Antalya ve çevresinde bulunan antik kentlerin birçoğunda kentine özel mimari yapısı bulunuyor. Her birini diğer antik kentlerde bulunmadığından büyük önem taşıyor. Antik kent gezenler için küçük ipuçları bulunuyor.
PERGE’NİN HELENİSTİK KULELERİ
Perge Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Helenistik Kuleler’ olarak bilinen giriş kapısıdır. Bu kuleler, antik kentin ana girişini süsleyen ve oldukça iyi korunmuş iki büyük yuvarlak kuledir. M.Ö. 3. yüzyılda inşa edilmiş olan bu kuleler, hem savunma amacıyla hem de şehrin gücünü ve zenginliğini göstermek için yapılmıştır. Kulelerin arasında yer alan etkileyici bir avlu, ziyaretçileri şehir merkezine doğru yönlendirir ve antik dönemde bu kulelerin heybetli görünümü ziyaretçileri etkilemek için tasarlanmıştır. Helenistik Kuleler, Perge’nin simgesi olarak kabul edilir ve kenti ziyaret edenlerin ilk karşılaştığı önemli yapılardan biridir.
ASPENDOS’UN TİYATROSU
Aspendos'un simge yapısı, dünyaca ünlü ‘Aspendos Tiyatrosu’dur. M.S. 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen bu tiyatro, antik dönemin en iyi korunmuş ve akustiği en mükemmel yapılarından biri olarak kabul edilir. Mimar Zeno tarafından tasarlanan tiyatro, yaklaşık 15.000 kişilik oturma kapasitesine sahiptir.
Aspendos Tiyatrosu, hem büyüklüğü hem de mimari mükemmeliyetiyle öne çıkar ve günümüzde hala konserler, tiyatro gösterileri ve festivaller gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Tiyatronun en dikkat çekici özelliklerinden biri, sahne binasının günümüze kadar neredeyse tamamen sağlam kalmış olmasıdır. Bu yapı, Aspendos'un simgesi olarak tanınır ve bölgedeki en önemli turistik cazibe merkezlerinden biridir.
SAGALASSOS’UN ANTONİNLER ÇEŞMESİ
Sagalassos Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Antoninler Çeşmesi'dir. M.S. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde inşa edilen bu muhteşem çeşme, şehrin sosyal ve dini hayatının merkezi olan Aşağı Agora'da yer alır.
Antoninler Çeşmesi, büyüleyici heykel süslemeleri, zarif mimarisi ve suyunun sürekli akışı ile dikkat çeker. Çeşmenin en önemli özelliklerinden biri, halen restore edilerek suyun orijinal kaynağından akmaya devam etmesidir. Görkemli mermer yapısı, tanrı ve tanrıça heykelleriyle süslenmiş nişleri ile birlikte, Sagalassos’un zengin kültürel ve mimari mirasını gözler önüne serer.
Bu çeşme, Sagalassos’un hem tarihi hem de turistik açıdan en önemli yapılarından biri olarak kabul edilir ve antik kentin simgesi olarak bilinir.
TERMESSOS’UN TİYATROSU
Termessos Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Termessos Tiyatrosu’dur. Bu tiyatro, kentin yüksek bir noktada, doğal bir kaya çıkıntısına inşa edilmiştir ve etkileyici bir dağ manzarasına sahiptir.
Helenistik dönemde inşa edilen ve Roma döneminde genişletilen tiyatro, yaklaşık binlerce kişilik kapasitelidir ve mimarisi ile doğal çevreyle uyum içindedir. Tiyatronun oturma alanları kayalık bir yamaca yaslanmış olup, sahne binası ise kısmen ayakta kalmış durumdadır. Tiyatronun en çarpıcı yönü, arkasındaki muhteşem Güllük Dağı'nın manzarasıdır.
Termessos Tiyatrosu, hem tarihi değeri hem de konumu itibarıyla ziyaretçileri etkileyen bir yapıdır ve Termessos'un simgesi olarak kabul edilir.
SİDE’NİN APOLLON TAPINAĞI
Side Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Apollon Tapınağı’dır. Roma döneminde M.S. 2. yüzyılda inşa edilen bu tapınak, deniz kenarında yer alması ve görkemli sütunlarıyla Side'nin en tanınan yapılarından biridir.
Apollon Tapınağı, antik dönemde Side'nin önemli dini merkezlerinden biriydi ve tapınak tanrı Apollon’a adanmıştı. Tapınağın günümüze kadar ayakta kalan beyaz mermer sütunları, özellikle gün batımında çok etkileyici bir manzara sunar ve fotoğrafçılar için popüler bir yerdir.
Side'nin bu görkemli yapısı, antik kentin hem tarihini hem de estetik değerini yansıtan en önemli sembollerinden biridir ve kentin en çok ziyaret edilen noktalarından biri olarak bilinir.
PATARA’NIN MECLİS BİNASI
Patara Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Patara Antik Tiyatrosu’ ve ‘Patara Deniz Feneri’ olmakla birlikte en bilinen simge yapı, ‘Patara Meclis Binası (Bouleuterion)’ dur. Bu yapı, Likya Birliği'nin meclis toplantılarının yapıldığı yerdir ve antik dönemin en önemli siyasi merkezlerinden biri olarak kabul edilir.
M.S. 1. yüzyılda inşa edilen ve Likya Birliği'nin başkenti olan Patara’da, Bouleuterion kentin yönetim merkezi olarak büyük önem taşımıştır. Yapı, etkileyici oturma düzeni ve akustiğiyle dikkat çeker. Ayrıca, 2020 yılında restore edilerek ziyarete açılmıştır, bu da yapının önemini ve sembolik değerini artırmıştır.
Patara Meclis Binası, hem tarihi hem de kültürel açıdan büyük öneme sahip olup, Patara’nın simge yapısı olarak kabul edilir.
LİMYRA’NIN KAYA MEZARLARI
Limyra Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Kaya Mezarları’dır. Bu kaya mezarları, kentin yamacına oyulmuş ve etkileyici bir şekilde kayalara işlenmiştir. Özellikle ‘Kral Mezarları’ olarak bilinen büyük kaya mezarları, kentin en dikkat çeken yapıları arasındadır.
En ünlü mezar, kaya yüzeyine oyulmuş ve cepheleri detaylı kabartmalarla süslenmiş olan ‘Kral Perikle Mezar Anıtı’dır. Bu mezar, hem mimari yapısı hem de üzerindeki kabartmalarla Limyra'nın sanatını ve zengin kültürel geçmişini yansıtır.
Kaya mezarları, Likya bölgesine özgü mimari tarzları ve anıtsal görünümleri ile Lmyra’nın en çok tanınan ve sembolik yapılarından biridir. Ziyaretçilerin ilgisini çeken bu mezarlar, antik kentin ruhunu ve geçmişini gözler önüne seren önemli birer yapıdır.
PHASELİS’İN SU KEMERLERİ
Phaselis Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Phaselis Limanları’ ve ‘Su Kemerleri’dir. Phaselis, antik dönemde üç limanı ile ünlü bir ticaret şehriydi ve bu limanlar kentin zenginliğinin ve stratejik öneminin en büyük göstergesiydi. Özellikle ‘Kuzey Limanı’, şehrin simgesi olarak öne çıkar.
Phaselis’in diğer bir simgesi olan ‘Su Kemerleri’, kente su taşımak amacıyla inşa edilmiş büyük ve etkileyici yapılar olarak dikkat çeker. Roma dönemine ait bu su kemerleri, şehirdeki hayatı sürdürebilmek için hayati bir öneme sahipti ve günümüzde de oldukça iyi korunmuş durumdadır.
Bu limanlar ve su kemerleri, Phaselis’in ticari ve kültürel mirasını en iyi şekilde yansıtan semboller olarak kabul edilir ve kentin antik zenginliğini ve stratejik önemini ziyaretçilere hatırlatır.
OLYMPOS’UN NEKROPOLÜ
Olympos Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Nekropol’ü olmuştur. Olympos'un kaya mezarları, Likya'nın özgün mezar mimarisini yansıtır ve kayalara oyulmuş odalardan oluşur. Üzerlerindeki kitabeler ve kabartmalar, mezarların eski sahiplerine dair bilgiler verir. Bu mezarlar, hem mimarisiyle hem de üzerinde bulunan yazıtlarla Likya kültürünü gözler önüne serer.
Olympos’un simge yapılarından bir diğeri olan Akropol, kenti çevreleyen dağın tepesinde yer alır ve kente yukarıdan bakan stratejik bir konuma sahiptir. Akropol, hem savunma hem de yönetim merkezi olarak kullanılmıştır.
Bu simge yapılar, Olympos’un tarihi ve kültürel zenginliğini temsil eder ve antik kentin ruhunu yansıtarak ziyaretçileri etkiler.
KİBYRA’NIN MEDUSA MOZAİĞİ
Kibyra Antik Kenti'nin simge yapısı, ‘Medusa Mozaiği'dir. Kibyra Odeonu, Roma dönemine ait olup hem meclis toplantıları için hem de müzikli etkinlikler için kullanılmıştır. Bu yapı, yaklaşık 3.600 kişilik kapasitesiyle antik dünyanın en büyük odeonlarından biridir. Odeon, görkemli sütunları ve etkileyici mimarisiyle dikkat çeker. Yapının en dikkat çeken kısmı, zemininde yer alan ve oldukça iyi korunmuş olan Medusa Mozaiği’dir. Medusa Mozaiği, mozaik sanatının en güzel örneklerinden biridir ve Medusa'nın figürüyle kentin sembolik simgesi haline gelmiştir.
Kibyra’nın simge yapıları, kentin zengin kültürel mirasını ve antik dünyadaki önemini vurgular ve ziyaretçilerin ilgisini çeken başlıca tarihi eserler arasında yer alır.