Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan atasözleri günlük yaşamda kullanılmaya devam eden yaşayan sözlü kültür olarak biliniyor. Antalya’nın kültürel zenginliği içerisinde gösterilen Yörükler zaman içerisinde atasözlerini kullanarak geçmişten günümüze taşımıştır. Atilla Kartal’ın ortaya koyduğu, “Atasözlerinin Tasniflendirilmesi Üzerine Tematik Bir Yaklaşım: Antalya Örneği” adlı çalışmada atasözleri arasında Antalya’da özellikle kullanılanlar belirlenmiş. İşte o atasözlerinden belli başlıları…

ACELELİK İLE İLGİLİ OLANLAR

“Acele etme, dilini ısırırsın/dişlersin” atasözünün kaynağı Antalya’nın Alanya ilçesi olmuştur. Anlamına bakıldığında ise; Aceleyle hareket eden kişinin hata yapması kaçınılmazdır. Sabırsızlık, kişinin beklenmedik sonuçlarla karşılaşmasına neden olabilir.

"Bir denmeden iki denmez” atasözünün kaynağı Antalya’nın Akseki ilçesi olmuştur. Anlamına bakıldığında ise; Sabırlı olunması gerektiğini vurgular. İnsanlar, bir işi düzgün bir şekilde yapmadan ikinci adımı atmaya çalışmamalıdır; acelecilik olumsuz sonuçlar doğurur.

AÇLIK İLE İLGİLİ OLANLAR

“Canavarı ormandan açlık çıkarır” atasözünün kaynağı Akseki’dir. Anlamına bakıldığında ise; Açlık nedeniyle hayvanların doğal yaşam alanlarından çıkabileceğini ve bu durumun tehlikeli olabileceğini ifade eder.

ÜZÜNTÜ, GAM, SIKINTI İLE İLGİLİ OLANLAR

"Ağlarsan gözüne, yemezsen özüne” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Sürekli üzülmenin, ağlamanın gözlere zarar vereceğini, yememenin ise bedene zarar vereceğini anlatır. Duygusal yüklerin ve sağlıksız davranışların fiziksel sağlığı olumsuz etkileyebileceğine vurgu yapar.

Atasözü (1)

EVLİLİK-AİLE KURMA İLE İLGİLİ OLANLAR

“Al, görmüşün kızını tutsun dolana dolana; al, görmemişin kızını tutsun ilene ilene” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Gelin kızın yetiştiği aile yapısının ve terbiyesinin yeni yuvasına yansıması hakkında bilgi verir. Görgülü bir aileden gelen kızın daha düzenli ve uyumlu olacağı, görgüsüz bir aileden gelen kızın ise zorluk yaşayabileceği ifade edilmektedir.

“Kenarına bak, bezini al; anasına bak, kızını al" atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Evlenilecek kızın ailesinin ve özellikle annenin önemini vurgular. Kızın yetiştiği ortam ve annesinin davranışları, gelin olacak kızın nasıl biri olacağının göstergesi olarak görülür.

“Tatlıyı küpten almalı, kadını kökten” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Burada, evlenecek kişinin soyunun ve aile kökenlerinin önemli olduğu belirtilmektedir. Ailedeki köklü değerler ve ahlak, kişinin evlilik hayatına da yansır.

“Asıl azmaz, bal kokmaz” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Aile kökeninin bozulmayacağını ve kişinin soyu ile alakalı özelliklerin korunacağını ifade eder. Soyun ve asaletin önemi vurgulanır.

DIŞ GÖRÜNÜŞ İLE İLGİLİ OLANLAR

“Atı çulundan bilmezler” kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Görünüşün her zaman gerçeği yansıtmadığını anlatır. Bir atın değerinin sadece dış görünüşüne bakılarak anlaşılamayacağını vurgulayan bu söz, dış görünüşe aldanmamak gerektiğine dikkat çeker.

UTANMA İLE İLGİLİ OLANLAR

“Ar, yiğidi meydanda kor” kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Yiğidin sadece fiziksel gücüyle değil, ahlaki değerler ve erdemler (ar, hayâ, namus) sayesinde toplum içinde varlık gösterebileceğini ifade eder.

Atasözü (4)

İLETİŞİM İLE İLGİLİ OLANLAR

“Ağız tetik, dil tüfek” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Konuşmak ve söylediklerimiz, tetiğe basmak gibi tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Düşünmeden konuşmak, hedef almadan ateş etmeye benzer; bu da sözlerin etkisinin önemli olduğunu gösterir.

“Bülbülün çektiği dil belasıdır” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Dilini tutmayan, düşünmeden konuşan kişilerin başlarına gelebilecek sıkıntılara işaret eder. Kişinin dilinden çıkan sözlerin, ona sorun açabileceği vurgulanır.

“İnsan, ne bulursa dilinden bulur” atasözünün kaynağı Antalya’dır.  Anlamına bakıldığında ise; Kişinin sözleri, çevresinde ne varsa ona yansır. Yani insanın karakteri ve düşünceleri, dilinden dökülen sözlerle anlaşılır.

“Selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise;  Söylenen sözlerin etkisinin geri dönüşü olmadığına dikkat çeker. Ağızdan çıkan sözlerin, onları geri almak mümkün olmadığından, her zaman dikkatli olunması gerektiğini ifade eder.

KİBİR İLE İLGİLİ OLANLAR

“Böğürtlen, dallanmış, bağ oldum sanmış” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Kendini olduğundan daha değerli, önemli ya da güçlü zanneden kişileri eleştirir. Böğürtlenin, kendisinin bir bağ kadar önemli olduğunu düşünmesi gibi, kibirli insanların da kendilerini başkalarından üstün görmesi vurgulanır.

“Abdal, ata binince bey oldum sanır; şalgam, aşa girince yağ oldum sanır” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Kendini, bulunduğu durumdan daha yüksek bir statüde sanan kişileri ifade eder. Abdalın ata binmesi ve şalgamın yemeğe girmesi, onların kendilerini olduğundan daha önemli bir konumda hissetmelerine işaret eder.

“Alçak yerde tepecik, kendisini dağ sanır” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Küçük bir konumda olan insanların kendilerini büyük ve önemli sanmalarını ifade eder. Kibir, kişinin gerçek durumunu göz ardı etmesine neden olur.

“Babası ölen, ağa oldum sanır; anası ölen, hanım oldum sanır” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamında bakıldığında ise; Aile kayıplarının ardından kendini bir üst statüde görme eğilimini eleştirir. Kibir, kayıplar aracılığıyla başkalarını küçümseyen bir tavır geliştirenleri yansıtır.

“Yörük, ata binmiş bey oldum sanmış” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Kendini gelişme veya başarı yolunda sanan ancak gerçekte öyle olmayan kişileri tanımlar. Bu tür kibirli tavırlar, gerçek başarı ve değerle ilişkilendirilmemelidir.

“Karga, şakırdamış bülbülüm sanmış; Kürt, ata binmiş beyim sanmış” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Kendi yeteneklerini ya da durumunu abartarak başkalarını küçümseyenleri eleştirir. Karganın bülbül gibi ses çıkararak kendini onun seviyesine çıkardığını sanması, kibirli insanların tutumunu temsil eder.

Atasözü (3)

TUTUMLULUK İLE İLGİLİ OLANLAR

“Bir bir bin olur, damlaya damlaya göl olur” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Küçük birikimlerin bir araya gelerek büyük tasarruflar oluşturabileceğini ifade eder. Her bir birikim, zamanla önemli bir miktara dönüşebilir.

“Beş kuruşun varsa beş yere düğümle” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Elindeki birikimi dikkatli ve idareli bir şekilde kullanma gerektiğini vurgular. Tasarruf etmek için kaynakların iyi yönetilmesi önemlidir.

“İdaresiz ev, kendi kendine yıkılır” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Yönetim ve idare yeteneğinin önemine dikkat çeker. İyi bir yönetim olmadan, kişisel ya da toplumsal yapıların çökebileceğini ifade eder.

“Altını zapt etmeye gümüşten el ister” atasözünün kaynağı Antalya’dır. Anlamına bakıldığında ise; Değerli şeyleri elde tutmanın zorluklarını ve bunun için çaba göstermenin gerektiğini ifade eder. Altın gibi değerli varlıkların korunması için bilgi ve deneyim gereklidir.

Muhabir: UĞUR FİDAN