Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya’daki yeraltı suları ile ilgili çarpıcı açıklamada bulundu. Başkan Karancı, şu sözlere yer verdi;

“İçme suyu kaynaklarımızın merkez bazında %99'u Antalya geneli ilçelerde dahil edersek yüzde 96'sı yeraltı sularından sağlanıyor. Dolayısıyla yeraltı sularımızın beslenmesi çok önemli. Antalya'nın yeraltı suları nereden besleniyor diye baktığımızda Antalya'nın ana içme su kaynağı Kırkgözler'dir. Antalya'nın yaklaşık 25 kilometre kuzey batısında yer alınır. Bu kaynağın beslenim alanı ise Isparta ve Burdur bölgesindeki karstik kireçtaşlarıdır. Özellikle Burdur’daki Kestel ve çevresindeki büyük düdenler, bu bölgede yüzeyden süzülerek yeraltına karışan suları Kırkgöz’e ulaştırır. Ancak bu bölgede yaşanan sıkıntılar, içme suyu kaynağımızın da tehdit altında olduğunu göstermektedir. Isparta ve Burdur bölgelerinde de içme suyu problemi yaşandığı için, bu durum Antalya’nın gelecekte ciddi su sıkıntıları yaşamasına neden olabilir. ASAT verilerine göre, Antalya genelinde günde yaklaşık 1 milyon metreküp yeraltı suyu çekiliyor. Bu çok ciddi bir miktardır.

Whatsapp Gorsel 2024 07 24 Saat 184254 891918D7

“17 MİLYON TURİST AĞIRLIYORUZ”

Bu durum sürdürülebilir değil. Geçmişte Antalya’nın içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla Karacaören 2 Barajı’ndan su getirme projesi planlanmıştı. Proje 1996’lara dayanıyor, 2000’li ve 2020’li yıllarda çalışmalar devam etti. Devlet Su İşleri projenin ihalesini ilk ihalede projenin yaklaşık yüzde 30’u tamamlandı. Sonra iş yarım kaldı. İkinci bir ihale yapıldı. Ancak bugün gelinen noktada ihale süreci, katılan firmalar arasındaki itirazlar nedeniyle uzamaktadır. Ve proje hayata geçirilememiştir. Bu nedenle Antalya’nın alternatif içme suyu kaynaklarını mutlaka değerlendirmesi gerekiyor. Çünkü birinci olarak şehir 2,7 milyonluk nüfusuyla büyük bir yerleşim merkezi haline gelmiştir. İkinci olarak yerleşik nüfus üzerine her yıl 17 milyon yabancı turist ağırlanmaktadır.

Bu da doğal kaynaklarımız, özellikle yeraltı suları üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır.

Karacaoren Baraji 1

“CİDDİ BİR BASKI VAR”

Yeraltı suları stratejik öneme sahiptir. Öncelikli olarak tüketilmesi gereken kaynaklar yüzey sularıdır. Mevzuat da bunu belirtir. Ancak biz yeraltı sularımızı hızla tüketiyoruz. Alternatif kaynakları kente kazandırmak şart. Çünkü bunlar sonsuz kaynaklar değildir. Kuraklık ve iklim değişikliğinin etkileriyle, ilerleyen yıllarda bu kaynakları kullanmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle yeraltı sularını mutlaka korumalıyız.

Karacaören 2 Barajı yapılırken içme suyu amacıyla inşa edilmemişti. Ancak sonradan havza koruma planları hazırlandı. Bu planlar doğrultusunda barajın beslendiği havzanın koruma altına alınması ve bölgedeki kirliliğin azaltılması için çalışmalar yapılmalıdır. Bu sürecin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması gerekiyor.

39895

ACİL ÖNLEM ALINMALI

Kamuoyunda, Karacaören 2 Barajı’nın Isparta’daki tekstil ve deri sanayisi ile balıkçılıktan dolayı kirlendiğine dair bir endişe bulunmaktadır. Her ne kadar burada sanayi tesislerinin atıklarının arıtıldığı, balıkçılığın sonlandırıldığı  söylense de, baraj suyunun içme suyu kalitesine uygun olup olmadığının yapılan anilizler ve verilerle ortaya koyularak kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir.

"DÜDENLER KORUNMALI"

Unutulmamalıdır ki; yeraltı sularımız düdenler vasıtasıyla beslenmektedir. Yağmur ve kar suları gibi doğal kaynaklar bu düdenlerden geçerek yeraltı sularını beslediği gibi, tarım ilaçları, seralardan kaynaklı kimyasallar ve sanayi atıkları gibi kirletici unsurlar da aynı yollarla yeraltı sularına karışabilir. Bu nedenle düdenlerin mutlaka kontrol altına alınması, korunması gerekmektedir.

Yeraltı sularını doğrudan şebekeye veriyor ve arıtma yapmadan kullanıma sunuyoruz. Bu da herhangi bir kirlenme durumunda, geri dönüşün çok zor olacağı anlamına geliyor. Bu yüzden, yeraltı su kaynaklarımızı korumak hayati önem taşımaktadır.”

Muhabir: DEMET GÖKÇE