Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Antalya İl Koordinasyon Kurulu (İKK) basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Ülkemizin aydınlık geleceğini, mesleklerimizi, arkadaşlarımızı ve Gezi’yi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Aralarında Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız, ne yazık ki 1000 gündür özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Dayanağı zayıf iddialarla hazırlanan ve kamuoyunda tartışmalara yol açan bu yargı süreci, hukuk ve adaletin ne denli önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.” denildi.
BİN GÜNDÜR ÖZGÜRLÜKLERİNDEN MAHRUMLAR
TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu’nun basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Bugün arkadaşlarımızın bizden koparılışlarının 1000. günü. 1000 gündür, meslektaşlarımız ve dostlarımızla yeniden bir araya geleceğimiz günü umutla bekliyoruz. Bu süreçte adaletin sağlanamaması hepimizi derinden yaralamakta ve toplumsal vicdanı sarsmaktadır. Aralarında Şehir Plancıları Odası Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız, ne yazık ki 1000 gündür özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar.”
“Bizler, arkadaşlarımızın bir suç işledikleri için değil, mesleklerini halk yararına icra ettikleri ve bu doğrultuda mücadele ettikleri için cezalandırıldıklarına inanıyoruz. Gezi Direnişi ise, toplumun farklı kesimlerinin doğaya, emeğe, tarihe ve geleceğe sahip çıkma iradesinin güçlü bir ifadesi olmuştur. Bu direniş, toplum vicdanında temiz bir yer edinmiş ve halkın hak arayışının sembolü haline gelmiştir.”
SUÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMELİYDİ!
“Mesleki sorumluluklarımız gereği, şehirlerimizi ve doğal kaynaklarımızı korumak için yürüttüğümüz mücadele, meslek onurumuzun bir parçasıdır. Gezi Parkı’nın park olarak kalması için verilen mücadele de bu sorumluluğun bir yansımasıdır. Bilimin ve tekniğin ışığında, doğamızı ve tarihimizi korumak asla bir suç olarak değerlendirilmemelidir.”
“TMMOB ve bağlı odalar olarak, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanmayı temel bir ilke olarak benimsiyoruz. Toplumsal faydayı esas alan bu çizgimiz, ülkemiz adına sorumluluklarımızın bir gereğidir. Bu doğrultuda, arkadaşlarımızın yanında olmaya, haklılıklarını savunmaya ve kamu yararına yönelik mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.”
“Bugün, arkadaşlarımızın 1000 gündür özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının toplumda derin bir üzüntü ve endişe yarattığını bir kez daha vurguluyoruz. Vicdanları yaralayan bu kararların yeniden gözden geçirilmesini ve arkadaşlarımızın en kısa sürede serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Geleceğe dair umutlarımız ve toplumsal sorumluluğumuz doğrultusunda mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Çünkü inanıyoruz ki halkın vicdanında yer etmiş bu mücadele, toplumun ortak iradesi ve adalet talebiyle güç bulacaktır.”