Burdur eski milli eğitim müdürü Recep Yiğit'in daha önce erken yaş evliliğinin bireyselden başlayarak çevresel, toplumsal sorunlara nasıl yol açtığını anlattığı 'İkbale' adlı romanından sonra müdürlük yaptığı dönemde 'Eğitimin Başkenti Burdur' olarak anılan dönemi anlattığı ikinci romanı 'Zirve Yolunda' geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Romanın Burdur'un eğitimdeki başarısını anlattığını söyleyen Recep Yiğit, "'Zirve Yolunda', Burdur'u, Burdur'un eğitim başarısını anlatıyor. Milli eğitim müdürü olarak görev yaptığım dönemde var olduğuna inandığımız Burdur'un eğitimdeki potansiyel gücünü harekete geçirmek için kolektif bir çalışma yürütülmüştü.
Romanın alt adı olan 'Adalet, Liyakat, Meşveret' ilkelerini temel alan bir yaklaşımla proje odaklı yürütülen çalışmalar istikrarlı bir şekilde Burdur'un eğitim başarısını yükseltmiş ve ilimiz bu anlamda eğitimde örnek alınacak bir seviyeye gelmişti.
Elde edilen başarılar uzaktan yakından ilimize gelen birçok ilçe ve il eğitim ekiplerinin ziyaret ve incelemeleriyle kendisinden söz ettiriyor; Burdur 'eğitim kenti' olarak tüm ülkede kendisinden bahsettiriyordu. Başarı, tüm Burdur halkına aitti. Romanda başarının, kitabın alt adındaki ilkeleri rehber edinerek elde edilebileceğini anlatmaya çalıştım" dedi.
ENGELLERİ ANLATTI
Kitabının başarının önüne çıkan engellerden de bahsettiğini aktaran Recep Yiğit, "Liyakatten mahrum bir egonun öne çıktığı yönetimlerde huzurdan, güvenden ve dolayısıyla başarıdan bahsetmenin mümkün olmadığını olaylarla anlatıyor. Üst yöneticilerdeki egonun astlarında nasıl huzursuzluk, güvensizlik duygularına yol açtığını, başarıya nasıl engel olduğunu da gözler önüne seriyor.
Bu kitabı kimler okumalı dersek, romanın Burdur serüveni oluşundan dolayı öncelikle tüm Burdur halkı diyebilirim. Başarı yolunda ilerleyen her yöneticinin, yönetici adayının ve yönetilenlerin önemli deneyimler elde edeceğine inandığım için bu kesimleri de hedef kitle ediniyor diyebilirim.
Ayrıca geleceğimiz Türkiye'sinin güçlü olması gerektiğine inanan, kafa yoran herkesin romanla heybesine katık ekleyeceğini düşündüğümden dolayı okur hedef kitlesine bu kesimi de dâhil edebiliriz, diye düşünüyorum. Romanda çizilen tablonun mutlak bir çerçeve olmadığını, bir yöntem önerdiğini de eklemeliyim. Okuyucu anılardan yola çıkan önerileri daha da zenginleştirebilir" diye konuştu.