Osmanlı İmparatorluğu döneminde Antalya bölgesine ipek böcekciliği 16’ıncı ve 17’nci yüzyıllarda giriş yapmıştır. Osmanlı, ipek üretimine büyük önem vermiş bu yönde politikalar gütmüştür. Anadolu’nun pek çok yerine yayılan ipek böcekciliği günümüzde kaybolma ile karşı karşıya kalıyor.
Işık Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Moda ve Tekstil Tasarımı Yüksek Lisans Programı öğrencisi olan Ayşenur Kocakulak, ‘Antalya Yörükleri’nde İpek Böcekciliği ve Gılamık Dokuma’ adlı çalışmada, bölgedeki ipek böcekciliği geçmişine değiniyor. Bölge halkından yorumlarına da yer verdiği çalışmada ipek böcekciliğinin önemini vurguluyor.
İPEĞİN BÖLGEYE GELİŞİ
Kocakulak bölge halkı ve dokuyucularla görüşmelere dayanarak ipekçiliğin yörede 300 yıldan fazladır devam ettiğini belirtiyor. Akseki Kütüphanesi’nde kapatılan ‘Antalya İpek Böcekciliği Mektebi ve İstasyonu’ arşivinin bulunduğu ‘Kent Arşivi’ ve gazeteler taramış ancak Cumhuriyet Dönemi öncesi verilere ulaşılamamış. Bunun nedenini ise o dönemde gayrimüslimlerin bu işle daha çok uğraşması Türklerin ise bu konuda geri kalması olarak belirtiyor.
TÜRKLER TARIM VE HAYVANCILIKLA İLGİLENMİŞ
Geçmişe dair izlerin bulunamamasının temel nedeni Türklerin tarım ve hayvancılıkla ilgilenip askeri olarak görev almalarından kaynaklanıyor. Gayrimüslim olarak anılan halk ise zanaatlara yönelmiş ve bu işte ilerlemiştir. Mübadele dönemi öncesinde de ipek böcekciliği Türklerden çok gayrimüslimler tarafından yapılıyormuş. 16’ncı yüzyıla kadar dayanan ipek böcekciliğinin geçmişi ‘İpek Yolu’nda olmasından kaynaklanıyor. Bölgede yaşanan büyük yangınla birlikte kayıtların yanmış olacağı düşünülüyor. Osmanlı Dönemi vergilerine bakıldığında bölgede el sanatlarından ve dut ağaçlarından vergi alındığı tespit edilmiş.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE BAŞLIYOR
Cumhuriyet Dönemi’ne gelindiğinde Bursa İpek Böcekciliği Enstitüsü’nün alt kolu olan ‘Antalya İpek Böcekçiliği Mektebi ve İstasyonu’ kayıtlarında ve Devlet Arşivi’nde bu dönemde Akseki’de ipek böcekçiliği yapıldığına dair belgelerin olduğu görülmüştür. Kocakulak, Akseki’de emekli öğretmen İbrahim Emekçi ile görüşmüş ve bölgeye ipek böceciğinin gelişini öğrenmiş. İbrahim Ekmekçi;
“1942 yılında, yöresel hammaddelerden yararlanarak mesela keçilerin kılından, kadıl deriden eçmeç denilen aletle iplikler yapılarak tezgahlara enlemesine kadınları bağlıyorlar ondan sonra oklava gibi sopanın ucuna bir başka kadını bağlıyorlar biri aşağıdan biri yukardan o ipleri bir arkasından bir üstünden, bir iplik dolaştıktan sonra üzerine tarak denilen ağır şeylerle vurarak sıkıştırıyorlar. Benim anneannem yapardı bunu, desen oluşturmak için beyaz kıllarla siyah kılları değişik yumaklar yaparlar ve yukarıda asılı olur yumaklar. Velhasıl o dokunurdu, hatta Yörüklere satılırdı. Yörükler çadırlarına çul olarak sererlerdi gerek oturmak için gerekse yanlarına. İpekböcekçiliğini getiren adam İkinci Dünya Savaşı başlıyor, yiyecek karaborsa,” diye anlatıyor.
KÖY KÖY DOLAŞIP ÜYE ARIYORLAR
Ekmekçi, Akseki’nin tarım alanı olmamasından dolayı, az topraklı yerlerde tarım yapmaya çalıştıklarını buralarda yetmediği için buğdayı Seydişehir’den ve Beyşehir’den getirdiklerini aktarıyor. Dönemin belediye başkanı Akseki’yi yaşanan bu kıtlıktan kurtarmak için ‘Dokumacılar ‘Kooperatifi’ni kuruyor. Köy köy dolaşıp buraya üye arıyor ve sonunda 500 kişilik ortalık tamamlanıyor. Ticaret Bakalığı’ndan aldıkları iplik toplarıyla nasıl yapılacağı anlatılıyor.
İPEK BÖCEKCİLİĞİNİ AKSEKİ’YE GETİREN O KİŞİ
1935 yılında seçilen Akseki Belediye Başkanı Abdülgani Şatıroğlu, Akseki’ye ipek böcekciliğini getiriyor. Günümüzdeki Akseki’nin gelişmesinde katkısı olan Şatıroğlu, 44 yıl boyunca belediye başkanlığı görevini yapmış. 1944-1945 yıllarında Antalya Karaalioğlu Parkı içindeki Böcekhane olarak adlandırılan ipek böceği tohumları üretiliyormuş. Belediye başkanı o dönem oradan tohumu getirmiş ve hemen hemen yapmak isteyen herkese terzilerin kullandığı yüksükler içerisinde dağıtmış. Hemen hemen her ev bir odasını ipek böceği üretimine ayırmış. Bu gelişmeler ne kadar güzel ilerlese de devam etmemiş. Erkek dutlar getirilmiş bahçelere ekilmesi ve ipek böceklerinin beslenmesi için ancak daha sonra heves eden kalmamış.
DOKUMA KURSU VARDI
Ormana’da ipek böceği üretimi yapan son aile fertlerinden biri olan Mediha Demircan, annesinden aktardıklarını anlatmış. Dedeleri ipek böcekciliğini öğrenmiş daha sonra Antalya’ya ailecek gelmişler. Annesi ve büyük ablasını ipek böcekciliği kursuna göndermiş. Bursa’dan iplikler getirtilmiş, dokumayı o dönem herkes biliyormuş.
BELGELERDE YER ALIYOR
Arşivlerdeki belgelere bakılmış, 1941 yılına ait ‘Akseki Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatif Şirketi’ ile ilgili altında dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ve devlet büyüklerinin de imzasının bulunduğu görülmüş. Belgede Antalya Valiliği’ne İktisat Vekili tarafından yazılan yazı bulunuyor. Kooperatifle ilgili olan yazıda kooperatife bağlı olan 126 ve bağlı olmayan 185 yani toplamda 311 tezgah olduğu belirtilmiş olup yeni gelecek tezgahlardan bahsedilmiş. Toplamda Akseki’de 500 tezgah olacağından söz edilmiş.
ORMANA’DA DAHA ESKİ
Cumhuriyet Dönemi kurulan kooperatif ile ek gelir elde etme amacıyla yapılan ipek böcekçiliği faaliyeti Akseki Kazası’nda verimli olamamış da Ormana Köyü’nde bu faaliyetin yapılabileceği dut ağacının bulunması nedeniyle devam edilmiş. İpekçiliğin verimli olduğu ve Ormana’ da ipekli dokuma kumaşlardan anlaşılıyor. Akseki’de devam edemeyip Ormana’da devam etmesinin arkasında yatan neden ise daha önceden başlanmış olması olarak değerlendiriliyor.
10 KUTU İPEK BÖCEĞİ TOHUMU
Bulunan bir belgede 1941 yılında Akseki Ziraat Muallimliği tarafından 10 kutu ipek böceği tohumu Merkez kaza, İbradı Nahiyesi, Güzelsu Nahiyesi, Ormana Köyü, Mahmutlu Köyü, Zilan Köyü olmak üzere 6 bölgede dağıtılmış. Bu bölgelerden en çok kutu olarak ise dikkat çeken iki yer var, bunlar bu bölgelerden en çok kutu alan Ormana Köyü ve İbradı Nahiyesi olmuş. Ancak Ormana dışında hiçbir yerde yapılamamış.
500 YILDAN FAZLA VARLAR
Ormana’daki dut ağaçlarının çok yaşlı olduğu biliniyor. 500 yaşın üzerinde olduğu tahmin edilen 8 dut ağacı dikkat çekiyor. 1000 yakın dut ağacı olan bölgede ağaçların çoğunun 500 yıldan fazladır var olduğu biliniyor. Ağaçların yaşı ve sayılarının fazla olması nedeniyle ipek böcekciliğinin geçmişi 300 yıldan fazla süredir devam ettiği görülüyor.