Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, doktora öğrencisi İbrahim Akça’nın hazırladığı ‘Otel İşletmelerinde Çalışma Koşullarının İşten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkisinde Aracı ve Düzenleyici Değişkenlerin Rolü: Antalya Bölgesinde Bir Araştırma’ adlı doktora tezinde, otel çalışanlarının işten ayrılmasına neden olan koşulları ele aldı. Tezin Antalya’daki 5 yıldızlı otelleri seçen Akça, çarpıcı sonuçlar elde etti.
ORTALAMA ÇALIŞAN SAYISI 123 BİN KADAR
Akça, araştırmanın evrenini 5 yıldızlı olmak üzere Antalya’daki sayfiye ve şehir otellerinde çalışanların tümü olarak ele aldı. Bir başka araştırmada ortalama 350 çalışanın olduğu ortaya çıkarılmıştı, bu ortalamaya dayanan Akça, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Antalya ilindeki bakanlık belgeli 351 adet 5 yıldızlı otel ya da tatil köyü üzerinden hesaplama yaptı. Antalya’daki 5 yıldızlı otellerde toplam ortalama personel sayısı ile otellerin sayısını çarptığında ortaya 122.850 kişi çıktı. Bu bilgiler doğrultusunda araştırmasını gerçekleştirdi.
KISA DÖNEM İLİŞKİLERİ İSTİHDAMI ENGELLİYOR
Araştırmada, otel işletmelerindeki çalışma koşulları, unsurları olarak terfi olanakları ve iş güvencesizliğine ilişkin algıların işten ayrılmayı arttırdığı görülmüştür. Turizmdeki mevsimsellikten doğan uzun süreli istihdamın engel oluşturması sonuçlarla örtüşmüştür. İşletmelerin çalışanlarla uzun dönemli ilişki kurmak yerine belirsiz, kısa dönemli ilişkiler kurması iş güvencesizliğini çalışan üzerinde etki yarattığı ve bu da ayrılma oranının artırmada etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Antalya’daki otellerde bu durumun etkin olduğu ve örgüt kültürüne uyumun sağlanamamasına yol açıyor. Kurumlardaki aralıklı terfi işlemlerini gerçekleştirmesi ve yapılacak atamaların kurum içine öncelik verilmesi bu durumunu tersine çevirebilme olasılığını artırıyor. Araştırmada, fiziki ortam koşulları, mesleki eğitim olanakları, ücret ve düzensiz çalışma sürelerinin işten ayrılma üzerinde doğrudan etkisi olmadığını ancak pek çok değişkenin etkili olduğu ortaya konulmuş.
ÇALIŞMA SÜRELERİ İŞ-YAŞAM DENGESİNİ BOZUYOR
Otellerin çalışma koşullarındaki olumsuz algıların psikolojiye de etkileyebilmektedir. Otellerin iş çevresine ait ortamın düzenliliği, uygun sıcaklık değerleri ve nemsizliği gibi denetim gerekli koşulların sağlanması, psikoloji üzerinde de olumlu etki verdiği görülmüş. Adil ücret politikası, yapılan işe ve gösterilen çabaya uygun ücretlerin belirlenmesi de olumlu etkilere yol açabiliyor. Buna karşılık günlük ve haftalık çalışma saatlerinin belirsizliği olumsuz algının oluşmasına neden oluyor. Turizmde uzun, düzensiz ve anti-sosyal olarak değerlendiren çalışma süreleri iş-yaşam dengesini bozulmasında etkili olabildiği araştırmada ortaya konulmuş.
TALEP DENGESİZLĞİ ÇALIŞMA SİSTEMİNİ ETKİLİYOR
Liberal ekonomi ve rekabet koşulları esnek işgücü uygulamalarına yol açması, iş güvencesizliğinin yaygınlaşmasında etkili oluyor. Turizm hareketliliğine ilişkin talebin esnek olması, terör olayları, doğal afetler, salgın hastalıklar gibi bazı faktörler talebin üzerinde belirleyicilik içeriyor. Ayrıca talep mevsimsel yoğunluk gösterdiğinden kıyı kesimlerinde yaz turizmine yönelik durakların işe alım yönünden daha fazla oluşu ve kısa süreli oluşu bazı etmenleri de beraberinde getiriyor. İş güvencesizliğinin yanı sıra eğitimsiz ve herhangi bir özelliğe sahip olmayan kişilerin işe alımını doğruyor. Bu nedenler sıraladığında sektördeki ortalama ücret düzeyleri diğer sektörlere göre daha düşük oluyor. Talepteki dengesizliğin yol açtığı yarı zamanlı çalışma, aralıklı çalışma uygulanmasının da yolunu açıyor. Bunların yanı sıra otel işletmelerindeki 24 saat süren kesintisiz hizmet için vardiya sisteminin uygulanması psikolojik sözleşme ihlalini belirliyor.
AYRILMA İSTEKLERİNİ ARTIRIYOR
Çalışma saatlerindeki esneklik, iş güvencesi, dolgun ücret ve iş güvenliği gibi unsurlar örgütsel ödüllendirme sistemi faktörlerden bir olarak görülüyor. İşte ilerleme faktörü olarak kariyer gelişimine katkı, profesyonellerce mesleki eğitim ve kişisel gelişim imkânları gibi unsurlar etkili oluyor. Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi çalışanlar üzerinde olumsuz davranışlara yol açtığı ve bunun da ayrılma isteklerinin artmasına neden olduğu tespit edilmiştir.
MOLALARIN ORTADAN KALMASINA NEDEN OLUYOR
İnsan Kaynakları uygulamaları ile rol davranışı arasındaki ilişkide psikolojik sözleşmelerin rolü ele alınmış. Bir işletme, eğitim, düşük kariyer, ilerleme fırsatları ve ödüller gibi yararlar geniş tutulduğunda örgüt ile çalışanlar arasındaki ilişki uzun vadeye çıktığı saptanmıştır. Bunun tam durumunda ise kısa vadeli ilişki süresi belirlenmiştir. Ücret koşulları üretkenlik davranış üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiye sahip olabiliyor. Düşük ücretin verilmesi, adil olmayan ücret algısı çalışanlar üzerinde olumsuz etki yaratarak işletmeye yönelik zarar verme, üretimi saptırma ya da hırsızlık gibi bir takım davranışları doğurabiliyor. Kıyı otelciliği yapan işletmeler yüksek sezonda yani yoğun dönemde uzun süreli ve tempolu çalışmayı gerektirdiğinden bu durum iş yoğunluğunun artmasına yol açıyor. Bu durum sürekli devamsızlığa ve iş yükünün artmasına yol açıyor bu da çalışma sürelerinin uzamasına ve fazladan çalışmayı artırırken molaların da ortadan kalmasına neden oluyor.
DESTEKLERİN SAĞLANMASI ÜRETİMİ ARTTIRIYOR
Stresin yoğunlaşması sonucu olumsuz duygular, psikolojik, fiziksel ve de davranışsal sağlığın bozulmasını tetikliyor. Tam tersi olarak yeterli ve adil imkanların sağlanması üretime karşı davranışların önüne geçiyor. Yapılan iş karşılığı ücretin yetersiz olması çalışanların kaynaklarını korumak için daha çok üretkenlik karşıtı davranışlar eğilime giriyor. Tam tersine yapılan destekler ise üretkenlik karşıtı davranışların önüne geçiyor. Adaletsizlik algılarının artması bu davranışların görülme oranlarını artırıyor.
STRESİN AZALMASI ÜRETKEN KARŞILIĞI DAVRANIŞINI AZALTIYOR
Kişilerin gelecek kaygısı taşımasına yol açan durumlarda iş güvencesizliği, çalışanlar üzerinde stres ve baskıya yol açarak örgüte karşı davranışları tetikliyor. Turizm sektörü, iş gören devir hızı ve iş güvencesizliğinin yüksek olduğu bir sektör olarak biliniyor. Bu durum iş güvencesizliğini algılayan çalışanlar daha az örgütsel bağlılık göstermekte ve daha çok üretkenlik karşıtı davranışları tetikliyor. İşletmeler vadettikleri sözleri, yükümlülükleri yerine getirmediğinde işten ayrılma oranı yükseliyor. Çalışanların istediklerinin karşılanmaması halinde isteksizlik oranı da artıyor. Stresin azalması üretken karşıtlığı davranışının azalmasını sağlıyor. Turizmde uzun, düzensiz ve anti-sosyal çalışma süreleri iş-yaşam dengesini bozuyor.
Araştırma sonucunda ortaya konulan tespitlerde çalışanların çalışma koşullarının iyileştirilmesi, işe olan bağlılıklarında artış yaparken, çalışma koşullarında kötüye gitme görüldüğünde işten ayrılma oranları yükseliyor. İş yeri ile olan ilişkilerin belli bir seviyede olması sektör çalışanlarını etkiliyor.