Kıvanç, sanayicilerin ve iş dünyasının içinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullara vurgu yaparak, “Dünyada yatırımın yüzde 15 ile 20’si öz kaynak gerisi dış kredi ile yapılır. Bu nedenle tüm yatırımcılar borçludur. Bu borçlanma olmazsa bu yatırımlar yapılamaz. Reel sektör firmalarının yüzde 75-80 oranındaki kısmı, yatırımlarını ve işletme giderlerini büyük oranda borçla finanse etmektedir. Bundan dolayı birçok firmaların bilançolarında öz kaynakları az, borçları ise çoktur.
6 AY BOYUNCA İŞ YAPMAYAN FİRMALAR VAR
Bu durumda firmaların öz kaynaklarının yeterli düzeyde olmaması nedeniyle, enflasyon değerlemesi yapılan dönemlerde parasal olmayan aktif değerlerin yani sabit kıymetler ve yatırım harcamalarının değerlemesinden kaynaklanan değer artışları vergiye tabi olacak dönem karının artırmasına yol açmaktadır. 6 ay boyunca bir tane dahi faaliyeti olmayan şirketlerde ticaret olmadığı halde varlıkların değerlendirmesi sonucu vergi çıkmaktadır. Yatırım yapan şirketlerde olmayan, kağıt üzerindeki kardan vergi alınmak istenmesi, gerçek kazançtan vergi alınmayıp, fiktif kazançtan vergi alınması hakkaniyete aykırı olmaktadır." ifadelerini kullandı.
SEKTÖRE BASKI ARTIYOR
Reel sektörün üzerindeki baskıyı artıracak bu uygulamanın, sanayicilerimizin mevcut mücadelelerini daha da zorlaştıracağına değinen Başkan Kıvanç, “Özellikle reel sektörün 2024 ve 2025 takvim yıllarında yapılacak enflasyon değerlemesinde oluşacak kar veya zararın, finans kurumlarında olduğu gibi, vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Enflasyon değerleme farkı, fiktif bir kazanç niteliği taşıdığı için, bu fiktif kazancın vergilendirilmesi, Anayasa’nın temel ilkelerinden olan vergilemede adalet, eşitlik ve mali güce göre ödeme ilkelerine aykırı olacaktır. Bu durum, finansal açıdan zor durumda olan borçlu ve yatırımcı firmaların mağduriyetini de artıracak ve bazı yatırımcı firmaların vergi borcu nedeni ile yatırımlarının durmasına neden olacaktır.” dedi.
Başkan Zeki Kıvanç, devletin iş dünyası ve sanayicilerle iş birliği içinde, bu konuyu daha geniş bir perspektifte değerlendireceğine dair inancını da dile getirerek, “Sanayicilerimizin sesi olarak, ülkemizin ekonomik istikrarı için alınan her türlü kararın arkasında durmaya devam edeceğiz. Ancak, bu kararların reel sektör üzerindeki etkilerinin de dikkatlice ele alınması gerektiğini unutmamalıyız” şeklinde sözlerini tamamladı.