Son yıllarda Türkiye’de kişisel verilerin çalınması gündemde yerini almaya devam ediyor. Pek çok kişinin internet sayfalarında, kurum ve kuruluş sayfalarında bulunan kişisel bilgileri çalınmaya ve bu yollara dolandırıcılık vakaları artıyor. Geçmiş yıllarda Gazeteci İbrahim Haskoloğunun ortaya çıkardığı kimlik bilgilerinin çalınması gündemde tartışmaları beraberinde getirdi. Son olarak geçtiğimiz günlerde ise Free Web Turkey’ den Ali Safa Korkut’un haberine göre, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup olmaması gerekmeksizin resmi kurumlarda kaydı olan 108 milyon kişinin isim soy isim, T.C. kimlik numarası gibi pek çok kişisel veriler çalındı. Bunun üzerine bilişim teknolojileri ve iletişim kurumu yaşanana veri çalıntısıyla ilgili Google’dan yardım talebinde bulundu. Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, kişisel verilerin korunmasında hem kamu kurum ve kuruluşların sorumluğu olduğunu hem de vatandaşların sorumluğunda olduğunu belirtti. Ayrıca Başkan Gündüz halka açık kafe ve restoranlarda cep telefonlarının şarja takılmaması gerektiğini vurguladı.
WEP SİTELERDEKİ KİŞİSEL BİLGİLER ÇALINIYOR
Tüketiciler Birliği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz, vatandaşların kişisel verilerini bazı sitelerde vermesi neticesinde mağduriyet yaşadıklarını belirterek, “Kullanılan bazı programlar var. ‘Bedavaya indirirseniz şöyle olur’ diye insanalar yazılımlar nedeniyle kişisel veriler çalınıyor. Ondan sonra satış, alışveriş yaptığımız mağazalara TC'mizi veriyoruz, telefon numaralarımızı veriyoruz. Burada saklımız gizlimiz hemen hemen kalmıyor gibi veya e-Devletimizi verebiliyoruz. Ev devlet şifresiyle beraber çok sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Hem tüketicinin hem vatandaşın sorumluluğu var hem de devletin sorumluğu var. Ticaret Bakanlığı'nın veya Bilişim Teknoloji Kurumu'nun da (BTK) son derece önemli görevleri var” dedi.
VATANDAŞ MAĞDUR OLUYOR
Başkan Gündüz sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tür durumlarda nedense vatandaşlar hep mağdur oluyor. Bu mağduriyetleri hukuk yolunda gidermek için açtıkları davalarda da ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyorlar. Dava dosyasında süreç çok uzuyor. Bu esnada ise mağduriyet yaşanıyor. Dolayısıyla da Muhakkak girdiğimiz sitelerde, birtakım yerlerde paylaşımlara son derece dikkat edilmesi gerekiyor. İleride bu durum tüketiciler için tehdit olabilir, şantaj olabilir, bu kapsamda her şey olabilir.”
VATANDAŞLARIN CİNSEL YAŞAMINA KADAR BİLGİLER ALINIYOR
Kişisel bilgilerimiz paylaşılıyor. Özellikle çerez politikalarında çok fazla kredi kartı bilgilerimiz, kişisel bilgilerimiz yer alıyor. Başkan Gündüz genç vatandaşların cinsel yaşamına kadar her türlü bilginin elde edildiğini ifade ederek, “Kişisel verilerimiz aynı zamanda yurt dışında belli akademilerde toplanıyor. Bu veriler Gençlerin, insanların cinsel hayatlarına yönelimlerine kadar giriyorlar. Bir kullanıcı hangi sayfalara baktığı, ne yaptığı kayıt altına alınıyor. Vatandaşlar ileride herhangi bir bürokrat bir veya bir yere gelirse bu verilerle tehdit ediliyorlar” dedi.
“BANKALARIN DA SORUMLULUĞU VAR”
Vatandaşların çalınan kişisel bilgileri arasında banka bilgileri yer alıyor. Başkan Gündüz bu durumlarda bankalarında sorumluğu olduğunu vurgulayarak, “Banka hesaplarından çekilen parada muhakkak bankaların da sorumluluğu var. Bu bankaların sorumluluğu da güvenilir halde olması gerekir. Şifrelerini kimseyle paylaşmamalarını, banka kartlarını kimseyle paylaşmamalarını gerekiyor. Tüketiciye de düşen çok görevler var. Ancak buradaki görev yine kurumlara düşüyor. Devletin özel kurumlara, bankalara düşüyor, Bankalar Birliğine düşüyor” dedi.
SOSYAL MEDYA TEHLİKE ARZ EDİYOR
Sosyal medyanın kişisel bilgilerin çalınmasında tehlike unsuru oluşturduğunu anlatan Başkan Gündüz, “Sosyal medya dediğimiz mecra son derece tehlikeli. Yapılan paylaşımlarda çok dikkatli olunması gerekiyor. Çocuklarımızın, ailemizin bizim sürekli olarak resimler portföylerde yer almaması gerekiyor” diye ifade etti.
Başkan Gündüz, İnsanların sosyal medyadan az da olsa uzak durmaları gerektiğini aktararak, “mümkünse insanlar biraz sosyal medyadan uzak yaşasın, bilgi alsın ama yapılan paylaşımlar veya paylaşımlar içerisindeki birtakım bilgiler daha sonra sizin aleyhinizde tüketicinin aleyhine, vatandaşın aleyhine dönebiliyor” diye konuştu.
ŞİRKETLERDEN YARDIM ALINABİLİR
Vatandaşların çalınan kişisel verilerin korunmasında devletin resmi kurumlarının Google gibi şirketlerden yardım alınabileceğini ileri süren Başkan Gündüz, “Korunma kapsamında devlet kurumları büyük şirketlerle, ulusal şirketlerle görüşebilir. Onu kişisel verirlerin korunmasında düzen vermeye davet edebilir. Bu şirketler arasında Google'da olabilir, Facebook'da olabilir. Diğer şirketler de olabilir” ifadelerine yer verdi.
REKLAMLAR YASAL DEĞİL
Başkan Gündüz, Sosyal medya da izlenilen veya takip edilen ürün ve sayfalar hakında ani reklam gelmesinin yasal olmadığının altını çizerek, “Sosyal medyada beğeniyorsunuz veya bir şey izliyorsunuz, sizin sayfanıza onunla ilgili reklamlar geliyor. Bu durum aslında vatandaşların izlendiğini gösterir. Bu bir suçtur yıllardan beri bunu söylüyoruz. Sosyal medya da bir bilgi paylaştığın zaman nasıl buldun da reklam verebiliyor? Facebook sayfanız veya diğer sayfalarda bunlarla ilgili reklamlar yer alıyor. Çağrı yapmadan vatandaşa reklam gelmemesi gerekiyor” diye belirtti.
DİKKATLİ OLUNMASI ÖNEM ARZ EDİYOR
Genç vatandaşların internette gezinirken dikkatli olma konusunda dikkatli olması gerektiğini ifade eden Başkan Gündüz, “İnsanların internette gezinirken girdikleri sayfalarda son derece dikkat etmeleri önem arz ediyor. Özellikle gençler, polisiye okulları, askeri akademiler son derece dikkat edilmesi gerekiyor. Biraz da sorumluluk tüketicilerde çok dikkatli olmaları gerekiyor. İnternette işiniz bittiği zaman anında kapatın cep telefonundan kopmayalım ama dikkat edelim” şeklinde konuştu.
KANUNLAR YETERSİZ
Başkan Çengiz, “Türkiye’de kişisel verilerin çalınması konusunda atılan adımların yetersiz kaldığına vurgu yaparak, “Türkiye’de en büyük sıkıntı kanun koyucuların vatandaşlar adına çalışmamaları başta geliyor. Çok gecikiyorlar örneğin yönetmelikler, kanun düzenlemeleri çok gecikiyor. Caydırıcı değil. Caydırıcı olmayınca örneğin ‘iki yıllık sözleşme yapamazsın tüketiciyle’ diyemez. Kanun hükmünde kararnameler çıkarılır ama bunun yaptırımı, caydırıcılığı yok, son olarak tüketici olarak çok dikkat edilmesi gerekiyor” sözlerine son verdi.