YSK kararının açıklandığı akşam Ekrem İmamoğlu’nun konuşmasını izledim merakla.

Ne diyecek, nasıl bir yorumda bulunacak merakıyla..

Söyledikleri çok mantıklı, çok tutarlı, çok iyi kurgulanmış ve amaca direk hitap eden cümlelerdi. Buna şaşırmadım çünkü önceki konuşmalarını da takip etmiş birisi olarak beklentim zaten bu yöndeydi.

Amaaaaa..

Bir fark vardı bu sefer.

Konuşmanın daha başlarında birden kürsüden ve mikrofondan uzaklaşarak kravatını çıkarmaya başladı.

Sonra da ceketini.

Ardından beyaz gömleğinin kollarını sıvadı.

Clark Kent Süpermen oluyordu.

Hem de telefon kulübesinde gizli gizli değil, 82 milyon’un önünde.

Süpermen olduktan sonra konuşma daha bir heyecanlı daha bir güçlü olmaya başladı. Mağduru oynamadı. Mağdur olduğunu hisseden milyonları kurtarmaya gelmişti.

Hakkı olmasına rağmen ağlaşmadı, şikayet etmedi halinden. Yumruğunu sıkıp havaya kaldırdı. Dozunu iyi ayarladığı bir öfke ile mağdurların kurtarıcısı rolünü üstlendi. Çok da doğru yaptı.

Yaşım gereği çok lider gördüm bu ülkede. Ama bu kadar iyi hazırlanmış, şefkatini ve şiddetini gerektiği yerde kullanan, inatçı, davasına inanmış az politikacı hatırlıyorum. Politikacı derken bile garip geliyor. Yakışmıyor bu sıfat ona. Çünkü siyaset yapmıyor aslında. Söylediklerinin hiç birinde belirgin bir ideolojik çağrışım yok.

Hak diyor, adalet diyor, eşitlik diyor, kardeşlik diyor, namus diyor, şeref diyor, herkesi kucaklayacağım diyor. Bunlar her ideolojinin temel kavramları aslında.

Bir de kendini iyi anlatma becerisine sahip. Bu yüzden kazandı zaten. Bu yüzden sadece İstanbulluların değil tüm Türkiye’nin sevgilisi ve umudu oldu bir anda.

Bu adam değişik bir adam.

CHP’nin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun da haklarını yememek lazım. İmamoğlu’nu keşfetmek dışında bu sefer iyi hazırlanmışlar seçime. Sandıkları sonuna kadar kontrol altında tuttular. Ayrıca Parti olarak da her türlü duruma hazırlar gibi. YSK kararından hemen sonra “Herşeyçokgüzelolacak” sloganını devreye sokmak bile bir ön hazırlığın yapıldığına göstergedir.

“Kimseye haksızlık etmem ama kendime de ettirmem” diyen bir Süpermen var meydanlarda artık. Tekrar mazbatasını alana kadar da Clark Kent’e dönmeyecek sanırım.

Dozu iyi ayarlanmış bir sertlik uygulayacak rakiplerine.

Bence Süpermen’nin tek hedefi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı da değil ayrıca. Daha yolun başında gibi.

Bilirsiniz Süpermenler yüksekten uçar…