İlk insandan günümüze kadın hakları konusunda merak ettiğim çok şey var.  Tarihsel gelişim içinde kadının kazandığı, kaybettiği haklar nedir, bunları hangi koşullarda kullandı?

Tarih, kadının ilk çağlarda erkekten kimi zaman daha güçlü olduğunu gösteriyor. Sümerlerde dünyanın ilk kanunu Urukagina’nın asırlar öncesinden aile hukukunu düzenlemesi ve daha sonrasında İstanbul Sözleşmesi’ne kadar geçen sürede aile hukuku, aile içi şiddetin ele alınması kadın çalışmalarının geçtiği zorlu tarihsel süreci anlama bakımından önemlidir.

Bu nedenle, tarih bilgisi olmadan günümüzde teori geliştirmeye çalışmak zor olmasa da yavan kalacaktır. Tarih kadının evde, ülke yönetiminde, ekonomide güçlü olduğu dönemlere sahiptir. Hititler’de kadın yönetici olarak mühür sahibidir,  yapılan protokollerde kralın mührü yanında kraliçenin de mührü vardır. Yönetim kademesinde kadın erkek eşitliğinin sağlandığı görülmektedir.

Günümüzde erkek egemen parlamentolarda kadınlara yönetici olarak fırsat verilmemektedir. Örneğin ülkemizde seçilen milletvekili sayısındaki kadın vekil oranı % 10 değildir. Yerel yönetimlerde kadın belediye başkanı, meclis üyesi sayısı azdır. Günümüzü anlamak için geçmişi iyi okumak gerekiyor.

Anadolu medeniyetlerinde kadının toplumdaki yerinin ne derece yüksek olduğu görülmektedir. Mısır ile yapılan ve tarihte bilinen ilk anlaşma olan Kadeş Anlaşmasında kral ve kraliçenin imzaları bulunmaktadır. Krala gönderilen mektuplar yanında kaliçeye gönderilen mektupların da varlığı bilinmektedir.Medeniyetler içinde evlilik kurumu, boşanma hukuku, velayet konuları, miras durumu ile ilgili belgelere rastlanır. Evlilik birliğini yasallaştırıp karşılıklı imza altına alanlar boşanma içinde belgeler düzenleyerek kadın ve erkek için toplumsal normlar belirlemişlerdir.

Sümerler, Asur Ticaret Kolonileri, Hititler, Romalılar derken günümüze gelindiğinde kadın haklarının kimi zaman çok ileri olduğu, kimi zaman da kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak değerlendirildiği dönemler olmuştur.

Çağdaş toplumlarda kadın erkek eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliği konuları konuşulurken Ortadoğu ülkelerinde kadınlar sosyal, ekonomik, yönetim gibi alanlardan çıkarılarak eve hapsedilmektedir.

Tarihsel gelişimi izlediğimizde geri dönüşlerin olduğu, kazanılan hakların geri alındığı dönemlere rastlıyoruz.  Ülkemiz kadın haklarının gelişmesi ve yaygınlaşması konusunda çok ileri olmamasına rağmen Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlar için seçme ve seçilme hakkını tanıması ile dünyada birçok gelişmiş ülkeden önce kadını siyasal hayata katmıştır. Bu gelişme ile kadın toplumsal gücüne güç katarak yönetici olarak da kendisini ifade etmiştir.

Antik çağda kadın konusunda merak ettiğim bir konu günümüzde yaygın olan ve dünyanın bütün uluslarında yaşanan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusudur. Günümüz kadınlarının yaşadığı en temel sorunlardan birisi kadına yönelik şiddet antik çağda var mıydı, nasıl yaşandı?

Antik çağdan günümüze kadar geçen geniş tarihsel yelpazede kadın olmanın zor olduğu görülüyor.

Kadın olsaydınız, hangi çağda ya da medeniyette olmak isterdiniz? Bu soruya, kadın bakış açısına sahip biri ve kadın çalışmaları yapan bir erkek olarak cevap vermek gerekirse ben Sümerler döneminde yaşamak isterdim.

 

Peki siz?