Antalya… Güneşin altında parlayan denizi, sırtını dayadığı Toroslar ve her köşesinde tarih fışkıran kadim topraklarıyla bir açık hava müzesi gibi.
Antalya, doğal güzellikleri ve temiz havasıyla bilinse de, son yıllarda artan hava kirliliği endişe verici boyutlara ulaşıyor.
Antalya’nın sadece güneşiyle, deniziyle anıldığını sananlara duyurulur efendim! Kışın burası çivi gibi ayaz yapar! Bugün yine o günlerden biri… Sabah çıktım işe giderken o soğukla karşılaştım!
Antalya... Masmavi denizi, tarihi zenginliği ve eşsiz doğasıyla dünyanın göz bebeği.
Antalya’nın mavi sulara bakan kıyıları, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Bazı dönemler var ki, halkın hafızasında derin izler bıraktı.
Antalya’nın havasına gerçekten güven olmaz. Güneşin altında terlerken akşam serinliğinde ürpermek, burada yaşayan herkesin alışkın olduğu bir durum. Ama itiraf edelim, bazen gerçekten abartıyor!
Antalya… Turkuaz denizi, güneşi, tarihi derken yaşamak için cennet gibi görünen bir şehir.
Antalya, masmavi denizi, altın sarısı kumsalları ve tarihi dokusuyla her yıl milyonlarca turisti ağırlayan bir şehir.
Burkina Faso’dan gelen çöl tozları Türkiye giriş yaptı, haberlerde öyle diyordu. Şimdi bizi ne bekliyor bakalım. Ortalık çok parlak olmayacak güneş en azından eskisi parlak olmayacak bu birkaç gün.
Antalya denince akla ne gelir? Turkuaz deniz, uçsuz bucaksız kumsallar, Toroslardan süzülen serin sular…
Antalya, her geçen gün betona boğuluyor. Bir zamanlar yemyeşil parkları, bahçeleri ve gölgesinde serinlenebilen ağaçlarıyla ünlü olan şehir, şimdi gri blokların gölgesinde soluk alıp vermeye çalışıyor...
Mart ayında Antalya’da böyle bir hava… Vallahi özlemişiz! Sabah pencereyi açınca içeri dolan serinlik bile hafiften baharı müjdeliyor.
Bu bağlantı sizi https://www.antalyaningundemi.com dışındaki bir siteye yönlendiriyor.