Baba, yeni kalkmış, yatağında tembellik yapıyordu. Anne ise mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Alt kattan gelen sesleri duyarak biraz daha dinlenmek için uyumaya devam eden baba, bir müddet sonra aniden gözlerini açtı. Belli ki karısı, kısa süre önce dünyaya gelen bebeklerine ninni söylüyordu. Monitöre baktığında bebeğin mışıl mışıl uyuduğunu, annenin de ninni söylemeye devam ettiğini gördü.

Bodrum kata girmek yasaktı. Bu her zaman böyle olmuştu. Ve çocuk, annesinin koyduğu yasağı çiğnememek için direniyordu. Çünkü o annesinin sözünden hiçbir zaman çıkmazdı. Ama bir gün, bodrumdan gelen seslere daha fazla karşı koyamadı ve aşağıya inmeye karar verdi. Sonuçta annesi dışarıda çim biçmekle meşguldü ve o da bu sırada bodrumdaki küçük köpekle birazcık oynayabilirdi. Hem belki de çok açtı köpek. Sonuçta günlerdir ağlar gibi havlıyordu. Yanına biraz da süt alarak bodrum kata inmeye başladı ve kilitli kapıyı açtı.

Aşağısı çok karanlıktı ve köpeğin hiç sesi çıkmıyordu. İçeri doğru biraz daha ilerlediğinde, gözleri karanlığa alışmış, etraftaki cisimleri seçmeye başlamıştı. Nefesini tutmuş, çevresine bakmaya devam ederken, bir çift el onu arkadan sımsıkı tuttu ve dışarı çıkardı. Ne olduğunu anlayamayan çocuk, karşısında ona öfkeyle bakan annesini gördü. Çok kızgın olan ve ona ilk kez bağıran annesine bir daha oraya inmeyeceğine söz vererek odasına çıktı. Ve bir daha annesini sinirlendirmemek için ne duyduğu köpek seslerinden ne de bodrumdaki elleri ve ayakları olmayan çocuktan söz edebildi.