Naula, Toros Dağları'nın eteklerinde ve denize yakın bir düz ovada konumlanmıştır. Roma dönemine tarihlenen bu antik kent, özellikle deniz yoluyla ticaret ve liman faaliyetleriyle tanınmış olabilir. Kentin 33 dönümlük bir alana yayıldığı ve moloz taş ile harç kullanılarak inşa edildiği görülüyor.
Kentte dikkat çeken yapılar arasında 6 tapınak ve 2 kilise kalıntısı yer alır. Bu yapıların varlığı, Naula'nın dini bir merkez olarak işlev gördüğünü ve bölgenin dini hayatında önemli bir rol oynadığını düşündürmektedir. Roma dönemine ait bu tapınaklar, Naula'nın o dönemdeki dini ve kültürel yapısının bir yansımasıdır.
19. yüzyılda Naula Antik Kenti'ni inceleyen seyyah W. Heberdey, kentte 9 kilise bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Naula'nın Leartes Antik Kenti'nin liman kenti olarak da kullanılmış olabileceği öne sürülmektedir. Leartes, Toros Dağları'nda yer alan Dim Vadisi'nin ağzında bulunan bir diğer antik kenttir. Naula ve Leartes'in bu yakın ilişkisi, aynı kültürel ve dini anlayışa sahip olabileceklerini gösteriyor.
Leartes Antik Kenti'nde bulunan Caracalla eksendrası, Roma imparatoru Caracalla adına yapılmış bir mimari kalıntıdır. Bu yapı, konuşma yapmak için uygun bir yer olarak kavisli, yüksek sırtlı taş banklarla kaplı bir stoaya açılan bir oda biçimindedir. Leartes’teki bu yapı, Roma dönemindeki şehir planlaması ve mimari anlayışın bir örneğini sunuyor.
Naula Antik Kenti'nde şimdiye kadar bilimsel bir kazı çalışması yapılmamıştır. Bu durum, mevcut kalıntılar üzerine yapılan yorumların varsayımlar doğrultusunda kaldığını göstermektedir. Kentin tarihi ve kültürel önemi, daha fazla araştırma ve kazı ile daha iyi anlaşılabilir. Naula, bölgenin turizm potansiyelini artırabilecek önemli bir yerleşim yeri olup, tarih meraklıları ve araştırmacılar için ilgi çekici bir alan oluşturuyor.
Son dönemde Alanya Belediyesi, Naula Antik Kenti’ni kurtarma çalışması gerçekleştirmek için bölgedeki bitki örtüsünü temizledi. İlerleyen süreçlerde kentin turizme kazandırılması hedefleniyor.