Son günlerde hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, tatilcileri sevindirirken yerli halkı oldukça sıkıntıya soktu.

Sıcaklar sadece yaşayanları mı engelliyor? Çalışanları da engelliyor.

Antalya’nın Atatürk Parkı yanına gidin oradan Tünektepe tarafına, daha doğrusu Kemer istikametine baktığınız zaman dağları göremezsiniz sislerin arasından.

Eğer bu dağlar görünmezse nem oranı da yüksek demektir Antalyalılar için.

Nem yüksek olunca özellikle emekli kenti olan Antalya’da yaşlılar için dolaşmak, yürümek bir zordur.

Bebekler de aynı nemden etkilenir.

Antalya’nın sıcaklığı sadece tatilciler için iyi gelir.

Yani tatil için kente gelenler denizleri doldururlar. Yüzerler eğlenirler ve tatilleri bitince de evlerine dönerler.

Antalyamızda yaşadıklarını da ballandıra ballandıra anlatırlar, eşe dosta tanıdıklarına.

Yaşa Antalya’da kalanlar.

Yanar da yanar.

Bu nemin bir de başka etkisi vardır.

Nem demek bulut demektir. Bulut demek yağmur demektir. Yağmur demek ise zamansız gelen bir seldir.

Yani önceki gün Antalya’nın yaylası olan Elmalı’da yağan yağmur gibi.

Yaz mevsiminin aniden bastıran yağmurları da tehlikeli olur.

Antalya sahillerinde yetişen sebze tükenmek üzeredir. Ardından ise yayla ürünleri çıkar piyasaya.

Ama Elmalı’da yağan yağmur gibi seraları vurduysa, Pazar pahalılaşacak demektir.

Pazar pahalılaşınca mutfak yanacak demektir.

Çünkü dar gelirli pazardan alışveriş yapamayacaktır.

Yine eski tas, eski hamam olacaktır.

Pazardan alışveriş yapamayan, cebinde beş kuruşu olamayan, varsa da elektriğe suya verecek olan havanın kararmasıyla pazardan toplayacağı atıklarla ucuz bir şekilde haftasını geçirmiş olacaktır.

İşte nemin etkileri bu Antalya için, Antalya’ya gelenler için ve Antalya’nın pazarına gelecekler için.