Kadına yönelik şiddet, istismar ve kadın cinayetlerinin gündemde sıkça yer edindiği günlerde sert bir eleştiri de medyadaki kadın rolüne geldi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Konyaaltı Şubesi “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” adıyla çalışma başlattığını duyurdu. Yapılan açıklamada, medya ortamında kadına yönelik şiddetin ele alınma yöntemlerine sert eleştirilerde bulunuldu. Şube Başkanı Fatma Özdemir: “Medya ortamında kadınlarımızı aşağılara iten, onları değersizleştiren ve kadına yönelik şiddeti normalleştiren yayınlara son verilmesi amacıyla geniş çapta bir çalışma başlatmıştır” açıklamalarında bulundu.
“TOPLUM OLARAK KONUNUN ÜZERİNE GİDİLMESİ GEREK”
Başkan Fatma Özdemir: “Genel Merkezimiz Her tür medya ortamında kadınlarımızı aşağılara iten, onları değersizleştiren ve kadına yönelik şiddeti normalleştiren yayınlara son verilmesi amacıyla geniş çapta bir çalışma başlatmıştır. “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” adıyla yürüteceğimiz bu çalışma İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumda İlişkiler Genel Müdürlüğünce de desteklenmektedir. Halkımızın başta televizyon olmak üzere her tür kitle iletişim aracında; kadınlarımız, aile kurumumuz, değerlerimiz ve kültürümüz yönünden gerek mevcut duruma gerekse medyadan beklentilerine yönelik görüşleri bu çalışmanın omurgasını oluşturacaktır. Çünkü bu mücadeleyi toplum olarak konunun üzerine giderek ve taleplerimizi güçlü bir sesle ortaya koyarak yürütmek şarttır” ifadelerini kullandı.
HALK NE İSTİYOR MEDYA NE SUNUYOR GERÇEĞİ…
Medyada kadına yönelik ayrımcı ve şiddet içeren yayınların yaygınlaştığını belirten Başkan Özdemir: “Medya ne sunuyor, halkımız ne istiyor? Gerçeği ortaya çıkarmak ve medyanın önüne koymak istiyoruz. Medyanın kadına yönelik ayrımcılık ve şiddet içeren yayınlarla dolu olduğu hepimizin malumudur. Medyada baskın “kadın” tiplemesi, her tür olumsuz karakterle sunulmaktadır. Onurlu, üretken, fedakâr kadınlarımızın başarıya koşan var olma mücadelesi ortalarda yoktur. Medyadaki kadın, sahte kadındır. Aile kurumumuz da medyada yerlerdedir. Dizilerde, öğleden sonra kuşağı programlarında, haberlerde sergilenen aile yapıları bize ait değildir; sahtedir. Buna rağmen medya yoluyla gündelik yaşamımıza öylesine girmiştir ki, aile kurumunu hedef alan neoliberal ideolojinin ekmeğine yağ sürmektedir” şeklinde konuştu.
“ÜRETKEN KADIN PROFİLİ GÖZ ARDI EDİLİYOR!”
Başkan Özdemir, açıklamalarında: “Türk kadınlarının yanlış temsil ediliyor. Kadın cinayetleri ve cinayetlerin sürekli gündemde olmasına rağmen, emekçi ve üretken kadın profillerinin göz ardı ediliyor. Bizim burada emekçi kadınımız var, üreten kadınımız var, sanayici kadınımız var, iş hayatında iyi makamlara ulaşmış kadınımız var. Bütün bunlar göz ardı edilerek Televizyonda belirli bir mağdur kadı tiplemeleri öne sürülüyor. Kadınların, reklam amaçlı fenomen tiplerin sanki bizim kadınımıza örnek modelmiş gibi gösterilmesine karşıyız biz” ifadelerine yer verdi.
Özellikle televizyon yayınlarında kadınların, aile yapısının ve toplumsal yaşam tarzının sahte biçimlerde sunulduğunu iddia eden Başkan Özdemir şu açıklamalarda bulundu: “Emperyalizmin yoz kültürüne alan açan bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyayız. Medya kuruluşlarının, reyting yani izlenme durumuna bakarak toplumumuzun bu türde programları beğendiği ve talep ettiği görüşü doğru olabilir mi? Gerçekten de Türk toplumu kadının, ailenin, toplum yaşamının bu seviyesizlikte ortaya konmasını istiyor olabilir mi?"
İmza toplama kampanyasının 15 Kasım’a kadar devam edeceğini belirten Başkan Özdemir: “Destek olmak isteyen vatandaşlarımız her yerden bizlere ulaşabilir. Şehrin dört bir yanında stantlar kuruyoruz, kurmaya devam edeceğiz. Bunun yanında bizleri şubemizde ziyaret edip desteklerini orada da gösterebilirler. Bu yalnızca Türk Kadınının değil, Türk Toplumunun ortak davasıdır. Kadın- erkek demeden bütün vatandaşlarımızın desteğini bekliyoruz” çağrısında bulundu.