İstanbul, 8 Eylül 1881-İstanbul, 8 Temmuz 1942. İbrahim Refik (Bey) Saydam, Atatürk ile Samsun’a çıkan 18 subaydan biridir. Tabip Binbaşı İbrahim Refik (Saydam), Atatürk’ün Millî Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’a çıkan kadrodan Millet Meclisine mebus seçtiği 10 kişiden biri olup, Sağlık Bakanlığı ve Başbakanlık görevlerinde bulunmuş, Türk devlet ve siyaset adamıdır. Bu görevleri ile Refik Saydam, Millî Mücadele arkadaşlarından devlet hizmetlerinde en yüksek mevkie ve mertebeye ulaşmış olanıdır. İbrahim Refik (Saydam), İstanbul’da Fatih’te Hacı Hasan Mahallesi Çırçır Caddesi, 11 numaralı evde dünyaya gelmiştir. Babası Hacı Mehmet Efendi, Annesi Fatma Zehra Hanım’dır. Hacı Mehmet Efendi, Çankırı İlinin Çerkeş İlçesine bağlı Karacaviran nahiyesi, Dolap Köyünden Uzunömeroğlu Abdurrahman Ağa’nın oğlu olup, İstanbul’da Balkapa­nın­da yağ ticareti ile meşgul olmuştur. Refik Saydam’ın annesi ise Hayriye tüccarlarından Divrikli Osman Efendi ile yine Hayriye tüccarlarından Kemahlı İbrahim Efendi’nin küçük kızı Fatma Nefise Hanım’ın büyük kızıdır. İbrahim Refik (Saydam), eğitimine mahalle mektebinde başladı. 1892 yılında Fatih Askerî Rüştiyesine girdi 1896’da Çengelköy Askerî Tıbbıye İdadisine geçti. 22 Ekim 1905’te 1225 numaralı diploma ile ve tabip yüzbaşı rütbesiyle Askerî Tıbbiyeden mezun oldu. Aynı yıl Gülhane Seririyatında klinik çalışmasını tamamladı. 29 Temmuz 1907’de kura ile Üçüncü Ordu emrine tayin edilmişse de, 7 Ağustos 1907 tarihinden itibaren bir yıl müddetle Gülhane Hastanesinde Histoloji ve Embriyoloji Bölümünde çalıştı. Bu sırada Yemen’e memur olarak tayin edilmişse de gitmedi. 15 Nisan 1908’de Manastır’da bulunan 3. Ordu Merkez Hastanesine, 29 Haziran 1908’de 3. Ordu 16. Redif Alayı 3. Taburuna geçici olarak görevlendirildi. 2 Ağustos 1908’de Manastır Hastanesindeki görevine döndü. 23 Mayıs 1909’da Maltepe Hastanesine, 6 Nisan 1910’da Levazımat-ı Umumiye Dairesi Fes Fabrikasına tayin edildi. Bu sırada Almanya ve Fransa’ya gönderilecek stajyerler için açılan imtihanı kazandı. Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın emri üzerine, 11 hekim, 3 eczacı ve bir kimyager ile 3 veteriner subaydan oluşan bir grupla 4 Ağustos 1910’da Almanya’ya gönderildi. Almanya’da Berlin Askerî Tıp Akademisinde kurs gördü. Ölmeden bir yıl önce İstanbul’daki yalısını Darüşşafaka’ya, Ankara’daki evini de Kızılay’a bağışladı. Askerî sağlık alanında yaptığı başarılı görevlere karşılık Muharebe Gümüş Liyakat Madalyası, Muharebe Gümüş İmtiyaz Madalyası, Dördüncü rütbeden Mecidi, Gümüş Hilal-i Ahmer Madalyası, Dördüncü Rütbeden Harp Alametli Kırmızı Kartal Nişanı (Prusya), Üçüncü Rütbeden Harp Alametli Askerî Liyakat Nişanı (Bavyera), İkinci rütbeden Demir Salib (Prusya) ve Harp Alametli Fransuva Josef Nişanının Muharib Salib rütbesini (Avusturya) aldı. Cumhuriyet döneminde Sağlık Bakanı iken hazırlattığı sağlık planı ve programı gereğince, 1924’te Ankara, Erzurum, Diyarbakır ve Sivas başta olmak üzere yurdun çeşitli bölgelerinde hastaneler, doğum ve çocuk bakımevleri, verem sanatoryumları, dispanserler, sağlık yurtları inşa ettirdi. Sıtma, frengi ve trahomla mücadelenin bütün imkânlarını hazırlattı ve bu hastalıklar ile mücadeleyi başlattı. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile ilgili 51 Kanun, 18 Tüzük ve ihtiyaç duyulan yönetmeliklerin bakanlığı döneminde çıkarılmasını başaran Dr. Refik Saydam, ayrıca Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Merkez Hıfzıssıhha Müessesesini ve Hıfzıssıhha Okulunu açtı. Bu Müessese ile bulaşıcı hastalıklara karşı korunmayı sağlayan çeşitli aşıların yurdumuzda üretimi gerçekleştirildi. 1928 yılında 1267 sayılı Kanun ile kurulan ve kendi adını taşıyan Hıfzıssıhha Enstitüsü dünya ölçüsünde üstün ve başarılı bir ilim, sağlık ve araştırma merkezi hâline getirildi.