Bir süre önce şehir merkezinden uzak, ormana yakın bir eve taşınan çift, bahçelerinde ağırladıkları Tüydeş'e doğayla olan ilişkilerini anlattı. Orman kenarındaki doğayla iç içe olan evlerinde Alper Tüydeş’i konuk eden çift, doğayla aralarındaki ilişkiden söz etti. Serdar Erener, şehir hayatını tehlikeli bulduğunu söylerken, Nil Karaibrahimgil, burada mutlu olduklarından bahsetti.
DOĞAYLA İÇ İÇELER
Ormanda yaşayan Nil Karaibrahimgil ve eşi Serdar Erener doğayla iç içe olan hayatlarından bahsetti. Nil Karaibrahimgil, “Ben apartman çocuğuydum, burası benim için bir iyileşme yeri oldu. Gerçekten radikal bir karardı taşınmak. En büyük motivasyonum oğlum oldu. Akaretler’de oturuyorduk, 24 saat gürültünün içindeydik. Doğa çocuklara verebileceğimiz en büyük hediye” sözlerine yer verdi.,
63 yaşındaki Serdar Erener, sakalı ve bastonu ile dikkatleri üzerine çekti. Şehir hayatını tehlikeli bulduğunu ifade eden Erener, “Biz Aziz Arif açısından bana göre şehirden yeteri kadar uzak değiliz. Tehlike 40 dakika ötede. Şehir eşittir tehlike benim için. Ben küçükken yazlarımızı Akçay’da geçirirdik. Annemin Akçay’da ziraat mühendisi komşusu vardı. Onunla tarlalara gezmeye giderdik, bize böcek gösterirdi. Ben böcek sevgisi edindim o kadından. Böcekleri çok beğeniyorum. Hatta evde sağdan soldan bulduğum böcekler var. Tabiat harikası bence onlar. Duvarda duruyorlar” dedi.
TAVUS KUŞU VAKASI
Serdar Erener’in arkadaşı kendisine bir tavus kuşu hediye etmişti. Tavus kuşu ile ilginç bir anısına değinen Erener, şu şekilde anlattı:
“Bir arkadaşımız bize tavus kuşu hediye etti. Üçüncü gün hayvan bize saldırmaya başladı. Meğer bunlar kızınca gidip arabaları falan da çiziyormuş. Tavus kuşu burada bizi taciz etti.”
