Antalya’nın Konyaaltı ilçesi Geyik Bayırı’nın Doyran Mahallesi’nde bulunan Sinan Değirmeni unutulmaya yüz tutmuş yapıları ile görenleri kendine hayran bırakıyor. Yapılar en az 300 yıl öncesine ait olan değirmenleri ziyaret eden halk tarihi yapıların yıkılmasından endişe ediyor. Yetkililerden yardım talebinde bulunuyor.

Sinan Değirmeni (1) (Small)

LİKYA MİMARİSİNDEN ESİNTİLER TAŞIYOR

Doyran Mahallesinde yer alan Sinan Değirmeni, tasarım olarak Likya mimarisi özelliğini taşıyor. Sivil mimari geleneği açısından büyük öneme sahip ahşap ambarlar, eski Likya’dan izleri barındırıyor. Tarihi ahşap ambarların planları çok eskilere, Likya mezarlarına ve evlerine kadar uzanıyor. Likya mezar odaları gibi semerdamlı ve kırma çatılı olarak, kare yapılı, tek ana girişli olarak ambarların tıpkı mezar odalarındaki defin mekanları gibi dikdörtgen şeklinde gübse olarak adlandırılan bölümleri bulunuyor. Ahşap ambarların en önemli özelliği ise metal çivi kullanılmadan sedir ya da çam ağacından elde edilen tahtalarla yapılmış olmasıdır.

Sinan Değirmeni (7) (Small)

2013 YILINDA KORUMA ALTINA ALINDI

Tahıl ambarları 2013 yılında Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nca tescillendi. Geçmişte tüm çevre yerleşimlerden gelen köylüler Sinan Değirmeni’nde cuma günleri toplanırdı. Yörenin o zamanlardaki tek camisi burası olduğu için burayı merkez alıp pazar yeri olarak kullanırdı. Köylüler alım satım işleri yaparken dinsel ve sosyal olarak bir araya gelirlerdi. Koruma altına alınsa da zaman içerisinde de yok olmaya başladı.

Sinan Değirmeni (6) (Small)

SİNAN ADININ VERİLİŞ ÖYKÜSÜ

Sinan Değirmenleri adını ise değirmeni işleten kişiden almış. Sinan Değirmeni’ne gitmek için köyü üçe ayıran derenin içinden ya arabayla ya da yürüyerek geçilebilmektedir. HES yapılması nedeniyle derenin suyu azalsa da yazın serinlemek için ideal durumdadır. Gelenlerin yıkılmaya yüz tutmuş yapıları ziyareti sonrasında yetkililerin bir an önce çalışma yapması bekleniyor.

Sinan Değirmeni (5) (Small)

ÖYKÜLERLE DOLU

Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü öğrencisiyken ‘Antalya Tarihi Ahşap Tahıl Ambarları’ adlı tezini hazırlayan Naciye Küçük’ün çalışmasına Sinan Değirmeni’nin öykülerini anlatan insanlar, buranın yaşam dolu olduğundan bahsetmiş. O zamanlar yolların olmadığından bahseden eski ambar bekçisi Mevlüt Uygun, buraya eşek ve katırlarla gelindiğinden söz etmiş.

Oraya ev yapıp mekan tutan köylü, yedi yıl beklediğini belirtmiş. Bekçilik yapmam karşılığında ambar sahipleriyle bir teneke buğday için anlaştıkları belirten köylü, çocuklarını buradan beslediğini, çocukların büyüdüğünü ve evlenip dağıldıklarını aktarmış. Yaşlı olarak kaldığını, yolların yapıldığını, sulara göletlerin inşa edildiğini aktaran eski ambar bekçisi, buğday ekenlerin kalmadığını ve ambara ihtiyaç kalmadığından söz etmiş.

Sinan Değirmeni (2) (Small)

ŞİMDİ KİMSE YOK

Eskiden değirmenin işletildiği zaman yoğunluk olduğu belirten mahalle sakini, değirmeni çalıştıranların öldüğünü ve onlar ölünce de hepsinin yıkılıp gittiğinden bahsetmiş. Ambarların boş kalmasının nedeni ekin ekilen yerlerin seraya dönüş ve herkesin sebze, meyve ekmesinden kaynaklandığını dile getirmiş.

Sinan Değirmeni ve ambarlara tanıklık etmiş Ahmet Ali Sayan,  ambarların Osmanlı döneminden kaldığını belirerek tapuların bulunduğunu anlatmış. Yıllar önce değirmeni Rumların çalıştırdığını aktaran Sayan, 85 tane ambardan geriye 60 kadar ambarın kaldığını vurgulamış. 1980’li yıllarda panayır yeri gibi olduğunu, 10-12 tane köyün bir araya gelip Cuma namazı sonrasında çalıştıkları söz etmiş. Feslikan bölgesine yol yapılmasıyla köhneleştiğini, baraj yapılınca da kuru tarımın bittiğini vurgulamış.

DEĞİRMEN 1985’TE KAPANMIŞ

Tahıl ambarlarının korunması gerektiğinden söz eden Sayan, 1960’da değirmenin üzeri toprak damla kaplı olduğundan ve bu değirmen sahibinin Yusuf Dede diye biri olduğundan bahsetmiş. Ahşap ambar ustalarının bir zamanlar çok olduğunu çıraklıktan yetiştirildiğinden söz eden Sayan,  Geyik Bayırı’nda bu ambarların ustasının Musa Dede denilen bir usta tarafından yapıldığını belirtmiştir. Ambarlar hakkında bilgi veren Sayan, ambarlar 4-5-7 gözden oluştuğunu, bir yanında küçük bölme olduğu çuvalı tutmak için kullanıldığını ve buraya ‘ayak gözü’ dendiğinden söz etmiştir. Boş kalan bölme olursa oraya da kap kacak konulduğundan bahsetmiş. 40 yıldır kullanılmadığını ve bunun nedeninin ise kuru tarımın bitmiş olmasından kaynaklandığının altını çizmiş.

Muhabir: UĞUR FİDAN