Göller bölgesi olarak adlandırılan Akdeniz’de su krizi her geçen etkisini daha da artırıyor. Ülke genelinde su kanununun olmaması pek çok sorunu beraberinde getiriyor. İklim değişikliğine bağlı olarak yağış rejimi de değişiklikler göstermeye devam ediyor. Kendi YouTube kanalındaki “Isparta ve Burdur su yokluğu ile yok olacak” başlıklı yayınında su krizine değinen ANSİAD İklim Değişikliği ve Çevre Çalışma Masası Başkanı ve Çevre Mühendisleri Odası eski Başkanı Cem Arüv, hem Isparta’nın hem de Burdur’un su yokluğu ile 2050 yılına kadar yok alacağını iddia etti. Arüv, yayınladığı aynı videoda Demre’de deniz suyunun içme suyuna da karıştığını ileri sürdü.
ISPARTA VE BURDUR KURUYACAK
Isparta'nın su toplama havzası olmadığını ifade eden Arüv, “Yüksekte olduğu için Isparta'ya yağan tüm yağış, çevredeki havzaları besler. Burdur ve Antalya havzaları gibi. Burdur'un bir havzası var ama yeraltı suyu yok. Burdur ve Isparta'nın güneyine yağan yağışların tamamı da Antalya havzasını besliyor” dedi.
Burdur ve Isparta illerinin bir havzasının olmaması, diğeri de yeraltı su kaynaklarından yoksun olması sebebiyle Burdur ve Eğridir Gölü’nün su kaybı, vahşi tarım ve vahşi sulama yüzünden çok ciddi sorunlar yaşayacağını söyleyen Arüv, “Suya ve o göle bağlı olan halk, bu şehirleri terk etmek zorunda kalacak” diye konuştu.
ANTALYA’DA AKARSU YOK
“İnsanlar 'Manavgat’da akıyor, Antalya'da akan bir sürü su var. Bu suları niye geri çevirmiyoruz?' diyorlar. Ancak Antalya'da akan su artık yok” diyen Arüv konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Geçmişte akan, akarsu niteliğinde olan su yok. Kaynaktan beslenen yeraltı suyu var. Bu su çıkar, yüzeyde akışa geçer. Bu akarsu üzerinde kullanımlar olur ve en sonunda denize veya bir göle ulaşır ve orada sonlanır. Akarsular esas itibariyle yüzey sularını toplar ve vadinin en düşük noktasından harekete geçer. Antalya'da akarsularımız kuruyorsa, su olmuyorsa, bu durumda yüzeysel suların önemli bir kısmı kurur, yok olur dememiz gerekiyor. Bu durumda düşünmemiz gereken şey, yüzeysel su niye yok olur? Demek ki yeraltı suyundan su çekimleri çok yüksek. Nitekim son dönemde alt ve üst platoda açılan kuyulara baktığımızda, nitelikli suya alt platoda 150 metre, üst platoda ise 350-500 metre derinliklerde ulaşabiliyoruz. Yer altından bu kadar su çekildiğinde, yüzeyde toplanması gereken su yer altına yöneliyor.”
DEMRE’DE DENİZ SUYU YER ALTINA KARIŞIYOR
Arüv yayınladığı videoda önemli bir ayrıntıya da dikkat çekti. Isparta ve Burdur’un su yokluğundan bahsettiği videoda Antalya’nın Demre ilçesinde yer altı sularına tuzlu deniz suyunun karıştığını ifade etti. Arüv, “Demre'de bir tarım işletmecisi bizden yeraltı suyunu arıtmamızla ilgili temas kurdu. Yani burada yeraltı suyu tuzlanmış. Çünkü denizden içeriye su giriyor. Arıtma tesisi fiyat istedi.
Tuzlu suyu arıtır da tatlı suya çevirirsin diye fiyat istedi. O kadar bir fakir pozisyondayız ki Türkiye'de suyun yönetilmemesinden kaynaklanan çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Su yönetimi olmadığı için, suyun bir kanunu olmadığı için mekanizmde öyle bozukluklar var. Çarpışmalar var, bir başka değişle teknik işleyişle, mevzuatın işleyişi arasında uyumsuzluklar var ki, biz bu sorunları çözemiyoruz” ifadelerine yer verdi.
“SUYU YÖNETEMEZSEK VAR OLAMAYIZ”
“Suyu yönetemezsek var olamayız. Tutanın elinde kalır bu su” diyen Arüv, “Suyu yönetemezsek var olamayız. Su tasarrufu yöntemlerini uygulamak zorundayız. Tarımda vahşi sulamadan vazgeçip damla sulamaya geçmek zorundayız. 2050 yılında ne Isparta ne Burdur olacak, Isparta'nın suyu toplayacak bir havzası yok. Yağan her şey akıp gidiyor. Burdur'un bir havzası var ama tarımda bile su kullanılsa Burdur gölü küçülüyor. Bu iki göl çığlık çığlığa bağırıyor” sözlerine son verdi.