Vatandaşın çözüm bekleyen onlarca sorunu varken, Bütçe görüşmelerinin ardından aceleyle getirilen Kanun Tekliflerinin vatandaşın dertlerinden uzak olduğunu belirten Erdem, “Getirilen torba yasalar da kanun hazırlama ve yapma teknikleri hem ana mevzuatla uyum açısından problem yaratmakta hem de uygulama aşamasında ciddi sorunların yaşanmasına neden olmaktadır” dedi.
İKTİDARIN GÜNDEMİNDE HALK YOK
İktidarın, 2024 yılına ilişkin vaatlerinin nasıl boşa çıktığını tek tek anlatan Mustafa Erdem, “2024'ün son günlerindeyiz. Hatırlayalım, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yıl önce, yeni yıl mesajında 2024 için tozpembe hayaller çizmişti, bununla da yetinmeyip 2024'ü "Emekliler Yılı" ilan etmişti. 2024'ün sonu geldi, ne emeklilerin yüzü güldü ne de diğer kesimlerin. Vatandaş enflasyon altında inim inim inliyor. Emekli, çalışan açlık ücretine mahkûm. İşsizlik ortada, çarşı pazar kaynıyor, ev kiraları uçmuş. Peki, bu teklifte vatandaşın sorunları var mı? 3600 ek gösterge var mı? Atama bekleyen öğretmenlere, kamuda taşeron olarak çalışan işçilere kadro var mı? Asgari ücret ile emeklilerle ilgili düzenleme var mı? Hiçbiri yok, zaten bu iktidarın vatandaşın derdini çözmeye yönelik bir çabası da yok” dedi.
"Asgari ücret en az 30 bin TL olsun ve bir emekli maaşı da asgari ücret seviyesine çekilsin." çağrını tekrarlayan Erdem; yaptığı konuşma sonrası açıklanan 22 bin 104 lira asgari ücrete dair değerlendirmelerde bulundu.
Erdem; “Bütçe görüşmelerinde durmadan dile getirdik, asgari ücret en az 30 Bin Lira olmalı dedik. Dinlemediler. Çünkü bu iktidar sermayenin, patronun, yandaşın iktidarı. İşçinin, emeklinin, emekçinin sesini duymuyor. Tüik enflasyonu bile % 47 iken asgari ücrete % 30 zam yapmak bu halkı yolsulluğa mahkum etmektir. Açlık sınırının 20 bin 562 lira olduğu bir ülkede 22 bin 104 lira insanları sefalete mahkum etmektir. Bu kabul edilemez.” dedi.
AYKIRI BİR ŞEKİLDE YÖNETİYOR
CHP Antalya Milletvekili Erdem, “Görüşmekte olduğumuz torba kanun teklifinin 14 maddesi daha önce Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesiyle ilgilidir. Anayasa Mahkemesi, bugüne kadar partimizin yaptığı başvuru üzerine hem 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin hem de bu KHK'yle açılan alanlara yönelik olarak Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılan düzenlemelerin birçoğunu iptal etti; şimdi bunlarla ilgili düzenlemeleri tekrar getiriyorsunuz. Peki, önümüze getirilen bu kanun teklifinde bunlara dikkat ediliyor mu? Hayır. Bu iktidar Anayasa'ya uymamakta ısrar ediyor. 30 maddeden oluşan bu torba kanun teklifi bu hâliyle de Anayasa'ya aykırılık taşımaktadır. Komisyonda uyardık, biraz önce Grup Başkan Vekilimiz de uyardı; teklifin 10'uncu, 12'nci, 15'inci ve 27'nci maddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğunu dile getirdik. Teklif, bu hâliyle geçerse bazı maddeleri yine muhtemelen Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilecek dedik, tabii ki yine bizi dinlemediler.” sözleriyle, AKP tarafından sunulan bu teklifte ve benzer örneklerinde, Anayasaya uyum maddelerinin yine Anayasa’ya aykırılık barındırmasını eleştirdi.
“AKP iktidarı, altı buçuk yıldır ülkeyi Anayasa'ya aykırı bir şekilde "ben yaptım, oldu" anlayışıyla yönetiyor. Saray Anayasa'ya aykırı kararname çıkarıyor, istediğini yapıyor, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor; bu sefer bunu aynı içerik ve Anayasa'ya aykırılıkla Meclise getiriyorlar, kanunlaştırıyorlar, Anayasa Mahkemesi yine iptal ediyor.” açıklamasında bulundu.
Bu iktidar her türlü hukuksuz tutumunu sürdürüyor; bir gecede kayyumla demokrasi darbesi yapıyor, olağan dönemde olağanüstü hâl yetkilerini kullanıyor, dayanaksız iddialarla belediye başkanlarını tutukluyor, bu da yetmiyor, kanunları zorlayarak yerel seçimde uğradığı hezimetin acısını belediyelerden çıkarmaya çalışıyor, kendi yarattıkları bu darboğazda, belediyelerin vatandaşa sunduğu hizmetleri engellemeye çalışıyorlar. Bir düşünün, bu ülkenin Cumhurbaşkanı bakanlara "Belediyeleri silkeleyin." diye talimat veriyor. Bu, hangi demokratik ülkede yapılabilir? İktidar sandıktan çıkan sonuca saygı göstermeli, sandıkta yenemediğini iktidar gücüyle ve hukuksuzca yenmeye çalışmaktan vazgeçmelidir ama merak etmeyin, aynı yerel seçimlerde olduğu gibi, bu vatandaş sizi ilk seçimlerde silkeleyecek ve sırtından atacaktır.” dedi.
“SORUN ÜSTÜNE SORUN YARATTINIZ!”
İçinde emeklinin olmadığı, işçinin olmadığı, memurun olmadığı, esnafın, öğrencinin, öğretmenin olmadığı, kısaca halkın olmadığı 2025 bütçesi Cumhur İttifakı’nın oylarıyla bildiğiniz gibi, geçen hafta Meclisten geçti. Bütçenin gelir kısmına baktığımızda neredeyse tamamına yakınının vergi gelirlerinden oluştuğunu görüyoruz. Buradan hareketle, verginin toplanmasında en büyük paya sahip olan mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin sorunlarıyla ilgili maalesef tek bir düzenleme yapılmadı. Mali müşavirler ve yeminli mali müşavirlerin onca sorunu çözüm beklerken siz bırakın sorunlarına çare olmayı sorun üstüne sorun yaratmaya devam ediyorsunuz.