacak,. Devlete terör karşısında diz çöktürecek bir müzakereye evet denmeyeceğini Haziran 2015 seçimlerinde gösterdi ve AK Parti’yi iktidardan düşürdü. Şimdi tekrar gösterecek ve bu sefer bu ittifakın içerisinde olan tüm partileri seçmen sandıkta ağır şekilde cezalandıracak.

SURİYE’DE BÜYÜK BİR BAŞARISIZLIK VAR

Cumhur İttifakı, Şam’da zafer kazandığı algısı oluşturmaya çalışıyor. Bunun karşısında duran tek parti Zafer Partisi’dir. Suriye’de bir ABD projesinin gerçekleştirdiği ve İsrail’in 1982 yılında ortaya koyduğu Dünya Siyonist Örgütü’nün dergisinde Irak’ın 3’e, Suriye’nin 4’e bölünmesi projesinin başarıyla sonuçlandığını ifade ediyoruz. Yandaş medyada da ‘Suriye’de zafer kazandık’ çığlıklarının atılmadığını görüyoruz. ABD Suriye’den çekilmiyor ve Trump, Biden politikasını aynen sürdüreceğini açıkladı. ABD ordusu yeni üsler inşa ediyor. Ahmet Davutoğlu, 2 hafta önce sosyal medyadan bana sormuştu; ‘Halep’e Türkiye’de üniversite okuyan biri atandı noldu?’ diye. Türk mallarına yüzde 500 gümrük geldi, Ürdün’e ise yüzde 0. Bir kişinin Türkiye’de okuması demek Türkiye’nin adamı olması demek değil. Öyle olsa yurtdışında okuyan herkes okuduğu ülkenin adamı olur. Siz Türk halkının 174 Milyar Dolar’ını Suriyeliler için harcadınız ve harcamaya devam ediyorsunuz. Ama 7 Milyon Suriyeli Türkiye’de yıllarca ağırladınız,. Hastanelerde Türklerin önüne geçirdiniz ve şimdi Türk mallarını oraya satan işinsanlarına yüzde 500 vergi ödeyecekler. Geldiğimiz nokta bu. Suriye’de büyük bir başarısızlık var. Suriye’de Türkiye son andaç Rusya ve İran’la kurduğu ittifaktan ayrılıp bu iki ülkeyi kendisine düşman yaptığı gibi, yeni ittifak yaptığı unsurlar tarafından kabul edilmemiş ve Roma’daki toplantıya davet dahi edilmemiştir. Suriye coğrafyası, bundan sonra bugüne kadar olduğundan daha büyük tehlikeye neden olacaktır.

Ümit Özdağ (2)

ÖNCE PETROLÜ, SONRA SUYU ELİMİZDEN ALDILAR

Amaç petrol bölgesi olan Musul ve Kerkük’ü bizden koparmaktı. Şimdiki amaç 21. Yüzyılın petrolü olan suyu koparmak için Fırat ve Dicle bölgesini Türkiye’den koparmak. Türkiye’de hukuken bir eşitsizlik yoktur ve olmamıştır. Cumhuriyetin son yüzyılında hiç böyle bir şey olmamıştır. Böyle bir eşitsizlik yokken. ABD’de zenciler 1970’lere kadar birçok temel siyasi hakka sahip değildi. Onun için büyük bir siyah mücadelesi ABD siyasetine 1960’larda damga vurmuştur. Almanya’da 1930-40’lı yıllarda nasıl bir ırkçı vahşetin yaşandığını iyi biliyoruz. Avrupa’nın kolonilerinden 20. Yüzyılda yaptığı vahşeti de biliyoruz. Kimse Türkiye Cumhuriyeti’ni insan hakları ve demokratik değerler açısından değerlendiremez. Bu konuda batıdan öğrenebileceğimiz bir şey yok.

TÜRKİYE İSTİHBARATÇI KAYNIYOR

Türkiye çok fazla istihbarat örgütü elemanının yerleştiği bir coğrafya. Belki zaman zaman belli iller Dünya’daki en fazla yoğunluğa sahip oluyor. Mesela Hatay.

BU OPERASYONLARIN AHLAKI VE NAMUSU OLMAZ

Muhalefet belediyelere ve başkanlara yapılan operasyonları haksız buluyorum. AK Partili belediyeler hiçbir yolsuzluk yapmazken sadece CHP’li belediyelerin yolsuzluk yaptığı iddiası doğru değil. Türkiye’de yasalar farklı farklı uygulanırsa milletin bir bölümü kendisini bu ülkeye ait olmaktan uzaklaşıyor durumda bulur. Yapılan tam da budur. Yasalar Cumhur İttifakı’na farklı, muhalefete farklı uygulanıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na bir kavram kullandı diye siyasetten yasaklayacak bir ceza getirilmeye çalışılıyor. O kavram ile ilgili Yargıtay’ın hakaret olmadığını ifade eden bir hüküm metni oluşturmuş. Keza Libya’da şehit olan 2 MİT mensubu için mecliste düzenlediğim basın toplantısında ‘Allah rahmet eylesin’ dediğim için siyaseten yasaklı hale gelmem için bana da dava açıldı. Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamayı canlı veren tüm MİT yönetimini ifşa eden Fahrettin Altun ile ilgili soruşturma açılmadı. TRT’ye de soruşturma açılmadı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İstanbul’da bir güvenlik toplantısı yapıyor, fotoğrafı koyuyor, altınada ‘İl Emniyet müdürümüz, Jandarma alay komutanı ve MİT bölge başkanımız’ diye yazıyor ve sosyal medyada paylaşılıyor. Bunlar ifşa olmuyor benim başsağlığı dilemem ifşa oluyor. Böyle hukuk olur mu? Bu tam bir rezalet. Beşiktaş’ta yolsuzluk yapılmış, Hadi canım sende. Beşiktaş’ta ne yapıldığını bilmiyorum ama sizin belediyelere operasyon yapılmadan Beşiktaş’a yapılan operasyonun ahlakı ve namusu olmaz.

CHP YANLIŞ POLİTİKALARDAN DÖNMELİ

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu konuda ‘el yükseltiyorum’ diye yaptığı açıklamanın yanlış olduğunu, sonucunu bilmediği süreçlerin neticesini görmeden ortaya çıkmasının CHP’nin vatansever seçmeninin taleplerini yansıtmadığını ifade ettim. Tekrar söylüyorum, CHP genel başkanı bu süreci çok yanlış yönetiyor. CHP seçmeni ile vatansever Atatürkçü seçmen karşı karşıya geliyor. ‘Kürtlere sahip oldukları anayasal haklar verilmelidir’ açıklaması talihsiz bir açıklamadır. Diliyoruz; Özgür Özel ve kadrosundaki liberal, solcu enternasyonelci heyet bu yanlış politikalarından vazgeçer.

3 MADDEDE UZLAŞMA, İLK 3 MADDE TARTIŞILIYOR

Abdullah Öcalan serbest kalacak ve örgüt eylemlerine son verecek. Böyle bir denklem yok. Genel af ve PKK’lı teröristleri topluma kazandırma yasası, Anayasanın 10, 42 ve 66. Maddesinde uzlaşma sağlandı. İlk 3 madde ile ilgili de tartışmanın devam ettiğini duyuyoruz. Ergenekon ve birinci açılık sürecinde önemli rol oynayan bir AK Partili İhsan Aslan, “İki tarafın da barış, uzlaşma ve anlaşma olacağına inanmaları gerek. Bence ne yapılacağı biliniyor. Verilen bir karar var ve bu ilmek ilmek örülüyor. Konuşulmamış düşünülmemiş bir şey yok. Bunu Şubat ayı içinde ciddi bir mesafe alıpı somut adım adtılacağını düşünüyorum” dedi. Bu toplantıdan sonra Cumhur ittifakından Zafer Partis’ne yönelik yine saldırılar gelecek. Öcalan’la ve PKK ile anlaşmadıklarını söyleyecekler. Eğer yoksa bunu İhsan Aslan’a Hüseyin Yayman’a söyleyin. Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarda TV ekranlarında konuşturduğunuz gazetecilere söyleyin. Bir anlaşmanız var ve bunu topluma söylemekten utanıyorsunuz: Alıştıra alıştıra söylemek istiyorsunuz biz buna izin vermeyeceğiz.”

Muhabir: UĞUR FİDAN