“Burak Oğraş, kendisi öğrenci Antalya'daki otele staj için gidiyor. Girdiği otel belli. Orada ne gördüyse onu görmesi hayatına mal oluyor. Otelin eski havuzunun içinde cesedi bulunuyor. Olay yerine gelen savcı 'intihar' yazmak aklıma gelmedi diyor. Adli tıp kasten öldürme diyor. Kırık, darp var. Gözaltı bekleniyor. Oluyor. İntihar deyip dosyayı kapatıyorlar. Acılı babaya otelin gerçek sahibi 1 milyon TL teklif ediyor olay kapansın diye. Baba 'oğlumun cenazesi satılık değil' diyerek onları kovuyor. Çalmadığı kapı kalmamış. Otelin adı RİKSOS. Sahibi Fettah Tamince. Tamince şimdi Erdoğan'ın uçağında.
“ELİNDE SONUNDA HESAP VERECEK”
Şimdilik 2 şüpheli için yakalama kararı çıktı. Onlar sorgulanacak. Para teklif eden o günlerde FETÖ'nün 1 numaralı sermayecileri olduğu bilinen Tamince er ya da geç çıkacak yaptıklarının hesabını mahkeme önünde verecek. 16 yaşında bir çocuğu bir şey gördü diye öldüreceksiniz. Sonra da bu işin üstünü örteceksiniz.
Acılı anneden Emine'den bilgi talep etmesini istiyorum.
-Erdoğan'a sesleniyorum. Suriye'nin siyasi istikrara kavuşması oranın yaşanılabilir hale getirilmesine yönelik doğru bir takvim belirlenmesi gerekiyor. Kalanlar Türkiye'dekilerin aşının üzerinde oturuyorlar. Bir de vatandaşın dini duygularını sömürerek kabul ettirmeye çalışıyor.
-Bulgaristan'dan gelenler olduğunda Erdoğan "Ey Özal bizim fakirimiz bize yeter. Millet fakirlikten karısını pazarlayacak" halde diyordu. Suriye'de Esad gitmiştir. Herkes memleketine dönecektir. Senin başının üstünde oturanlar bizim aşımızın üstünde oturamazlar.
Ahmet Özer 55 gündüz tutuklu. Özer kendisine sahip çıkan herkese teşekkürlerini iletti. O savcıya bizim seyyar giyotin baskı yapıyormuş. "55 gündür İddianame yazamadın. Yaz" demiştim. "Gel kolaysa bu delillerle sen yaz" demiş. Demediyse söylesin. Sabahki delille tutukladı, akşam gizli dedi. Gizli tanık boş çıktı. Yalandan delil üretmeye çalışanların 15 Temmuz'dan sonra hesap veremediklerini gördük. O arkadaş doğru bir iş yapıyor. Ben olsam dosyadan çekilirim. O seyyar giyotin kendi yazsın iddianameyi.”