Son dönemde ülke genelinde şirket eliyle dağla ve sulak alanların tahribatı hız kesmeden devam ediyor. Antalya da dahil olmak üzre pek çok yerde “ÇED olumlu” kararları peş peşe gündemde yerini alıyor. Bununla birlikte Türkiye’nin önemli alanları geri dönülmez zarar görürken doğal alanlar yok oluyor. Antalya’da da Likya (Kaş, Demre, Kumluca, Korkuteli ve Finike) bölgesinde tarihi alanlara ve doğal sit alanlarında mermer ve taş ocakları yapım projeleri nedeniyle ÇED raporları alınmaya başlandı.
131 PROJEYE ÇED GEREKLİ DEĞİL KARARI VERİLDİ
Antalya Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Antalya İli 2023 Yılı Çevre Durum Raporuna göre, sadece 2023 yılında Maden 24, enerji 16, sanayi 10, tarım gıda-hayvancılık 12, atık-Kimya 5, ulaşım-kıyı-su 17, turizm-Konut 47 olmak üzere toplamda 131 projeye ÇED Gerekli değil kararı verilmiş bununla birlikte aynı sektörlerde, toplam 10 projeye ÇED olumlu karır verilmiş. Ancak çevre durum raporuna göre, ÇED olumsuz kararı da sıfır olarak görüldü. Ancak çevresel tahribata neden olduktan sonra ise cezalar uygulanmaya başlanıyor.
Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, özellikle Likaya bölgesinin doğa ve kültür turizmi açısından önemli bir olduğunu ifade etti. Akoy, Maden ve Petro İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün masa başında ruhsatlandırma verdiğini vurgulayarak, doğaya zarar verildiğini ve verilen ruhsatların çevre etkileri zararının göz ardı edildiğini belirtti.
MERMER VE TAŞ OCAKLARI TAHRİBATA NEDEN OLUYOR
Kaş'ın son 10 yıl içinde Türkiye'nin en önemli turizm noktalarından biri olduğuna değinen Akoy, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Buna istinaden bu alan üzerinde mermer taş ocaklarına izin vermemek olmalı. Çünkü katma değeri olmayan bir üretim için çok ciddi turizm potansiyeli olan bir alanın içinde tahribatlara sebep oluyor.”
“MASA BAŞINDA RUHSAT DAĞITILIYOR”
Son 15 yılda Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ruhsatlandırmaların verildiğini belirten Akoy, “Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü son 15 yılda 180 bin ruhsat vermiş. 81 tane ilde olduğunu düşünürsek bu inanılmaz büyük bir sayı” diye konuştu.
Akoy örnek olarak Çanakkale'nin yüzde 80'inin ruhsatlandırılmış durumda olduğunu söyleyerek konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Çanakkale’nin yüzde 80’i ruhsatlandırıldı. Kentin 4'te 3'ü, 4'te 2'si, 5'te 4'ü ruhsatlandırılmış. Verilen ruhsatlara bakıldığı zaman da masa başından verildiği çok net görünüyor.”
Ormanlık alanları ve sulak havzaları dahil olmak üzere Türkiye'nin geleceği için çok önemli alanlara ruhsat verildiğini dile getiren Akoy, “Bu demek ki masa başından bir ruhsat dağıtılıyor. Bu geri çevrilmiyor. Hatta valilik tarafından da bu destekleniyor. ÇED gerekli değildir karar veriliyor” diye konuştu.
“UYDURMA YÖNETMELİK”
Akoy konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Şöyle bir şey de uydurmuşlar; 25 hektarın üzerinde müracaat ediyorsanız, ÇED gereklidir. Bu işin kuralı bu. Bunu aşabilmek için şöyle bir şey yapıyorlar, 95 hektar alan örneğin Gökçeyazı Köyü’nde verilmiş olan 95 hektarlık alan ancak bunu 24,5 hektarı için ilk etapta müracaatta bulunuyor ‘ÇED gerekli değil’ karar alıp daha sonra büyütmeyle hektarın tamamını kullanıyor.
HER KÖYE ÇED RAPORU VERİLİYOR
“Türkiye'nin her yanında çok ciddi bir tahribat var” diyen Akoy, “Görüyoruz ki bunun karşısında durmak için insanların tek tek alanlarını çok ciddi bir şekilde koruması gerekiyor. Ancak halkın üzerinde hem o kadar büyük felaketlere maruz kalıyor hem de çok küçük alanlar gibi gözüken yerler için çok fazla reaksiyon gözükmüyor. Artık her köyün içine, her ilçede muhakkak 4-5 alana bu tarz ruhsatlandırmalar, 10 ila 20 tane ruhsatlandırma veriliyor” diye konuştu.
“HALK DOĞAL ALANLARA SAHİP ÇIKMALI”
Demre tarafında çok daha fazla ruhsatlandırmaların yapıldığını söyleyen Akoy, “Daha güçlü bir şekilde bizlerin karşısında duruyor. O yüzden de halkın ciddi bir şekilde alanlarına sahip çıkması gerekiyor. Türkiye çok ciddi bir şekilde tahrip ediliyor. Hiçbir özelliğe bakılmadan, verimli orman arazisi, verimli sulak alan, sulak havuzlar ve tarım alanlarına hiç bakılmadan ruhsat dağıtıldığını görüyoruz” sözlerine son verdi.