Akdeniz Üniversitesi’nde skandalların ardı arkası kesilmiyor. Geçtiğimiz günlerde hocalara yapılan operasyon ile gündeme bomba gibi düşen Akdeniz Üniversitesi, yeni bir bomba ile gündeme geldi. 2018 Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi'nde 'Yüz tanıma' sistemiyle mesai kontrolü uygulamasına geçilmiş ve bu konu ile ilgili dava açılmıştı. Akdeniz Üniversitesi yönetimi açılan davayı kaybetmiş ve tartışmalar sona ermişti. Ancak 2025 yılının başında alınan ani karar şok etkisi yarattı. Edinilen bilgiye göre mahkemenin onaylamadığı Mesai Takip Sitemi bütün fakültelerde yeniden devreye girdi. Sık sık borcu olduğu konuşulan AÜ’nün neden bu kadar pahalı bir sisteme geçtiği anlaşılmazken, tepkiler çığ gibi büyüdü ve davalar açıldı.
YÜZ TARTIŞMASI YENİDEN ALEVLENDİ
Yaşananlar ile ilgili birçok söylenti konuşulurken, Eğitim-İş adına dava açan Profesör Doktor Mehmet Kubilay Önal, işin iç yüzü ile ilgili açıklamada bulundu. Önal, neden dava açtıklarını şu sözlerle anlattı;
“Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü, 1 Ocak'tan itibaren idari personelimize fotoğraf çekilen ve kart okutulan bir mesai takip sistemi getirdi. Her binanın girişine yerleştirilen bu sistemle idari personelimiz sabah 8.30'da ve akşam 5.30'da kartlarını okutuyor ve fotoğraf çektiriyorlar.
Bu uygulamanın amacı tam olarak nedir bilmiyorum. Mesai takip sistemi zaten var, takip edilemez mi diye sorabilirsiniz. Edilebilir, ancak daha önceki yıllarda çeşitli mahkeme kararları var. Kart okuma kabul, ancak fotoğraf çekme, retina taraması, parmak izi veya film çekme gibi görsel taramalar hukuka aykırıdır. Kişisel Verilerin Korunma Kanunu'na aykırı olduğunu belirten mahkeme kararları mevcut. Öncelikle bunun kişisel verilerin korunması kanununa aykırı olduğu gerekçesiyle dava açtık. Bir diğer dava nedenimiz ise bazı idari personel gruplarını bu uygulamadan muaf tutmaları. Eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle de dava açtık. Ayrıca üniversite idari ve akademik personeli bir bütündür. Akademik personele uygulanmamasına rağmen neden idari personele uygulanıyor? Avukatımız inceledi ve hukuka uygun olmadığını düşündü. Bu maddelerle ilgili olarak yürütmenin durdurulması için dava açtık.
AYRIMCILIK YAPILIYOR
Akademik personele zaten bunu uygulayamazlardı çünkü daha önce bazı üniversiteler denedi ve akademik personele uygulanamayacağına dair kararlar var. Yani burada Akdeniz Üniversitesi ayrımcılık yapıyor diyemeyiz. Ancak yine de uygulayıp mahkemeden dönebilirdi. İkinci olarak, idarenin söylediği şu: mesaiye gelmeyenler var, bunları bir şekilde kontrol etmemiz lazım. Bu nedenle böyle bir uygulamaya geçildiği duyuruldu. Ancak Akdeniz Üniversitesi büyük bir kampüs ve kampüsteki birimlerin hepsi kontrol edilebilir birimler. Örneğin her çalışanın bir şefi, şube müdürü ve daire başkanı var. Herkes birbirini tanıyor. Eğer gelmeyen, görevini yapmayan biri varsa bunu kontrol etmek çok da zor değil. Sadece kart okutma olsa yasal bir sıkıntısı yok. Ancak idare, "Fotoğraf çekmeden kart okutulursa, bir kişi başka birinin kartını getirip okutur" diye düşünmüş. Ancak şimdiden şöyle bir sorun var: 8 buçukta kişi gelir, kartını okutur, fotoğrafını çektirir, arabasına biner gider.
“BU YASAL DEĞİL”
Beş buçukta da gelir, kartını tekrar okutur, fotoğrafını çektirir ve gider. Bu nedenle kendi içinde otokontrolün kurulması daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz. Ayrıca, böyle bir uygulama varsa mesaiyi ihlal edenler için biz mesaiye kimse gelmesin diye dava açmış değiliz. Sendika olarak temel prensibimiz herkesin işini layıkıyla yapması. Bundan sonra hak eden hak ettiği unvanı ve kadroyu alacaktır. İşi yapmamak gibi bir bahanesi olamaz hiçbir çalışanın. Bu konuda hiçbir sıkıntımız yok. Ancak kontrol sistemi bazı idari personelleri muaf tutup bazılarını bu uygulamaya sokmak veya denetlemeden direkt böyle yapmak, kurum aidiyetini ve çalışma barışını zedeler. İdare bunu makul bir şekilde anlatamadığı için arkadaşlara sıkıntı yaşanıyor ve şu anda önümde Ankara 3. İdare Mahkemesi ve Danıştay 11. Dairesi'nin bu fotoğraflı mesai takip sisteminin yasal olmadığına dair belgeleri mevcutken böyle bir uygulama yapmasını yasalara aykırı bulduk. Davamızı açtık. Mahkeme bizi reddedebilir, sorun değil. Ederse de uyarız. Reddetmezse, yürütmeyi durdurur veya kısmen durdurursa, yönetimden mahkeme kararına göre yeni bir düzenleme yapmasını bekleriz.”
