Antalya’nın doğal yaşam alanların tahribi her geçen artarak devam ediyor. Afyon Domates Maden Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılması planlan 202400976 Ruhsat Numaralı, 3505000 erişim numaralı saha mevkiindeki mermer ocağı endişeleri beraberinde getirdi. Söz konusu proje ormanlık alan üzerine yapılması planlanırken çevre tahribatına endemik türlere zarar vermesi endişesi gündemde yerini aldı.
Bölgede yapılması planlan proje ile ilgili Antalya Valiliği’ne, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci sunularak projeye ilişkin ÇED süreci başlatıldı. Ormanlık alan üzerinde yapılması planlana projede 24,97 hektarlık alan kullanılırken ÇED süreci kapsamında hazırlanan raporda çevre tahribatı, toprak kaybı ve bölgede bulunan su kaynaklarının kirlenmesi söz konusu. Demre ilçesine bağlı Belören Mahalle Muhtarı Murat Kayak, bölge halkı olarak maden işletmesi istemediklerini dile getirdi.
BİYOÇEŞİTLİLİĞİ TEHDİT EDİYOR
Proje kapsamında ormana arazisi üzerinde yapılması planlanıyor. Hazırlanan ÇED raporu, projede 7,5 hektar ÇED 1 Alanı ve 17,47 hektar ÇED 2 Alanı olmak üzere toplamda 24,97 hektarlık ÇED alanı için sunuldu. Söz konusu sahada 87,09 ruhsat sahasın da 1 milyon metreküp parça ve blok mermer çıkarılması planlanıyor. Projede ocak verimi ise yüzde 10 olarak belirlendi.
100 bin metreküp blok mermer, 900 bin metreküp pasa ve moloz malzeme çıkarılması hedeflenirken söz konusu projede ise çevre tahribatı olacak. Orman arazisi üzerine yapılacak olan projede çeşitli bitki ve havan türlerine ev sahipliği yapıyor. Bu nedenle söz konusu projede biyoçeşitliliği tehdit ediyor. Proje kapsamında bölge de bulunan su kaynakları ise kirlilik tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor.
“BÖLGE HALKI OLARAK İSTEMİYORUZ”
Antalya’nın Demre ilçesine bağlı Belören Mahallesi mevkiinde yapılması planlan mermer ocağı projesi ile ilgili konuşan Belören Mahallesi Muhtarı Murat Kayak, bölge halkı olarak mermer ocağı yapılmasını istemediklerini dile getirdi. Muhtar Kayak Konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bölgede ciddi bir talep var ancak biz istemiyoruz. Aynı zamanda mahallede su yok. Yağmur yağdığında kuyuları dolduruyoruz. Tarihi yolların olduğu yere girmemesi gerekiyor. Bin yıla endemik bitkiler bulunuyor mahalleli olarak hepsine olmaması için uğraşıyoruz. Bölge halkı olarak istemiyoruz. Elimizden gelen mücadeleye veriyoruz. ‘İnsan, hayvan ve endemik bitkiler var mı?’ diye bakmadan onay verip geçiyorlar.”
