Antalya’nın içme ve sulama suyu kaynaklarının güvenilirliği üzerine bir araştırma yapıldı. Şehnaz Şener ile Sıla Bektaş’ın, ‘Antalya İli İçme Suyu Kaynaklarının Hidrojeokimyasal Özellikleri ve Sağlık Risk Değerlendirmesi’ adlı araştırması, su kaynaklarının potansiyel risklerini gün yüzüne çıkardı. Bu çalışmada özellikle yeraltı suyu kuyuları, pompa istasyonları ve doğal kaynaklardan temin edilen suyun kalitesini inceleyerek, bölgedeki içme suyu ihtiyacını karşılamada karşılaşılan zorlukları ve sağlık risklerini değerlendirildi. Durum beklenmedik çıktı.

PARAMETRELERLE ÖLÇÜM YAPILDI

Çalışmada özellikle Antalya’nın jeolojik özellikleri incelenmiş, suyun kimyasal yapısı, kalite ve sağlık riskleri belirlenmiş. Su örnekleri, çalışma için toplanmış. Su örneklerinin pH, sıcaklık, elektriksel iletkenlik, toplam çözünmüş katılar (TDS), sertlik gibi parametreler ölçümü yapılmış.

Içme Suyu (2)

SULAMA SUYU İÇİN HESAPLAMA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Antalya’daki sulama suyu kullanılabilirliği için Sodyum Adsorpsiyon Oranı (SAR), Elektriksel İletkenlik (EC), Artıksal Sodyum Karbonat (RSC), Magnezyum Tehlikesi (MT), Geçirgenlik İndeksi (PI), Kelley İndeksi (KI) hesaplanarak değerlendirmesi yapılmış.

KANSEROJEN OLMAYAN ETKİLER

Alınan örneklerdeki suyun içindeki kimyasalların insan sağlığı üzerindeki kanserojen olmayan etkilerini değerlendirmek için ABD Çevre Koruma Ajansı (USEPA) tarafından geliştirilen yöntemler kullanılmış. Çeşitli formüllerle kirleticilerin su içindeki yoğunlaşması, günlük su alım oranı, maruz kalma süresi ve vücut ağırlığı gibi faktörler incelenmiş.

Içme Suyu (1)

DEĞERLENDİRME KISTASLARI

Antalya’daki suyun değerlendirilmesi, sağlık risk değerlendirmesi olan kıstasları ile gerçekleşti. İşte o değerlendirme kıstasları;

ADD (Yaşam Boyu Ortalama Günlük Doz): Suyun içindeki kirleticinin uzun vadede maruz kalma miktarını hesaplar.

Tehlike Katsayısı (HQ): Maruz kalma dozunun, kabul edilebilir güvenlik sınırını aşıp aşmadığını gösterir. HQ > 1 ise sağlık riski vardır.

Tehlike İndeksi (HI): Birden fazla kirleticinin toplam sağlık riskini belirtir; HI > 1 olması durumunda risk yükselmiştir.

Kanser Riski (Rc): Kirleticinin ömür boyu kullanımında oluşabilecek kanser riskini belirtir. Kabul edilebilir sınır, 10⁻⁶ ile 10⁻⁴ arasındadır.

Içme Suyu (5)

KİMYASAL YAPISI İNCELENDİ

Antalya’daki su kaynaklarının kimyasal yapısı çeşitli analizlerle incelenmiş. Bölgede yaygın karstlaşma ve kayaç yapıları suyun kimyasal bileşimini etkiliyor. Özellikle Bey Dağları Formasyonu gibi birimler, bölgenin jeolojik yapısının su kalitesine etkisini gösteriyor. Söbütepe Formasyonu, Üst Paleosen-Alt Eosen yaşında olup, karstik yapıya elverişli olmadığı biliniyor. Antalya Travertenleri, Üst Pliyosen-Kuvaterner döneme ait, kalsiyum bikarbonatça zengin karst sularının çökelmesiyle oluştuğu anlaşılıyor.

HİDROJEOLOJİK ÖZELLİKLER İNCELENDİ

Hidrojeolojik özellikleri incelendiğinde, taneli ortam akiferi; kum, çakıl gibi taneli yapılardan oluşur, yüksek su tutma kapasitesine sahiptir. Karstik akiferi; kireçtaşı ve dolomit kayaçlarından oluşur, bol miktarda yeraltı suyu içerdiği biliniyor. Yarı geçirimli birimleri; su tutma kapasitesi sınırlı olan kumtaşı ve kiltaşı içermekte. Geçirimsiz birimler; su geçirmeyen kayaçlardan oluşuyor, suyun hareketini kısıtlıyor.

YERALTI SULARINA BAKILDI

Yeraltı suyunun özelliklerine bakıldığında ise taneli akifer; yeraltı suyu seviyesi 2-32 m arasında değişir, suyun hareket hızı yüksek durumda. Karstik akifer; su seviyesi 18-38 m arası olup, yüksek permeabiliteye sahip olma özelliğini barındırıyor.

Içme Suyu (6)

HİDROJEOKİMYASAL PARAMETRELER DEĞERLENDİRİLDİ

Antalya’daki su kaynakları, tarımsal sulama açısından önemli bir potansiyele sahiptir ve sulamanın uygunluğunu belirlemek için çeşitli hidrojeokimyasal parametrelerde değerlendirme yapılmış. Su örneklerinde yapılan analizler, sodyum yüzdesinin (%Na) 10.49-12.46 arasında değişerek “çok iyi” sulama suyu olarak sınıflandırıldığını, sodyum adsorpsiyon oranının (SAR) ise 0.43-0.53 aralığında olduğunu göstermiş.

DÖRT BÖLGEDE FARKLI SONUÇLAR

Elektriksel iletkenlik (EC) değerleri, Duraliler ve Boğaçay sularının “orta tuzlu”, Yeniköy ve Yeşilbayır sularının ise “yüksek tuzlu” sınıfında olduğunu ortaya koymuş. Artıksal sodyum karbonat (RSC) açısından, çoğu su örneği “iyi” sulama suyu sınıfında yer almakta, bazıları ise “şüpheli” durumda olduğu saptanmış.

Içme Suyu (3)

GEÇİRGENLİK İNDEKSİ İYİ ÇIKTI

Geçirgenlik indeksi (PI) %34.14 - %51.73 arası değerlere sahip olup sulamada “iyi” kabul ediliyor, magnezyum tehlikesi (MT) ise %25.05 - %45.25 aralığında kalmakta ve bu durum sulama için uygun olduğunun göstergesi olarak biliniyor.

ÇOK İYİ KULLANBİLİR SULAR OLARAK SONUÇ GELDİ

Kelley indeksi (KI) 0.11-0.14 değerleriyle sulama için uygun seviyelerdeyken, ABD Tuzluluk Laboratuvarı Diyagramı’na göre Duraliler ve Boğaçay suları ‘C2S1’ (orta tuzlu, az sodyumlu), Yeniköy ve Yeşilbayır suları ise ‘C3S1’ (yüksek tuzlu) olarak sınıflandırılmış. Wilcox diyagramında ise su kaynakları, yüzde Na ve EC değerleri dikkate alındığında “çok iyi kullanılabilir sular” sınıfında yer almakta, bu da Antalya’nın sulama suyu potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor.

SU KALİTESİ ÖNEM TAŞIYOR

Antalya’daki su kaynaklarının kalitesinin korunması, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin önlenmesi ve suyun sürdürülebilir yönetimi için düzenli kalite kontrol ve bilinçli su kullanımı büyük önem taşıyor. Antalya’da içme suyu kaynakları araştırma kapsamında, insan sağlığı üzerinde önemli etkilere sahip olduğu için detaylı bir incelemeye tabi tutuldu. Su kaynaklarının sağlık riskleri, ABD Çevre Koruma Ajansı (USEPA) yöntemleri kullanılarak değerlendirilmiş, yetişkinler ve çocuklar için ayrı hesaplamalar gerçekleşmiş.

Içme Suyu (4)

İÇME SULARI TÜKETİLMEMELİ

Araştırmanın ortaya koyduğu sonuca göre, yetişkinlerde kanserojen olmayan tehlike katsayıları (HQ) 1’in altında bulunarak önemli bir sağlık riski olmadığını gösterse de özellikle Yeniköy ve Yeşilbayır depolarından alınan su örneklerinde çocuklar için HQ değerleri 1’in üzerinde çıkmış, bu durum suyun çocuklar üzerinde sağlık riski oluşturduğunu ortaya koymuştur.  Bunun yanı sıra bazı su örneklerinde yüksek arsenik (As) seviyeleri tespit edilmiş. Bu durum, çocukların bu suları tüketmemesini öneren bir durum oluşturmuş.

YENİKÖY VE YEŞİLBAYIR DEPOLARI TEHLİKELİ

Çalışmanın ortaya koyduğu bir diğer şey ise içme suyunun kalitesi olmuş. İçme suyu kalitesinin TS-266 (2005) ve WHO (2011) standartlarına uygun olduğu belirlenmiş. Çoğu su örneği içilebilir durumda olsa da çalışma gösteriyor ki Yeniköy ve Yeşilbayır depolarındaki bazı su örnekleri HCO₃ ve TDS değerleri açısından WHO limitlerini aşmış durumda.

SULAMA İÇİN UYGUN İÇME İÇİN UYGUN DEĞİL

Genel olarak Antalya’daki su kaynakları sulama ve içme suyu olarak kullanılabilir durumda. Ancak çalışmanın da ortaya koyduğu veriler, özellikle yüksek arsenik seviyeleri nedeniyle düzenli kontrol ve izleme gerektiği karşısında uyarı veriyor. Arsenik seviyeleri 10 µg/l’yi aşarsa bu suların içme suyu olarak kullanılmaması öneriliyor.

RİSKLERİ BULUNUYOR

Araştırma sonucuna bakıldığında, Antalya’daki içme suları genel olarak güvenli olsa da özellikle çocuklar için büyük sağlık risklerinin olduğunu da ortaya koyuyor. Risklerin azaltılması adına belirli kaynakların dikkatle izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması önemli olduğu vurgulanıyor.

Muhabir: UĞUR FİDAN