Mürüvvet Sim 23 Nisan 1929’da Tekirdağ Büyükyoncalı köyünde, yıllar sonra kendi anlatımından öğreneceğimiz kadarıyla bir tarlada doğdu. Ailesi yokluk içinde yaşıyordu. Mürüvvet doğduğunda annesi acılar içinde göbek bağını çekme bıçağı ile kesti ve tarlaya bırakıverdi. Annesi eski zaman kadınlarından biri olarak aslında sıradan bir doğum yaşamıştı. Mürüvvet’i doğurdu, şalvarına sardı, sıradan bir eylemmişçesine atının terkisine attı ve eve getirdi. Mürüvvet de artık bu sefaletin bir parçası olacak büyüyecekti. Tekirdağ’da yaşamını sürdüremeyeceğini anlayan aile İstanbul’a, Topkapı Tekkeci Mahallesi’ne taşındı. Mürüvvet, henüz 2 yaşındaydı. Mürüvvet’in ailesinin yoksul olduğu gerçeği İstanbul’a taşındıklarında değişmedi. Mürüvvet adeta bir yaramazlık abidesi olarak herkesi canında bezdirirken bir yandan da büyüyordu. İhtiyaçları, istekleri de artıyordu. Kim bilir belki de bunca hırçın olmasının sebebi parasızlıktı.

Mürüvvet okul çağına geldiğinde ailesinin okul masraflarını karşılayacak durumu yoktu. Mahalleli elini bu sefer de cebine attı ve Mürüvvet’i okula yazdırdı. Aldığı her uyarıdan sonra yine bildiğini okuyan Mürüvvet iki kez okuldan atıldı. Mürüvvet beşinci sınıftayken, II. Dünya Savaşı zamanları yaşanıyordu ve o uyuz kapmıştı. Bu sebeple okulu bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra yeniden okula dönen Sim, Amerikan Kız Sanat Okulu öğrencisi oldu. Okulu başarıyla bitirerek,  Akşam Kız Sanat Okulu öğrencisi oldu.

Mürüvvet Sim sahnede

Okulda bir piyes sahnelenecekti: ‘’Ayşe’nin Köyü’’ opereti. Bütün roller dağıtıldı. Mürüvvet, en son akla gelecek isim bile değildi aslında. Ama o istemeye görsün bir şeyi, koparacak da olsa alırdı. Yalvardı, yakardı, bir figüranlık kaptı. Ama tüm roller de ezberindeydi. Oyuna iki gün kala Münevver için bir mucize gerçekleşti. Oyunun başrol oyuncusu Güzide, Nükhet Duru’nun annesi, bir kaza geçirdi. İki gün içinde yerine konacak kimse olmadığından başrol Mürüvvet’e verildi. Bu hırslı kız, sonunda istediği yerdeydi sahneye ilk adımını atmıştı.

Oyun sergilendikten sonra Mürüvvet manşetlerdeydi: ‘’Yeni bir Cahide doğdu’’ diye yazmışlardı. Bundan sonra hayalleri gerçekti, Mürüvvet sahnelerin aranan oyuncusu olacaktı. Bugüne kadar tiyatroya ulaşmanın hayali ve hırsıyla geçirdiği günlerini bundan sonra tiyatro sahnelerinde rollere can vererek geçirecekti. 16 yaşındayken Raşit Rıza Topluluğu ile profesyonel olan Mürüvvet, Suat Sim ile evlendiğinde Ses Tiyatrosu’na geçti. Sinema hayatı başlayana kadar Muammer Karaca Tiyatrosu ve Şen Ses Topluluğu’nda da çalıştı. Hatta ileride bir bankanın çocuk tiyatrosunda oyuncu ve yönetmen olarak da çalıştı. Suat Sim’den bir oğlu olan Mürüvvet,  eşinden boşandı.  İkinci evliliğini ise, dublaj sanatçısı Temuçin Caymaz ile yaptı. Bu evlilikten de Zafer adını verdikleri bir oğlu daha oldu. Mürüvvet, tıpkı izlediği filmlerdeki oyunculardan biri gibi beyaz perdedeydi artık. 1950’de Mümtaz Ener’in yönetmen koltuğuna oturduğu ‘’Onu Affettim’’ ile tanıştı sinemayla. Ayşecik serisinden, Neşeli Günler’e kadar birçok filmde rol aldı. Çok sayıda filmde rol alan Sim, 30 Temmuz 1983’te yaşamını yitirdi.