Türk edebiyatının önemli bir alt dalı olan maniler geçmişten günümüz anlatıcı yoluyla ulaşıyor. Anadolu’nun her köşesinde dile gelen maniler kültürel miras olarak tarihe geçiyor. Eğitimci Yazar Öztürk Acun Türkiye’nin zengin halk edebiyatı geleneği olana manileri günümüze taşıyor.  Eğitimci Yazar Acun, ‘Konularına Göre Maniler’ kitabında utulmaya yüz tutmuş yaklaşık 3 bin 500’den fazla maniyi bir araya toplayarak günümüze kazandırıyor.  Maniye olan tutkusunu annesi sayesinde başladığını belirten Öztürk Acun, 35-40 yıl boyunca tonladığı ve derlediği manileri konularına göre sınıflandırıp tek bir kitapta topladı.

“ANNEM SAYESİNDE BAŞLADIM”

Maniler (1)

Eğitimci yazar Öztürk acun, eğitim fakültesinden mezun olduktan sonra yıllar boyunca öğretmenlik yaptı. Öztürk Acun maniye olan tutkusunu annesi sayesinde geliştiğini dile getirerek, “1956 Artvin Şavşat doğumluyum İki çocuk babasıyım. Eğitim fakültesi mezunuyum. Yıllardır öğretmenlik yaptıktan sonra maarif müfettişi oldum. Maarif müfettişi olarak da buraya geldikten sonra emekli oldum. Mâni yazmaya annem sayesinde başladım. Annem ev hanımıydı ama yenilikçi, doğru ve kapsayan bir anneydi ondan sonra başladık. Mesela annem bir olumsuz davranışta mâni söylerdi. ‘O dağ bu dağa düştü, balta bu dağa düştü, candan sevgili oğlum gözden uzağa düştü” derken gitmiş adam, çocuğu gitmiş bir yere onun özlemini duyduğunu anlatıyor” şeklinde ifadelerine yer verdi.

3 BİN 500’DEN FAZLA MANİ VAR

Eğitimci yazar acun 35-40 yıl boyunca 3 bin 500’den fazla maniyi toplayıp tek bir kitapta derlediğini söyledi. Eğitimci Yazar Acun, “Türkiye'de mâni olarak derlenmiş kitap yoktu onun için. Yazmak 35-40 senenin ürünü. Kitaptaki maniler 35-40 senenin ürünü. Bu maniler derlenmezse kim bilecek bunları? Derledik 35-40 sene yazdık. 3500'Den fazla mâni var ve hepsi sınıflandırılmış. Halk edebiyatı türlerinden maniler bir zamanlar sohbet, muhabbet ve toplantıların vazgeçilmezleri arasındaydı1. Unutulmaya yüz tutan bu değeri kütüphanelerde sayıları iyice azalmış mâni kitaplarında ve ansiklopedilerde zor bulabiliyoruz Maniler Orta Asya'dan Anadolu'ya binlerce yıllık Türk halk edebiyatın hem çok zengin hem de en güzel örnekleriyle doludur. Anonim halk edebiyatı ürünlerinin en yaygınların- dan olan maniler; düğünlerde, kına gecelerinde, köy çeşmelerinin başında su doldurmak için beklerken, tarlada çalışırken ve dinlenme odalarında, kadınlar imece usulü yufka ekmek yaptıkları sıralarda, kadın toplantılarında söylenirdi. Mâni atışmaları yapılır ve türküler söylenirdi” dedi.

“ANADOLU’NUN ER YERİNE GİTTİM”

Maniler (4)

Mâni toplama sürecini anlatan eğitimci yazar acun, Anadolu’nun her yerinden mâni topladığını ve bunun yanı sıra da 57 kitap yazdığını vurguladı. Eğitimci olarak öğrencilerin örenme sürecini manilerle daha hızı olacağını belirten Eğitimci Yazar, “Siz söylediniz, ben de yazdım. Bir mâni atıyorum, bana peşini getiriyor. Böyle topladım hepsini. Türkiye'nin her yerinden var biz ulaşıyoruz, o söylüyor. Büyük anneler, büyük neneler. Anadolu'daki büyük anneler. Bire bir olur. Ya da iki tane mâni bilem varsa, mâni düzme bilen varsa, atma mâni bilen varsa onları yan yana geldiğin de mâni ortaya çıkıyor. Şu ana kadar Anadolu’nun er yerine gittim. Anadolu'da gezmediğim bir Beytül Şabap kaldı. Toplamda 57 kitap yazdım.  Ama bu 32 liraya mal oluyor. Manilerle iyi okuma anlamı anlatımda yapılabiliyor. Okumayı hızlandırmak için gereklidir maniler kitabı. Gerçekten Türkiye'nin durumu çok kötü. Kâğıt yok. Kitap, bir oyunlar anlattığım kitabı, Son kitaplardan dolayısıyla. Her okulda olması, her öğretmende olması gereken bir kitap.  Peki iyi okumayı anlamayı nereden yapacak? Çocuk birinci sınıfa geldi, hala daha okuma yazma bilmiyor. Mâni yoluyla aslında öğrenciler mâni yoluyla hızlandırıyoruz. Hem gelenek hem de öğrenme” diye belirtti.

KONULARINA GÖRE SINIFLANDIRILDI

Kitaptaki manileri konularına göre sınıflandırdığını belirten Eğitimci Yazar Acun sözlerini şöyle devam ettirdi: “İnsanlardan çıktıktan sonra bir düşünce diğer insanlara mal oluyor. Diğer insanlara mal olur.  Ana İçin Söylenen Maniler, Araçlar ve Gereçlerle İlişki Kurulan Manileri Aşk Manileri, Sevda Manileri, Bitki ve Yiyecekler için Maniler, Cinaslı (Ayaklı) Sevda Manileri, Dağla İlgi Kurulan Maniler, Dilek Manileri, Durum Hal Belirten Maniler, Hayvanlarla İlişkilendirilen Maniler, Karadeniz Maniler, Kaynana-Gelin Manileri, Yer Adlarına Göre Maniler hepsi benim çocuğum.  Mesela Kars'la ilgili bir mâni dizmiş annenin birisi ‘Kars'ın yolları harman Toprağı göze derman. Mektup yazdım yolladım, yarı dert, yarı derman’, Başka bir şeyden, Niksar'dan bir mâni okuyalım ‘Niksar'ın içerisinde çıkardılar bizleri ağlattılar kendileri, kızları. Hiç unutamam ben sizleri ana mektubu gönder acele’, Eskiden biliyorsunuz, cep telefonu, televizyon yoktu. Daha sonra 1980 sonrası gelişti. Peki 80 öncesi neler yaptı bu insanlar? Nasıl haberleştiler?  Sevdalarını, aşklarını, isteklerini nasıl belirttiler? İşte bu tür maniler aracılığıyla sevdaları belirttiler. Bir de sevda manisi ‘Aham gitti yerlere, aşkı düştü dillere bir yiğit karşı koşsa seni vermem ellere’.   Aynı zamanda TRT 1 radyoda programda devam ediyorum ben, yapıyorum. Akşamın getirdikleri.”

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ / GÜNAY SARI