Kıvır, kıvır saçları, kavruk teni, kocaman gözleriyle bu ülkenin geleceği olan bir genç düşünün. Ancak bu hayali bir genç değil. Gözleri güzel, ancak feri sönmüş durumda. Daha 15 yaşında. Hayatının en güzel yaşlarında. Tek derdi okulu, dersleri olması gereken gencin dudaklarından dökülen sözler, içimizi acıtmaktan ziyade insanın kendisin sorgulamaya neden oluyor. Hala ülke ile ilgili umudu olan genç şunları söylüyor: “Bu ülkeyi biz değiştireceğiz. Ülkeyi terk etmeyin. Biz Türklükten gurur duyup, Türkiye’de yaşamaktan nefret eden gençler olduk. Biri olmadı, öbürünü seçeriz. Ama değiştireceğiz, vazgeçmeyin. İçimizden bir tane Cumhurbaşkanı çıkmayacak mı? okuyun öğrenin. Bu ülkeyi biz değiştireceğiz. Lütfen ülkeyi terk etmeyin. Ben 15 yaşında bunları neden düşünüyorum? Eğitim sistemi çöp olmuş durumda. Amerika’da 15 yaşındaki çocuk Avrupa’yı geziyor. Ben 15 yaşında bunları neden düşünüyorum. Ak Partililer gelsin konuşalım. Vallahi fikrinizi değiştireceğim. Yemin ederim bıktım artık illallah ediyorum.”

Peki bu sözleri neden söylüyor? 15 yaşındaki çocuk ne yaşıyor da gözleri dolu dolu bu sözleri söylüyor. Hükümet yüzünden 15 yaşındaki genç ‘Ülkeyi terk etmeyin’ diyorsa oturup düşünmek gerek. Herkes 15 yaşındaki halini bir düşünsün. 15 yaşında tek derdimiz dersler zor diye yakınmaktı. Oysa şimdiki gençler, dersleri yerine yer şeyi düşünmek zorunda kalıyor. Oysaki iktidar ve yandaşlarının çocukları bunları düşünmek zorunda değil. Onların keyfi yerinde. Bir elleri yağda, diğeri ise balda.

O kadar dolu ve umutsuzuz ki nereye, kime dert yanacağımızı bilemiyoruz. Hangi sorundan şikayet edeceğimizi şaşırdık. Ev kiralarından dolayı sokakta kalmak zorunda kalanlara mı? Evine ekmek götüremeyenlere mi? İşsizlere mi? Kendi ülkemizde mülteci konumuna düşene mi? Umudu kalmayıp intihar edenlere mi? Ülkede gelecek görmeyip yurtdışına kaçanlara mı? Yoksa kur, enflasyon, yakıtın altında ezilenlere mi? Hangisinden şikayet edelim?

Her gittiğim yerde, her konuştuğum kişi ekonomiden yakınıyor. Şikayetçiler. Ağlaya ağlaya dert anlatıyorlar. ‘Ben Ak Parti’ye oy veriyordum ellerim kırılsaydı da vermeseydim’ diyenleri sayısı giderek artıyor. Ancak bu suç bastırmaktan başka bir şey değil. Bana bu cümleyi kuran kişiler yüzünden ülkede Türk kalmadı. Kalanlar ise mücadeleyi çoktan bıraktı. O cümleyi kuranlar yüzünden 15 yaşındaki çocuk ağlaya, ağlaya dert yanıyor. Bir şeyleri değiştirmenin zamanı gelmedi mi?

Şimdi ben burada bu işin sorumlusu hükümete, bakanlara, bir eli yağda bir eli balda olan yakınlarını yazsam soluğu cezaevinde alırım. Ancak halkın sorunlarını, hataları, yanlışlarını yazarsam umursamazlar. Ülkenin durumunun özeti sürünün başına bir çoban koydular, sonra kaybolan koyunların hesabını sormadılar. Hesap sorulmayınca çobanda koyunları kesti yedi, sattı keyfine baktı. Koyunlar bittikten sonra koyunları çobana emanet edenler şikayet etmeye başladılar. Şimdi soruyorum size suç çobanın mı yoksa ona koyunları veren ve sonra ne oldu diye sormayanların mı?