Bundan 20 yıl önce yeni bir siyasi parti kurulmuştu. Adına da Adalet ve Kalkınma Partisi kısaca AK Parti ismiyle ortaya çıkmıştı. Halkın yüzde 34,28 oyunu alarak Abdullah Gül’ün Başbakanlığında hükümeti kurmuştu. Yıl 2002’yi gösteriyordu. Daha sonra okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevinde giren Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olamamıştı. Abdullah Gül Başbakan olduktan sonra Siirt’te yapılan bir ara seçim sayesinde Erdoğan Meclise girip Başbakan olurken, daha sonra Abdullah Gül’de Cumhurbaşkanı oldu.

İşte o yıllarda biz bir avuç gazeteci Almanya’daydık. Avrupalı parlamenterlerle bir araya gelip Avrupa Birliği’ni konuştuğumuzda hükümetimize, Cumhurbaşkanımıza kuşkuyla baktıklarını gördük. Biz de inadına halkın seçtiklerine saygı duymak lazım diyerek bu hükümeti ateşi bir şekilde savunarak AB’ye adayız dedik. Anladık ki AB bizden daha iyi bu hükümeti tanıyor biliyordu. Bu günleri yaşayacağımız aklımızın ucundan bile geçmiyordu. Aradan yıllar geçtikçe her şey değişti.

Aradan tam 19 koca yıl geçti hepsi uçup gitti. Hayali bile suç sayıldı…

Çember sakallılar takım elbise giyerek iş adamı oldular…

Bu zaman içinde bir de baktık ki ülkede ne fabrika kaldı ne üretim. Köylü icralık şehirli yoksul. Ne varsa elimizden alınmış. Hazine tam takır. HES dediler, maden dediler cennet gibi vatanı tarumar ettiler. Şimdi de ülkenin asırlar boyu var olan zeytinlerine göz koydular. Haram dediler Yahudi meyvesi dediler yok edeceğiz dediler…

Peki zeytin ağaçları gerçekten Yahudi meyvesi miydi? Gelin tarihin tozlu sayfalarından bir geçmişe bir bakalım Zeytin eski Yunancada “eleia” kökünden, Latince ‘olea’dan türetildi. Anadolu’da yaşamış Akatlar’da da “zeirtum” sözcüğüne rastlanır. Yerküredeki ilk ağaçtır denilemez, ama ilk ağaçlardan biridir. İnsan soyu zeytine kutsal bir değer yükler. Bunun içindir ki kitaplı dinlerde zeytin ağacının yeri vardır. Eski Yunan mitolojisinde zekâ, sanat, strateji, ilham, barış tanrıçası Athena ve müziğin, sanatların, güneşin, ateşin, şiirin tanrısı, kehanet sahibi bilici tanrı Apollon zeytin ağacıyla özdeşleştirilir. Zeytin ağacı bu tanrıça ve tanrının simgesidir, onlarla anılır. Apollon başka ağaçlarla da özdeşleştirilir örneğin defne, palmiye, demirhindi…

Aden Bahçesi’nden kovulan Adem, öleceğini anladığında insanlara ölümü getirdiği, sınırlı bir yaşama mahkûm ettiği için vicdan azabı duyar ve kendini affettirmek ister. Adem, üçüncü oğlu Şit’e bir görev verir. Aden Bahçesine gidecek, kapıdaki nöbetçilere yalvararak bahçedeki iyi ve kötünün ağacından üç tohum getirmesini isteyecektir. Melek, Şit’in istemi üzerine, Adem’in son arzusunu yerine getirir ve ona Aden’deki kutsal ağaçlardan oluşan üç ağacın tohumunu verir. Bu üç ağaçtan biri zeytin ağacıdır, diğerleri sedir ve servi.

Nuh tufanı sonrası, suların çekildiğini müjdeleyen güvercinin gemiye döndüğünde ağzında tuttuğu yapraklar zeytin ağacının yaprağıdır. Zeytin ağacına ilişkin ilk arkeolojik bulgular Ege Denizi’ndeki Santorini Adası’nda rastlanır. Yapılan kazılarda 39 bin yıl önceye ilişkin zeytin yaprağı fosillerine rastlanmıştır. Teolojide kitaplı dinlerde beş meyve kutsal olarak nitelendirilir. Bu beş meyve zeytin, incir, hurma, nar ve üzümdür. İncil’de Romalılara gönderdiği mektupta Pavlus, zeytin ağacına ilişkin şunları yazar: “Eğer kök kutsalsa dallar da kutsaldır.” Kuran’da da zeytin ağaçları dört ayrı surede geçer. Bunlardan Tin Suresi’nde Allah zeytin ve incir ağacı üzerine yemin eder: “İncire ve Zeytine ant olsun!” En’am Suresi’nin 99. ayetinde ağaçların sayısı dörde çıkar. “İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız.”

Nur Suresi’nde de nurun zeytin ağacının ışığından tutuşturulduğu yazılır. “… İnci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan ne doğuya ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak kadar berraktır. Nur üstüne nur.”

Amaç bellidir. Ülkeyi talan etmek, halkı yoksullaştırmak ve var olan tüm güzellikleri yok etmektir. Yedi kez gündeme getirilen ve tepki üzerine geri çekilen, zeytinliklerin kararname ile yok edilmesine inat zeytini savunacağız yine. Ülkeyi talan etmek isteyenlerle savaşacağız…

Ya hakkımız hak ya da serap olacak…