Siyasette ateşin hiç düşmediği bu günlerde ‘Tek Haber’ internet sitesinin yayınladığı bir yazı olay oldu. ‘Mozambik’ te geçmiş gibi anlatılan hikaye özellikle CHP’liler tarafından ilgi gördü. Hatta iddia o ki CHP’nin bir kesimi yazıyı birbirlerine atarak okuma tavsiyesinde bulunuyorlar. CHP’nin üst yönetiminde yaşanan olayları anlattığı iddia edilen bu yazı olay oldu. Yazının devamının geleceğinin belirtilmesi ise bazı partililerde tedirginlik yarattı. Şimdiden okunma rekoları kıran yazı şöyle:

Yıllar yıllar önce Mozambik’de ülkenin ana muhalefet partisi Renamo liderinin başından geçenleri ve Frelimo iktidarıyla yapılan gizli pazarlığı anlatan bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim.

Para, makam, belediye başkan adaylığı, belediye meclis üyeliği vaat ederek kurultay da genel başkanlığı kazandırmışlardı ama o da biliyordu ki, oturduğu koltuk emanetti ve ufak bir artçı depremde bile yıkılırdı. Nasıl olsa bu koltukta misafirim diyerek eski yaşantısına devam etti. Başkentin göbeğinde olan bir barın müdavimiydi ve burada sarhoş oluncaya kadar içip daha sonra korumaların kollarında evine götürülmesi umurunda bile değildi. Hatta o kadar umursamazdı ki, memleketten getirdiği macunlar sayesinde ateşli aşklara bile devam etmekte hiçbir behis görmüyordu.

Saat 11 gibi uyanan genel başkan yardımcısı, koltuğuna oturup viskisinden bir yudum alarak derin düşüncelere daldı. Genelde beraber yiyip içtiği, birlikte Ateşli çapkınlıklar yaptığı başkanın artık biraz durulması gerektiğini düşünüyordu. En azından yerel seçimleri atlatana kadar… Zaten o koltuğa 3 yıl sonra kendisi geçecekti ama bu süreçte parti oy kaybetmemeliydi. Hem zaten yaşanan deprem yüzünden gelirinde epey bir azalma olmuştu. Adaylardan alacağı 3’er, 5’er milyon dolarlarla  eskisinden daha zengin olacaktı ama yerel seçim öncesi partiye çeki düzen verilmeliydi. Sorunlar canını sıkmıştı, bir tane cigaralık yakıp dumanını derin derin içine çekti. Resmen viski ve cigaralığın müptelası olmuştu ama ayıkken de siyaset çekilmiyordu. Artık kafa güzel olduğuna göre, gidip arkadaşı olan genel başkanla sorunları görüşebilirdi.

-        Başkan içeride mi?

-        Evet efendim sizi bekliyor.

-        Peki, zıpırdak da dahil kimseyi içeri alma.

Bir süre sonra oda da sert bir tartışma başladı. “Seni ben başkan yaptım, sözümü dinleyip hayatını şimdilik düzene sokacaksın. Başarılı olursak senin de cebin dolar benimde. Sonrasında ne halin varsa gör.” ‘Memlekette biri var sadece onunla görüşsem?’ ‘Peki olur ama gözünü seveyim bari bu defa yengeye yakalanma, şu imajını biraz düzelt.’

Belediye başkan adaylarının belirlenmesi süreci başlayınca haliyle başkent de hareketlenmişti. Başkan yardımcısının ofisine adeta çanta yağmuru yağıyordu. Aday gösterileceklerden aldığı 60 milyon doları cebine koyan başkan yardımcısı çok keyiflenmiş, çekmecesinden çıkarıp yaktığı cigaralığı tüttürüp viskisini yudumlamaya başlamıştı.

Seçimler bitmiş ve ülkenin yarısında belediyeler kazanılmış, parti aldığı oylar sayesinde birinciliğe yükselmişti.

Kerameti kendilerinde gören başkan ve arkadaşları sevinçle birbirlerine sarılıp zıpırdağın zıplamalarına eşlik ediyorlardı.

Akşam yemek masasında buluşan başkan ve arkadaşları rakı kadehlerini bşir bir devirirken, diğer tarafta kendilerine rakip olarak gördükleri ülkenin en büyük belediye başkanına nasıl kumpas kurarız planı yapıyorlardı. Öyle ya, başarıysa kendileri ondan daha başarılıydılar. O büyük şehrin belediye başkanı da kim oluyordu!

Başkan yardımcısı masadakilere dönerek, “Eğer konuştuklarımız duyulursa o il belediye başkanı eski genel başkan ile birleşerek bizi alaşağı ederler. Öncelikle eski genel başkanın gücünü yok etmemiz lazım. Sonrası çok kolay, orada toprak’a yatırım yapan ilçe belediye başkanına elde ettiğin hasılatın yüzde 20’sini toprak’a yatırıp, yüzde 30’unu bizimle paylaşacağına söz verirsen iktidarla da anlaşıp belediye başkanını cezaevine tıkar, seni büyükşehrin belediye başkanı yaparız deriz. Bence bu teklifimize balıklama atlar ama iktidar başkanını buna nasıl ika edeceğiz’ dedi.

 Beşinci kadehin yudumlayan Başkan, “Ne de olsa biz birinci partiyiz, ben iktidar partisinin başkanına gider hem onunla ilgili, hemde bizimle ilgili neler düşündüğünü öğreneyim. Karşılıklı fedaKARlıklarla bu sorunuz çözeriz diye düşünüyorum’ dedi.

Herkes, genel başkanın iktidarın başkanıyla neler konuştuğunu bekliyordu ki araba genel merkezin önünde durdu. Araçtan inen Başkanı suratı çok asıktı. Kimseyle konuşmadan hızla asansöre doğru yönelip odasına çıktı. Arkadaşları da hemen ardından odaya gidip kapıyı kapattılar.

‘Her şeyim kasede alınmış, hatta telefon konuşmalarım bile… Bunlardan bir tanesi dahi basında çıksa  hayatım biter mahvolurum.’

Başkan yardımcısı duyduklarından dolayı keyiflendiğini belli etmemek için dudaklarını ısırmaya başlamış içinden ‘sonunda genel başkan olabileceğim, belki de cumhurbaşkanı olurum’ diye geçirirken, başkanın devamında ‘senin kimden ne rüşvet aldığın ve seks kasetlerin de var. İktidar başkanı cigaralık-viskiyi az içsin diye de öğüt verdi’ sözleriyle donup kaldı, adeta olduğu yerde taş kesildi. Zıpırdağın, ‘benimde kasetlerim ellerinde mi?’ dediğini duymadı bile.

Artık önlerinde sadece iki yol vardı. Ya iktidar partisi Frelimo başkanına biat edecekler, ya da partiyi olağanüstü kongreye götürüp siyaset sahnesinden ebediyen çekilecekler di. Elbette onlar fıtratlarına uygun olanı, yani birinci yolu seçtiler.

Neler karşılığında mı?

Devamı gelecek…

Ne mutlu bize ki, ülkemizde böyle hikayeler yaşanmıyor.

Muhabir: YAPRAK ÖZER