Antalya Toptancı Hal Komisyoncuları Derneği (ANTKOMDER) Başkanı Nevzat Akçan, sebze ve meyve fiyatlarındaki artışın asıl nedeninin üretici enflasyonu olduğunu söyledi. Son 1 yılda kullandıkları girdi kalemlerinin fiyatlarının en az yüzde 100 arttığını belirten Akçan, “Fide, gübre, ilaç, sera maliyetleri, mazot ve işgücü gibi temel girdi maliyetlerimiz en az 2 katı arttı. Ancak ürünlerimiz aynı oranda artmadı. Şu anda tüketici pahalı olduğu için sebze meyve alamazken, üretici de maliyetlerini kurtarmaya çalışmasına rağmen hedef haline geldi” dedi.
PİYASA FİYATLARI YÜKSEK DEĞİL
Serada üretim yaptığını, Toptancı Hali’nde komisyonculuk yaptığını ve Komisyoncular Derneği Başkanlığı görevini yürüttüğünü belirten Akçan, sektörün her aşamasında faaliyet gösterdiğini belirterek, “Örtü altı seracılıkta hasat mevsimi 1 ay önce başladı. Tüketici açısından fiyatlar yüksek gibi. Ancak üretici açısından hiç de öyle değil. Hep tüketici enflasyonu hesaplıyoruz hiç üretici enflasyonu hesaplamıyoruz. 1 yılda maliyetlerimiz yüzde 100 arttı. Ancak ürünlerimizin değeri aynı şekilde artmadı” şeklinde konuştu.
PARA İLE DOMATES BULAMAYIZ
Türk Lirası’nın alım gücünün çok düştüğünü belirten Nevzat Akçan, “Yıllar önce ürünümüz değerliydi. Şimdi nar yapan ihracatçı arkadaşlar 1 ton nar için depoya 20 Bin Lira para ödüyor. Üretici narı 40 Liraya satarsa yaptığı masrafı belki çıkarabiliyor. Bu nedenle rağlarda narın fiyatının 60-70 Lira olması çok normal. Piyasada bir sıkıntı var doğru. Ancak bu sıkıntıyı biz çıkarmadık. İlaç. gübre, fide, işgücü, mazot gibi üretici enflasyonunu 1 yılda yüzde 100 arttı. Şu anda kilosu 40 lira olan domatese pahalı dersek, 1 yıl sonra paramızla yiyecek domates bulamayız. Çünkü üretici kazanamazsa ekmez. Yakın tarihte ucuza sebze meyve yeme hayalini unutalım” ifadelerini kullandı.
1 DÖNÜMÜN MALİYETİ 200 BİN TL
“Aile çiftçiliği çok önemli ve bu insanları küstürmemek gerekiyor” diyen Nevzat Akçan, şöyle konuştu: “Ben de aile çiftçisi olarak bu işe başladım. Benim 1 dönüm seramın maliyeti 200 Bin Lira. Aile çiftçisi için bu rakam belki 150 Bin liraya düşer. Bu maliyetlerle çiftçi nasıl ucuza sebze satsın? Bir çiftçi olarak biz, neden ithal ettiğimiz ürünlerin enflasyona sebep olduğunu konuşmuyoruz? Tarım ürünlerinin enflasyona sebep olduğuna inanıyorsak, biz bırakalım bu işi. Bu ülkenin ekonomik kurtuluşu sadece sebze ise biz bedava verelim”.
HAİN İLAN ETMEYİN, KAFA YORUN
Para yapmadığı için salatalık ve kabağın geçen yıl çöpe döküldüğünü belirten Akçan, üreticinin bu süreçte fiyatların yükselmesi için bilinçli olarak ürünlerini çöpe döktüğü iddia edilerek hain ilan edildiğine dikkat çeken Akçan, “Geçen yıl para yapmayan ürünler bu yıl ekilmedi ve fiyatlar yükseldi. Üreticiyi hain ilan edenler üretim planlamasına kafa yormalı. Devletin kurumları ile sektörün paydaşları bir araya gelerek bu iş çözülmeli. Ankara’dan yapılan kanunla tarım yönetilemez” dedi.
SAVAŞTAKİ UKRAYNA’DAN MAL ALIYORUZ
2024 yılının çok zorlu geçtiğini ancak 2025’te ülkede ekonomik yıkımların olacağını iddia eden Nevzat Akçan, şu görüşlere yer verdi: “İhracatçı arkadaşlar döviz kurunun baskılanması nedeni ile çok zor durumda. Enflasyon ile döviz kuru paralel olmadığı için ihracatçılar uluslararası alanda rekabet edemiyor. İthalat ülkesi olduk ve üreten ülkeler için pazar ülke haline olduk. Yani üretimi değil, tüketimi özendiren bir sistemi uyguluyoruz. İthalata verilen ödenekler, çiftçiye destek olarak verilse bu ülke uçar. Savaş halindeki Ukrayna’dan buğday alıyoruz. Ukrayna çiftçisine kazandırılan para kendi çiftçimize verilmeli”.
MALİYET İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE ARTIYOR
Sebze fiyatlarının günlük değişim gösterdiğini ancak üretim maliyetlerinin istikrarlı bir şekilde yükseldiğini belirten Antalya Toptancı Hal Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akçan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Üretim maliyeti bir gün geri gitmiyor. Her geçen gün kendi kazancımızdan kaybederek ayakta durmaya çalışıyoruz. Üretim maliyetimiz istikrarlı bir şekilde artarken, sebze fiyatları bir gün inip bir gün çıkıyor. Paranın değeri kalmadı. Aslında ürün pahalı değil, alım gücü bitti. Asgari ücretin artık alım gücü kalmadı. Para pul oldu. Burada sıkıntı ülkeyi yönetenlerde ve sistemde. Birbirimizi düşman olarak görerek bu sorunu çözemeyiz. Bir araya gelip ortak yol bulmalıyız.”