İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından devam eden protestolar sürüyor. Öğrencilerin ve sivillerin katılım sağladığı eylemlerde 1879 yurttaş gözaltına alındı. Antalya’da devam eden eylemlerde de çok sayıda gözaltı ve tutuklama yaşandı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, gözaltı ve tutuklamalara yönelik Antalya Aydın Kanza Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, basın açıklamasında “Öfkeli olduğumuz doğru, ama umudumuz ve kararlılığımız öfkemizin çok üstüne geçmiş durumda. Bu ülkeyi bu kararlılıkla teslim etmeme iradesi içerisindeyiz. Sözlerime başlarken, geçtiğimiz günlerde cezaevine alınan ve dün itibariyle cezaevinde geçici olarak tutulacak olan yoldaşlarımızı anarak başlamak istiyorum: Sevgili Enes, Gökhan, Ali, Okan, Taylan, Yiğit, Eylem, İrem, Ayşen ve Nehir. Her biriyle birebir görüşme fırsatı buldum. Hepsi, sizlere yürek dolusu selamlarını ve sevgilerini iletti. Sağlıklarının yerinde olduğunu, morallerinin yüksek olduğunu ve kararlılıklarının sürdüğünü ifade ettiler. Haklı bir davaya katıldıkları için en küçük bir pişmanlık duymadıklarını söylediler” ifadelerine yer verdi.

Erkan Bas (1)

“ADALETSİZLİK KARŞISINDA SESSİZ KALMAYACAĞIZ”

“Arkadaşlarımızın cezaevinde bulunması, onların kararlılığını değiştirmeyecektir; ancak bu durumun adaletsiz bir yönetimin göstergesi olduğunu unutmamalıyız” diyen Baş, “Hiç kimsenin onları ailelerinden, çocuklarından ayırmaya hakkı yoktu. Arkadaşlarımızın gururlu ve dimdik bir şekilde durması, bize yapılan bu haksızlığı unutturmayacaktır. Biz, onların yaşadığı bu adaletsizlik karşısında sessiz kalmayacak ve hesap sormaya devam edeceğiz. Türkiye'de insanların yalnızca bu iktidara boyun eğmedikleri için dört duvar arasına kapatılmasını normalleştirmeyi asla kabul etmeyeceğiz” diye konuştu.

BİN 879 GÖZALTI

AK Parti’nin hukuk, adalet, vicdan ve akıl yoksunluğu ile yönetmeye çalışan bir iktidar olduğunu söyleyen Baş, “Bu hükümet, son derece hukuksuz bir şekilde binlerce yurttaşı hedef almaktadır. 1 bin 879 yurttaşımız, anayasal hakları olan toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkını kullandıkları için gözaltına alınmıştır. Bu durum açıkça bir baskı politikasıdır; halkı korkutma amacı güderek yönetmeye çalışan bir sistem söz konusudur. Ancak tarihin her döneminde açıkça görülmüştür ki, hiçbir iktidar halkını sonsuza dek baskı ve korkuyla yönetememiştir” dedi.

“DURUMDAN DOĞRUDAN BU İKTİDAR SORUMLUDUR”

“Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri adaletsiz bir yönetimdir” diyen Baş, konuşmasında şu sözlere yer verdi:

“Adında ‘Adalet’ olan bir partinin tarihe adaleti katleden bir parti olarak geçmesi ironiktir. Türkiye'de, cezaevlerinde bulunan insan sayısı AKP döneminde altı katına çıkmış, cezaevleri dolup taşmıştır. İnsanları suça iten sebepleri sorgulamak gerektiğini unutmamalıyız; açlık, yoksulluk ve geleceksizlik, bireyleri suça yönlendiren temel faktörlerdir. Bu durumdan doğrudan bu iktidar sorumludur.”

Erkan Bas (4)

BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ BİR YARGI

“Türkiye'deki tarafsız bir yargının varlığına inanmak oldukça güçtür” ifadelerine yer veren Baş, cezaevlerinde bulunan Cumhurbaşkanı adayları, milletvekilleri, belediye başkanları ve binlerce diğer muhalif insan, adaletsiz bir sistemin açık bir göstergesi olduğunu vurguladı. Baş, “Halkı sindirmeye yönelik bu politikaları kabul etmemek ve adaletsizliklere karşı sesimizi yükseltmek zorundayız. Türkiye’deki cezaevlerinde bulunan insan sayısı öyle bir noktaya ulaşmış durumdaki, bu rakam birçok ülkenin nüfusunu geride bırakıyor. Örneğin Kuzey Kıbrıs’ın nüfusundan daha fazla insan, bu iktidar döneminde cezaevine konulmuş durumda. Buna rağmen hala bağımsız ve tarafsız bir yargıdan bahsediyorlar” dedi.

Bu ülkede adalet ekmek ve su kadar önemli bir ihtiyaç haline geldiğini ifade eden Baş, “Yaşayabilmemiz, nefes alabilmemiz için adil bir yönetim şart. Bunun için tüm toplumsal muhalefet güçlerinin, siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların ve en önemlisi tüm yurttaşların birleşmesi gerekiyor. Adalet için birleşmeliyiz. Tarafsız ve bağımsız bir yargı düzeninin yeniden tesisi için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Bu süreçte ilk adım olarak, siyasi saiklerle cezaevinde tutulan arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Anayasa Mahkemesi kararlarının ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının derhal uygulanması gerekiyor. Ayrıca, mevcut yasalar ve anayasaların eksiksiz bir biçimde uygulanması lazım. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, anayasal haklarımızdır. Silahsız bir şekilde protesto eden yurttaşlarımızın coplarla, gazlarla müdahale edilmesi ve ardından tutuklanması, asla kabul edilemez. Bu baskıcı uygulamalara karşı duracak ve adaletin tecellisi için mücadele edeceğiz” dedi.

HALKIN SİYASETE KATILIMI ENGELLENİYOR

Demokrasinin, yalnızca sandıktan ibaret olmadığını vurgulayan Baş, “Halkın siyasete katılımını engelleyen bu düzeni değiştirmek zorundayız. Bugün geldiğimiz noktada, seçme ve seçilme hakkımız dahi elimizden alınmaya çalışılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasaya aykırı bir şekilde üçüncü kez aday oluyor. Yasalar ve anayasa açıkça buna izin vermezken, bu kurallar çiğneniyor. Bununla da yetinmeyip muhalif adaylar engelleniyor, seçilmiş milletvekilleri cezaevine atılıyor, belediye başkanları görevden alınıyor ve yerine kayyum atanıyor. Halkın iradesine karşı bu tutumu asla kabul etmeyeceğiz” dedi.

“ÜLKEYE YAPILAN HAKSIZLIKLARA KARŞI DA BULUŞTUK”

“Bu ülkede, kendi ceplerini ve yandaşlarını zenginleştirmeye çalışan bir saray iktidarı var” diyen Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Karşısında ise milyonlarca yurttaş, bu saray iktidarına karşı birleşmek ve bu iktidara son vermek zorunda. Bu, bir başlangıç adımıdır. Bizim birliğimiz, bu ülkede emeğiyle, alın teriyle yaşayan onurlu insanların birliğinin ilk adımıdır. Bu birlik, saray iktidarına karşı yan yana gelmekle başlar. Bunun yanı sıra, bu iktidarın ülkeye verdiği yaraları tedavi etmek için güçlü bir adalet aşısına ihtiyacımız var. Gerçek bir adaletin bu ülkeye gelmesi gerekiyor. Saraya karşı mücadelede, adalet için yan yana gelmeliyiz. Demokrasi, bu ülkede zenginlerin ve yönetenlerin elinde rafa kaldırılmış durumda. Demokrasi için birleşmemiz ve özgürlüklerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Biz burada sadece yoldaşlarımıza yapılan haksızlığa karşı değil, bu ülkeye yapılan haksızlıklara karşı da buluştuk. Bu ülkede emeğiyle, onuruyla, haysiyetiyle ve iradesiyle yaşayan tüm yurttaşlara karşı haksızlık yapılıyor. Hep birlikte bu haksızlıklara karşı tüm güçlerimizi birleştirmeliyiz.”

Erkan Bas (3)

“MUTLAKA BİRLEŞMELİYİZ”

Antalya’dan seslenen Baş, “Tutsak yoldaşlarımızın yanından tüm siyasi partilere, sendikalara, işçi örgütlerine, emek örgütlerine, meslek odalarına ve demokratik kitle örgütlerine sesleniyorum: Mutlaka birleşmeliyiz. Halkın birliğini sağlamak dışında hiçbir önceliğimiz yoktur. Hepimizin ilk görevi budur. Yıllardır oluşmuş bu bozuk düzen, halkın, emekçinin, yoksulun sesini kısmak üzerine kurulmuştur. Bunu değiştireceğiz. Yeter artık! Parası olanların, patronların emirlerinden çıkmayanların siyaset düzenine son vermeliyiz. Zaman, şimdi harekete geçme zamanıdır” ifadelerini kullandı.

“Üniversitelerdeki isyan neden bu kadar önemli biliyor musunuz?” diyen Baş, “Bugün üniversite öğrencisi olan gençler, doğduklarında iktidarda Recep Tayyip Erdoğan vardı. Bu, bir kuşağın haysiyet ayaklanmasıdır. Ancak bu yirmi yılın yükünü sadece gençlere bırakamayız. Onlar bir yol açtı; biz de onların açtığı yolda yürümeliyiz. Türkiye’nin geleceğini, kişisel menfaatleri ve iktidarları için her şeyi satabilenlere teslim etmeyeceğiz” diye konuştu.

Baş konuşmasında, “İktidarın yalanlarına kanmamalıyız” diyerek konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:

“Gezi günlerinde ortaya atılan cami yalanlarını hatırlayın. Bugün de benzer yalanlarla halkı kışkırtmaya çalışıyorlar. Ancak unutmayın, bu iktidarın tek davası, Amerikan dolarının yeşilinden başka bir şey değildir. Para için her şeyi yaparlar.

Türkiye’de saflar artık netleşmiştir. Bir tarafta, kendi iktidarını korumak için her türlü hukuksuzluğa, zorbalığa, zalimliğe ve yalana başvuranlar var. Diğer tarafta ise alın terinin ve gözyaşının rengi aynı olan insanlar var. Biz, bu ülkede alın terinin ve gözyaşının rengi aynı olan tüm insanları yan yana getirmeli ve bu saray rejimine son vermeliyiz. Hepinize bugün burada olduğunuz için yürekten teşekkür ediyorum. Bizi korkutmak isteyenlere karşı yan yana durduğunuz için teşekkür ediyorum.”

Muhabir: ABDULREZZAK KILIÇ