Antalya, Luviler, Hititler, Helenler, Romalılar ve Türklere ev sahipliği yapmış bir kent olma özelliğini taşıyor. Her bir medeniyet kendinden öncekinin üstüne bir şeyler katarak yeniden Antalya’yı şekillendirmiş ve eserlerini bırakmıştır. Bu eserlerden birçoğu da Türklere ait eserler olarak hala günümüzde varlığını devam ettiren yapılardır.
Anadolu Selçuklu mimarisine sahip eserler günümüze ulaşabilmiş eserler doludur. Merkez ve ilçelerinde yer alan eserler dikkat çekicidir. Bu esereler Anadolu Selçuklu mimarisini yansıtan taş süslemelere ve kitabelere sahiptir.
AHİ YUSUF TÜRBESİ
Ahi Yusuf Türbesi, Antalya’nın Kaleiçi semtinde bulunan yapı, kareye yakın dikdörtgen planlıdır, kırma çatılı yapı Ahi Yusuf Camii’nin güneyinde yer alır. Binanın üst katı ibadet içinken alt katı türbe olarak kullanılıyor.
ALANYA’DAKİ ANADOLU SELÇUKLU KİTABELERİ
Alanya Kale Kapısı’nın yapımı Anadolu Selçukluları dönemine denk gelmiş ve dönemlerinde ‘Koca Kapı’, ‘Yukarı Kapı’ ve ‘Eski Pazar Kapısı’ olarak anılmış. Kapı, I. Alaaddin Keykubad döneminde, 1230 yılında Karaca tarafından yaptırılmış. Kitabenin süslemelerinde Selçuk sülüsü yer alır, bitkisel motifler içeren üç rozet dikkat çeker.
Alanya Kızıl Kulesi kitabesinden iki tane bulunur. İlk kitabe kulenin güneybatısında yer alır. Kendinden çerçeveli bir mermere sülüs hat sanatı ile üç satı şeklinde, kulenin ve kalenin mimarı “Kettanizade Eb-ürraha oğlu Halepli Ebu Ali” tarafından yapıldığı yazılmıştır. Kitabenin yazılarının ortasında minik bir çiçek motifi bulunuyor. İkinci kitabe ise kulenin batısında yer alır ve oldukça yüksekte bulunur. Mermere Selçuk sülüsüyle yedi satır biçiminde yazılmış. Kitabenin üstünde ise devşirme, süsmeli bir friz parçası bulunur.
Kızıl Kule’nin güneyinde yer alan Alanya Teranesi’nin duvarında yer alır. Tersanenin duvarları, kemer ayakları sert kesme taşlardan yapılmıştır. Yine mermer süslemeler dikkat çekici çiçek motiflerine sahiptir.
ALARA HAN
Alara Han, Alanya’nın Çakallar Köyü’nde yer alan bir handır. Alara Çayı kıyısında, Alara Kalesi yakınında yer alan hanın kitabesinde yazılana göre I. Alaeddin Keykubat tarafından 1231 yılında yaptırılmış. Eş odaklı plana sahip yapının doğu cephesi dışındaki cepheleri kesme taşlarla yapılmış. Yamaç tarafına bakan bölmesinde ise kısmen moloz taşları kullanılmış. Kesme taştan yapılan cephelerde taşçı işaretlerini görmek mümkün.
Yapının üst kısmında moloz taştan yapılmış dendanlar bulunuyor, eş odaklı plan tipine sahip yapının orta bölümünde konaklamaya gelen misafirlere ayrılmış. İç bölümde ise merkezde bir koridor, ve koridorun iki uzun kenarlarında eyvan düzenine sahip odalar bulunuyor. Hayvanlar ile yolcuların konakladığı bölmeler ayrı yapılmış. Eyvanların duvarlarında pencereler bulunuyor, yapıda ayrıca ibadethane ve çeşme de yer alıyor. Hanın içi son derece karanlık olmasından dolayı aydınlatma için dar ve uzun pencereler kullanılmış. Alara Han süslemeler konusunda oldukça sade bir yapıya sahip, hanın taç kapısında yer alan kitabe çerçevesinin oturduğu konsollar aslan başı biçimde tasarlanmış.
SÜSLEMELERDEKİ ASLAN DETAYLARI
İç mekanda da aslan başına rastlamak mümkün. Yapı incelendiğinde batı koridorunda 23, güney koridorunda 17, doğu koridorunda 16, avlu ve odaların bulunduğu kısmında ise 13 adet olmak üzere toplam 69 adet aslan başı biçimde kandillikler bulunuyor. Yapıda bulunan çeşme eyvanında bulunan yıldız tonozda, yapının yalnızca üstünü örtme amacı güdülmemiş, süslemeye özen gösterilmiş. Tonozun merkezinde yer alan ortası açık, sekizgen biçimli kilit taşının, açık olan kısmında çevresine işlenmiş on altı kollu yıldız yer alıyor. Yine aynı eyvanda beş dilimli istiridye motifli çeşme nişi, merdiven basamaklarının en sonunda ters mukarnas motifi yer alıyor.
ANTALYA ETNOGRAFYA MÜZESİ’NDE BULUNAN BURÇ KİTABESİ
1926 yılında yıkıldıktan sonra Tophane Mevkii olarak adlandırılan yerden müzeye getirilen ve şehri karadan çeviren sur çizgisinin batı ucunda yer alan bu burç, Antalya’nın 1207 yılında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev (1205-1211) tarafından fethedildiğini anlatan bir kitabe taşıyor. Fetihten sonra, sur çizgisi üzerinde onarım yapılırken bu kitabenin sura yerleştirildiği düşünülüyor.
Mermer ve taşın birlikte kullanıldığı kitabe, tek bir levha olmayıp birleştirilmiş parçalardan oluşmuş. Bu görkemli kitabe, üzerinde ayrıntılı çalışmalar yapılmış bir eser olarak biliniyor. Kitabenin sivri kemerinde, diş sırası gibi dizilmiş yarım daire kesitli yivli çubuklar ve kemer köşelerinde yer alan Zengi düğümü kompozisyonları bulunuyor. Bu detaylar, eserin Suriye menşeli olduğunu ve kitabenin Suriyeli bir usta tarafından yapılmış olabileceğini düşündürüyor. Kitabenin iki tarafında iki adet burgulu sütünce de yer alıyor. Yazılar, kalın sülüsle beş satır halinde yazılmış.
EVDİR HAN
Antalya’nın Döşemealtı ilçesi Düzlerçamı mevkii Yeşilbayır köyünün yakınında bulunan Evdir Han, günümüze ulaşmıştır. I. İzzeddin Keykavus zamanında 1211-1220 yılları arasında yapıldığı biliyor. Selçuklu dönemi kervansaraylarında görülen açık avlulu, dört ana eyvanlı plan tipinin Anadolu’daki iki örneğinden biri olma özelliğini taşıyor. Kuzey-güney doğrultu yapı düzgün bir dikdörtgen biçimde tasarlanmış, doğu ve batı cephelerinde üçer, diğer cephelerde ise ikişer adet olmak üzere çevresinde toplam on dört adet köşe payandası bulunuyor. Taç kapısındaki süslemeler dikkat çekiyor, hemen hemen tamamıyla bezemeli olan bu kısmında birçok geometrik motif görülebiliyor. Nişi dıştan zikzak bordürle beş-on kollu yıldız geçmelerle süslü geniş bir şerit kuşatıyor.
GIYASEDDİN KEYHÜSREV MEDRESESİ
Atabey Armağan Medresesi olarak da adlandırılan Kaleiçi’nde Yivli Minare Camii’nin doğusunda yer alıyor. Medrese Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde, Atabek Armağan tarafından 1239-1240 tarihinde yaptırıldığı biliniyor. Medrese olarak inşa edilen yapıdan geriye yalnızca taç kapısı kalmıştır.
KALEİÇİ KİTABELERİ
Kaleiçi’nde saat kulesinin yakınında bulunan kale duvarında II. Gıyaseddin Keyhüsrev’e ait 1244-1245 tarihi bir kitabe yer alıyor. Kitabede sultanın, Ebu Bekir oğlu Sait’in burcu onardığı yazılıyor. Mermer kitabe tek bir levhadan oluşmuyor. Kitabeden büyük olan dış çerçevenin kısa kenarlarından kullanılan devşirme malzemelerin üzerinde kabartma olan spiraller düzenlenmiş, çeşitli hayvan figürleri işlenmiş. Diğer kitabe de ise Alaeddin Keykubat’ın 1225-1226 tarihinde Kara Sungur’a bu burcun yaptırılmasını emrettiği anlaşılıyor.
KARATAY MEDRESESİ
Kaleiçi’nde yer alan Karatay Medresesi, II. İzzeddin Keykavus döneminde 1250-1251 yılında yapılmıştır. Yapı, doğu-batı istikametinde uzanıyor. Medrese tümüyle kesme taştan oluşuyor. Taç kapının cepheye açılan sivri kemeri iki kademeli akantus yapraklı başlıklara sahip silindirik gövdeli birer sütünce karşılıklı olarak yanlardan kavranarak yapılmıştır. Yapıda desenler dikkat çeken özelliklere sahiptir yine geometrik desenler bulunuyor.
KEMER AV KÖŞKÜ
Kemer ilçesi, Arslanbucak Mahallesin’de yer alan köşk, ormanlık alanda yer alıyor. Yapı, duvarlarla sınırlandırılmış iki avlu ve kare plana sahip. Köşkün kitabesi bulunmuyor. Köşk, kuzeybatı avlu duvarlarının merkezinde yer alıyor. Yapının yapımında kullanılan malzemeler düzgün kesme taş, kaba yonu taş, tuğla gibi taşlar kullanılmış. Köşk son derece sadedir, köşkün içinden çatıya ulaşan merdiven dışa taşkın mukarnas dolgulu tonozla örtülü, tonozda ise yıldız motifleri dikkat çekicidir.
KIRKGÖZ HAN
Antalya-Burdur güzergahında ve Döşemealtı Pınarbaşı mevkiinde bulunan Kırkgöz Han, kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen bir planda inşa edilmiş. Han, geniş bir avlu etrafında sıralanan mekanlar ve barınak bölümüyle iki yapı kütlesi halinde yapılmış. Hanın dış cephe duvarları, cephe yüksekliğine ulaşan ve dışa taşkın kütleler halinde tasarlanmış payanda ve köşe kuleleriyle desteklenmiş.
Güney cephesinde yer alan taçkapı, cephe duvarlarından taşkın bir biçimde tasarlanmış olup, sade bırakılmış enli bordür ve silmelerle yanlardan ve üstten kuşatılan sivri kemer gözü halindedir. Taçkapının basık kemerli kapı açıklığı üzerinde, altı satırlık bir kitabe bulunmaktadır. Kitabeye göre yapı, 1236-1237 yıllarında Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış. Süsleme açısından oldukça sade olan Kırkgöz Han’ın duvarlarında çeşitli taşçı işaretleri yer alıyor. Avlunun ortasında devşirme bir sütun kaidesi bulunurken, yapının kuzey yönünde yer alan kapalı mekanında kemer karnına Mühr-ü Süleyman motifi kazınmış.
KORKUTELİ ALAEDDİN CAMİİ
Alaeddin Camii, Korkuteli Alaaddin Mahallesi’nde yer alıyor. Camiinin yapımında kesme taş, moloz ve devşirme taşlar kullanılmış. İki girişi bulunan yapının kuzey girişi fazla özenilmişken batı duvarının güney köşesine yakın olan girişi ise daha sade yapılmış. Selçuklu mimarisinin özelliklerini bu camide de görülebiliyor. Caminin minaresi orijinal hali ile değil de Osmanlı Dönemi’nde Murat Paşa tarafında yaptırıldığı kitabeden anlaşılıyor.
SULTAN ALAADİN CAMİİ
Kaleiçi’nde yer alan Sultan Alaaddin Camii, üç nefli bir bazilika tipinde bir Rum kilisesine yapılmış. Alaaddin Keykubat döneminde camiye çevrilmiş. Camiye çevrilen yapıda Selçuklu mimarisinden izler görmek mümkün.
ŞARAPSA HAN
Alanya’nın Konaklı beldesi sınırlarında yer alan Şarapsa Han, doğu-batı doğrultunda dikdörtgen bir yapıya sahip. II. Keyhüsrev zamanında yapıldığı kitabeden anlaşılıyor. Beşik tonozla örtülmüş han son derece sade inşa edilmiş.
ŞEHZADE KORKUT CAMİİ
Şehzade Korkut Camii, Kaleiçi’nde bulunan bir kilisenin daha sonradan camiye dönüştürülmesiyle yapılmıştır. Güneybatı köşesinde minare eklenmiş, yapının giriş kapısının lentosunda bitkisel kompozisyonlu bir motif, karşılıklı yer alır. Bu yapıda da Selçuklu motifleri görülebiliyor.
YİVLİ MİNARE CAMİİ
Kaleiçi’nde bulunan Yivli Minare Camii, inşa kitabesi olmayan yapının 1373’te onarıldığı biliniyor. Günümüzde de cami özelliğini sürdüren yapının, doğu-batı istikametinde uzanan dikdörtgen bir planla yapılmış. Caminin içinde on iki sütun yer alır. Farklı başlıklara sahip sütunlar, birbirlerine sivri kemerlerle bağlanıyor.
YİVLİ MİNARE MEDRESESİ
İmaret Medresesi olarak da bilinen Yivli Minare Medresesi, Yivli Minare Camii’nin karşısında yer alır. Yapıdaki inşa kitabesinin tahrip olduğundan dolayı kim tarafından ve kaç yılında yaptırıldığı bilinmiyor. Bu yapıda da Selçuklu mimarisinin tipik özelliği olan geometrik şekillerden oluşan süslemeler yer alıyor.