Bir gazeteci olarak yaptığı başarılı çalışmalarla ve Milli Mücadeleye verdiği katkılar nedeniyle Halide Edip Adıvar’la ile gurur duydum. İşte Türk Kadını, müzeyi gezerken görüyoruz, daha birçok Türk kadını cepheye mermi taşımış, kazanlarla yemekler pişirmişler, çoraplar örülmüş, daha birçok yardım için muhabere alanlarına koşan Türk kadınları gurur kaynağımdır.  

Halide Edip, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş hatiptir. Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapmış bir sivil olmasına rağmen rütbe alarak savaş kahramanı sayılmıştır. Savaş yıllarında Anadolu Ajansının kurulmasında rol alarak gazetecilik de yapmıştır.  

HALİDE EDİP ADIVAR ALAGÖZ KÖYÜ’NDE KALDI 

Müze haline getirilen Alagöz karargahı binasını 10 Kasım 1968’de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay törenle açmıştır. Alagöz deresinin iki yanında ve yamaçlarda kurulan çadırlar bu küçük çiftliğin etrafında kümelenmiştir. Halide Edip Adıvar, Karargâh ve Alagöz Köyü’nü “Türk’ün Ateşle İmtihanı” isimli eserinde söyle tarif etmektedir: 

“Yeni bir zabit beni Mustafa Kemal Paşa’nın karargâhına götürdü. Solda toprak yığınlarının altında birkaç evin ışığı yanıyordu. Sağ taraf bir çukur. İçinden su geçiyor. Arkasında üç ev daha var. Bu evlerin ardında yine ışıkları yanan çadırlar, uzun ve sivri bir direk, telsiz tesisatı. Köy yolları karanlık. Mustafa Kemal Paşa’nın muhafızları kapıda. Onlardan biri beni yukarı çıkardı. Paşanın yaveri Yüzbaşı Muzaffer Bey beni paşanın yanına götürdü. Çok aydınlık ve tek lüks lambası olan bir Anadolu Odası.”  

HALİDE EDİP ONBAŞI 

Mili Mücadele‘ye katılmak için Anadolu’ya gitti. İngilizlerin İstanbul’u işgal etmesi üzerine İstanbul Hükümeti tarafından idama mahkûm edildi. Kurtuluş Savaşı sırasında cephede görev yapan Halide Edip’e; Sakarya Savaşı’nda onbaşı, İzmir’in kurtuluşunun ardından da başçavuş rütbesi verildi. Özellikle Sakarya muhaberelerinde Atatürk’le birlikte çalıştı.  Sakarya Meydan Muharebesi’nde Yunan ordusunun yaptığı işgaller esnasında ve muharebe sonrasında çekilirken Haymana, Polatlı ve Sivrihisar bölgesindeki köylerde yapmış oldukları mezalimi incelemek üzere, savaş sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kurulan, Halide Edip Adıvar, Yusuf Akçura ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu’ndan müteşekkil Yunan Mezalimini Araştırma Komisyonunun ofis olarak kullandığı ev aynı zamanda muharebeler esnasında bir süre 12.Grup Karargâhı olarak da kullanılmıştır. Bu gün ise Milli Mücadeleye en az erkekler kadar katkıda bulunmuş Türk Kadınını onurlandırmak adına, 2017 yılında tematik müze olarak düzenlenmiştir.  Bir gazeteci ve aynı zamanda bir kadın olarak Halide hanımla gurur duydum, ve çok duygulandım.

ADIVAR’IN YAZARLIK HAYATI 

Halide Edip Adıvar, edebiyat dünyasına kazandırdığı eserleriyle de anılır.  Türk edebiyatının önemli yazarlarından olan Halide Edip Adıvar 1884 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlköğrenimini özel dersler alarak tamamladıktan Üsküdar Amerikan Koleji’ne gitti. Küçük yaşlardan itibaren İngilizce dersi aldı. İlk çeviri kitabı Ana 1897 yılında yayımlandı. 

II. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte yazarlığa başlayan Halide Edip, yazdığı yirmi bir roman, dört hikâye kitabı, iki tiyatro eseri ve çeşitli incelemeleriyle Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri Türk edebiyatının en çok eser veren yazarlarındandır. Sinekli Bakkal adlı romanı, en bilinen eseridir. Eserlerinde kadının eğitilmesine ve toplum içindeki konumuna özellikle yer vermiş, yazıları ile kadın hakları savunuculuğu yapmıştır. Birçok kitabı sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanmıştır.1926 yılından itibaren yurt dışında yaşadığı 14 sene boyunca verdiği konferanslar ve İngilizce olarak kaleme aldığı eserler sayesinde zamanının dış ülkelerde en çok tanınan Türk yazarı olmuştur. İstanbul Üniversitesinde edebiyat profesörü olan Halide Edip, İngiliz Filoloji Kürsüsü Başkanlığı yapmış bir akademisyen; 1950’de girdiği TBMM’de ise milletvekilliği yapmış bir siyasetçidir. I.TBMM Hükûmetinde sağlık bakanı olan Adnan Adıvar’ın eşidir.  

Kurtuluş Savaşı, Türk ordusunun zaferiyle sonuçlandıktan sonra Ankara’ya döndü. Eşi, Dışişleri Bakanlığı’nın İstanbul temsilciliği ile görevlendirilince birlikte İstanbul’a gittiler. Anılarının buraya kadar olan kısmını Türk’ün Ateşle İmtihanı adlı eserinde anlatmıştır. 

Halide Edip, cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit ve İkdam gazetelerinde yazdı. 1936 yılında en ünlü eseri olan Sinekli Bakkal’ın İngilizce orijinali “The Daughter of the Clown” yayımlandı. Roman aynı yıl Türkçe olarak Haber gazetesinde tefrika edildi. 1939’da İstanbul’a döndü ve 1940 yılında İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Filolojisi kürsüsünü kurmakla görevlendirildi, kürsünün 10 yıl başkanlığını yürüttü. 1950 yılında Demokrat Parti listesinden İzmir milletvekili olarak TBMM’ye girdi ve bağımsız milletvekili olarak görev aldı. 5 Ocak 1954 günü Cumhuriyet Gazetesi’nde Siyasi Vedaname başlıklı bir yazı yayımlayarak bu görevinden ayrıldı ve tekrar üniversitede görev aldı. 1955’te eşi Adnan Bey’in kaybı ile sarsıldı. 

ÖLÜMÜ VE SANATI 

Halide Edip Adıvar, 9 Ocak 1964 tarihinde İstanbul’da 80 yaşındayken böbrek yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti. Merkezefendi Mezarlığı’na, eşi Adnan Adıvar’ın yanına defnedildi. 

Hemen her eserinde anlatı türünü benimseyen Halide Edip Adıvar, en çok Ateşten Gömlek (1922), Vurun Kahpeye (1923-1924) ve Sinekli Bakkal (1936) adlı romanlarıyla tanınır ve Cumhuriyet dönemi edebiyatında gerçekçi roman geleneğinin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Eserleri genellikle içerik bakımından üç grupta incelenmiştir: Kadın meselelerini ele alan ve eğitilmiş kadının toplumdaki yerini arayan eserleri, Millî Mücadele dönemini anlatan eserleri ve şahsiyetleri, içinde bulundukları geniş toplumla birlikte ele alan romanları. İngiliz romanı geleneklerine uygun yapıtlarında Türk toplumunun geçirdiği evrimi, bu evrim sürecindeki çatışmaları, kendi deneyim ve gözlemlerine dayanarak sergilemiştir. Olaylar ve kişiler çoğunlukla birbirinin devamı özelliği taşıdığı için ırmak roman olarak nitelendirilebilir. 

Kaynak: ANTALYA GÜNDEM GAZETESİ / AYFER ŞİMŞEK