Şehrin en uğrak noktalarından biri olan Kaleiçi şehire ilk yerleşim yerlerinden olmasının yanı sıra antik çağ kalıntıları ile en önemli turizm noktalarından biri. Dışarıdan ilk bakışta kolayca fark edilebilen ve bölgeyi adeta sarıp sarmalayan Surlar, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde inşa edilmiş ortak yapıdır. Surlar içerisinde 3000 kadar evi sarmalamakta ve bu evlerin kendine özgü tarzları Antalya mimarisine ışık tutmakla kalmayıp, oranın kültürel mirasını gözler önüne sermektedir.
Tarihten bu yana şehrin en önemli noktalarından biri olan ve bu önemi günümüzde canlı yapısına rağmen en iyi şekilde muhafaza edebilen Kaleiçi, sınırları içerisinde çok önemli tarihi yapılara ev sahipliği yapmaktadır. Adeta bir açık hava müzesini andıran bu müzenin, en özel koleksiyonundan biri olan, M.S. 130 yıllarında şehri ziyaret etmek için gelen Roma imparatoru olan Hadrianus adına yapılan Tarihi Hadrian Kapısını ele alacağız bugün sizlerle. Pamfilya’nın en güzel kapısından geçip, atacağız maziye ilk adımımızı…
KENTİN SEMBOLLERİNDEN BİRİ
Günümüzde Hadrian Kapısı’ndan daha çok Üç Kapılar diye adlandırılan bu yapı yıllar içinde gerek yerli ve yabancı turistler gerek bölge halkı tarafından Kaleiçi ziyaretinde en çok kullanılan rotadır. Alandaki en önemli yapıtlardan biri olan bu kapı, zaman içerisinde kentin sembollerinden biri haline gelerek, gezginlerin Antalya’ya dair en merak ettiği unsurlar arasına girmeyi başarmıştır.
HADRİANUS'UN ANTALYA'YA GELİŞİNE İTHAFEN
M.S. 130 yılında inşa edilmiş olan bu yapı, günümüzde Atatürk Caddesi’nde yer almakta olup, Antik Liman’ın etrafındaki surlar üzerinde yer almaktadır. Yapıldığı tarihten bu yana gerek mimarisi gerek mazisiyle her dönemde cazibe merkezi olmayı başarmış bu kapı, Roma İmparatoru Hadrianus’un Antalya’ya ayak basması üzerine, ona ithafen yapılmıştır.
ESERİN MİMARİSİ
Hadrian Kapısı’nda bugün de görüldüğü üzere 3 tane yuvarlak şekilde olan kemerli kapılar vardır. Bu kapıların yan tarafında da 2 adet kule bulunur. Kapıların sütunlarının dışına bembeyaz mermerden yapıldığı ve çeşitli kabartmalar ve oymalarla süslendiği görülür. Bu kapıda yer alan kabartmaların çoğunun Antalya'da yetişen meyve ve çiçeklerin kabartmaları olduğu belirtilmektedir. Hadrian Kapısı’nın güney kısmında bulunan Julia Sancta Kulesi’nin tarihi ta ilk dönemlere kadar uzanır. Kuzey bölümünde yer alan kule de Antik Çağdan kalmıştır. Ancak kuzeydeki bu kulenin üst kısmında Selçuklu dönemine dair izler rastlanır. Çünkü bu kısım Selçuklu devrinde yapılmıştır. Hadrian Kapısı, dört ayağın üzerinde yükselen bir yapıdır.
Üç gözden oluşan girişin yanında sütunlarıyla oldukça süslü bir çift cephenin yer aldığı mimari özelliklere sahiptir. Bu yönleriyle de Roma döneminin tarzını yansıtır. Kapının üzerinde aslında imparatorun ve onun ailesinin heykellerinin de bulunduğu bilinir. Kısacası iki kule ve 3 tane kemerli kapıdan oluşan Hadrian Kapısı, şehri çeviren suların üzerine yapılmış bir zafer takıdır. Üst bölümü zamana dayanamayan kapının alt kısmı 1882 yılında gün ışığına çıkarılmıştır. Daha sonra üzerinde yapılan restorasyonlarla gezilmeye ve görülmeye uygun bir anıtsal yapı hâline getirilmiştir.
ŞEHRİN EN UĞRAK NOKTALARINDAN BİRİ
Hadrianus Kapısı, dönemin uygarlıklarından farklı izler taşıması, Pamfilya`nın en güzel kapısı olarak kabul edilmesi ve kentin sembollerinden biri haline dönüşmesi ile hem yerli hem de yabancı gezginlerin en çok ziyarette bulunduğu noktalardan biri. Kapı günümüzde Antalya’nın en işlek caddelerinden birinde bulunup, güzelliği, özelliği, heybeti ve tarihi ile ziyaretçileri selamlıyor. Üç Kapılar olarak da adlandırılan bu yapı, Kaleiçi gezisinde de kullanımı en çok tercih edilen güzergâh olma özelliği taşıyor.
