Son yıllarda özellikle kozmetik sanayinin değişmez parçası durumuna gelen aloe vera, birçok bölgede istilacı tür olarak tanımlanır. Tropik ortamlarda da yetişen bu bitki tıbbi ve ticaret amaçlı olarak yetiştirilir. Asıl olarak Arap Yarımadası’ndan gelse de, dünya çapında tropik ve yarı tropik ortamlarda da yetişir. Çok uzun yıllardan beri tıbbi kullanımlar ve ticaret amacıyla yetiştirilen bitki koparıldıktan sonra bir hafta saklanabilen bitkinin yapraklarındaki jel, istenilen bölgeye sürülerek “nemlendirici” olarak kullanılabiliyor.

ALEOVERA YARA TEDAVİSİNDE ETKİLİ

Eski yıllarda aleovereyı yara, kesik ve yanıklarda kullanılırdı.Bitkinin yüzde 95’i sudan oluşan yapraklarında ayrıca temel yağlar, amino asitler, mineraller, vitaminler, enzimler  yer alıyor. Sindirim sistemi, solunum yolları ve bağışıklık sistemi üzerinde düzenli kullanım ile mucizeler yaratan bitkinin yapısında aspirinin ana maddesi olan salisilik asid de bulunuyor. Yapılan araştırmalar göre, aloeveranın cildi nemlendirdiğini, güneş yanığı ve cilt kızarıklıklarına iyi geldiğini, cildin esnekliğini kontrol altına almaya da yardımcı olduğunu gösteriyor.

CİLTDEKİ YARALARI İYİLEŞTİRİYOR

Aloevera bitkisinin iç mekanda fazla güneş almayan ve sıcaklığın 18 derecenin altına düşmediği bir ortamda bakılması gerekiyor.Aloevera bitkisi, zeolit ve perlitli bir toprakta kolaylıkla yetiştirilebiliyor. 5-6 günde bir sulamak yeterli.

NASIL KULLANILIYOR

Aleovera içindeki jel bekletildikten sonra ilgili yere sürülüyor. Bu arada nemlendirici ve onarıcı etkisi nedeniyle özellikle cilt bakımında da etkin olarak kullanılıyor. Ancak bazı ciltlerde de tam tersi etkiler gösterebiliyor. Bu nedenle mutlaka doktor kontrolünde olması gerekiyor. 

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ / AYFER ŞİMŞEK