Sığınmacı ve göçmen nüfusunun yüksek olduğu Antalya, dünyada yaşanan savaşlar sonucu aldığı düzensiz göç dalgasının da etkisiyle önemli bir göçmen sorunuyla karşı karşıya. Antalya nüfusundaki hızlı artış Antalyalıları kaygılandırıyor. Göçmen sayısındaki artış kente dair pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Göç konusunda Antalya'nın yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu ifade eden Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, "Antalya'nın hızlı göç almasıyla birlikte kentin güvenliği noktasında gerekli tedbirler alınmalı. Ayrıca önümüzdeki 50 yıl düşünülerek vizyonlu bir ulaşım planlaması da yapılması gerekiyor. Kaynakların sürdürülebilirliği açısından da artan göçün önüne geçilmesi gerekiyor. Göçmen sayısındaki artış Antalyalıların istihdam alanlarını da daralttı. Öncelikle kendi vatandaşımızın geleceğini düşünmeliyiz. Yoksulluk sınırının altında geliri olan insanımız ihtiyacını karşılayamazken, göç konusunu daha dikkatli ele almalıyız. Dış göçün yerleşik hale gelmesiyle gelecekte kaynaklar yetmeyecek ve bu da beraberinde ciddi sorunları getirecek" açıklamasında bulundu.
KENTİN GÖÇMEN SORUNU ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
"Temel hedefimiz sorunsuz ve yaşam kalitesi yüksek bir kent var etmek olmalı" diyen Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, "Her geçen gün nüfusumuz artıyor. Özellikle dış göçü en çok alan, komşu ülkelerdeki savaş gibi olumsuz gelişmeler nedeniyle en çok göç alan illerin başındayız. Antalya’nın bir takım avantajları bu göçleri çekiyor. Kente gelenlerin uyum sorunu yaşayıp yaşamayacağı, aidiyet duygularının gelişip gelişmeyeceği ve hangi bölgelerde yaşadıkları, istihdam durumları, kayıt dışı olup olmadıkları, çocuklarının eğitim durumları gibi durumlar göz önünde bulundurulmalı. Antalya Kent Konseyi olarak bu konuda ciddi çalışmalar yapıyoruz. Konseydeki tüm gruplarımız bu alanlara odaklanmış durumda" diye konuştu.
"GÖÇMEN AKINI ANTALYA EKONOMİSİNİ ALT ÜST ETTİ"
Şehirde yerli insanların kaybolmaya başlamasının en temel sıkıntı olduğunu belirten Kent Konseyi Başkanı Kurt, "Hızlı göç ile Antalya ekonomisi de hızlı bir şekilde çöküşe geçti. Ukrayna ve Rusya’dan gelen göç ile bu gelen insanların ekonomilerinin daha iyi olması nedeniyle emlak piyasası alt üst oldu. Kentin yerleşik insanları şehri terk etme notasına geldi. Memur yaşamı çok zorlaştı. Daha önce tek evi olan ve 2-3 çocuğu olan insanlar artık çocuklarını evlendiremiyor. Çünkü başka bir evde geçinme şansları neredeyse kalmadı. Bu göçün önlenmesi için ciddi tedbirler alınmalı" şeklinde konuştu.
"ARTAN GÖÇLE KENTİN GÜVENLİĞİ DE TEHLİKE ALTINDA"
"Göçmen sayısındaki hızlı artışın önüne geçmek için ayrı bir bakanlık kurularak daha disiplinli ve kontrollü çalışılmalı" diyen Başkan Kurt, "Her önüne gelen Türkiye’ye giriş yapmamalı. En önemlisi de kent güvenliği açısından bu konuyu son derece önemli buluyoruz. Kente karşı işlenen suçların izlenmesi, önceleyici tedbirler açısından dış göç kontrol altına alınmalı. Savaş nedeni ile gelen sığınmacıların, savaş bittikten sonra ülkelerine dönmelerini istiyoruz ve bu kararımızın hala arkasındayız. Bayramlarda ülkelerine giden insanlar, bayram sonrası geri geliyor. Buna karşıyız" ifadelerine yer verdi.
"NÜFUSTAKİ HIZLI ARTIŞ KENTİN YÜKÜNÜ ARTIRIYOR"
Nüfustaki hızlı artışın Antalya’nın yükünü de fazlasıyla ağırlaştırdığını söyleyen Kurt, "50 litrelik bir kaba 55 litre-100litre sığdırmaya çalışıyoruz. Kaynaklar ciddi anlamda azaldı ve sürdürülebilir açısından devam edilemiyor. Tarım ve orman alanları elden gidiyor. Altyapı ve üstyapı yetersiz hale geldi. Su kaynakları hızla tükeniyor. Enerji ve su tüketimi çok ciddi derecede arttı. Gıda erişiminde de sorun yaşayacağız. Kaynakların sürdürülebilir kullanılmasına ve kalkınmamıza öncelik vererek insani yardımlarda bulunmalıyız ancak savaş nedeni ile gelen insanların barınması ile ilgili ciddi tedbirler almalıyız" dedi.
"DIŞ GÖÇ BERABERİNDE CİDDİ SORUNLARI GETİRECEK"
Antalya Kent Konseyi Başkanı Kurt, hızlı göç alması nedeniyle Antalya'da artan göçmen sayısına ilişkin endişelerini dile getirdiği açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
"Öncelikle kendi vatandaşımızın geleceğini düşünmeliyiz. Yoksulluk sınırının altında geliri olan insanımız ihtiyacını karşılayamazken, göç konusunu daha dikkatli ele almalıyız. Dış göçün yerleşik hale gelmesiyle gelecekte kaynaklar yetmeyecek ve bu da beraberinde ciddi sorunları getirecek."