Son günlerde yazılı ve görsel medyanın ilgisini ve dolaysıyla 80 milyon insanın iliklerine kadar soğuk duş hissettiği haber hepimizi yürekten yaraladı. Tam da konuyu yeni öğrenmişken birden yetkililer yayın yasağı getirerek halkın haber alma hakkını elinden alındı. Tıpkı ülkemizde yaşanan birçok olaylar gibi. Tecavüzler, uyuşturucu taşıyanlar, kadın cinayetleri ve birçok olayın yasaklanması gibi. Bunu yetkililer neden ve niçin yaparlar bilmem. Basın özgünlüğüne indirilmiş bir darbe olduğu ortada. Oysa büyüklerimiz yurt dışında demokrasiden, basın özgürlüğünden söz edip duruyorlar. Bu sözlere ne dünya basını inanıyor, ne de bizler…

Peki neydi bu haber…

Bir dedenin gelinine ve küçücük çocuğuna yaptığı utanç verici eylem…

Birden aklıma 1988- 1990 yılları geldi. Utanç duvarının yıkılması ve Rusya’nın Glasnost uygulaması ile Doğu blokunda birçok kadın fuhuş yapmak için Türkiye’ye akın etti. Bu kadınların gelmesiyle Antalya adeta fuhuş yuvası oldu. O yıllarda birçok aileler parçalandı. Yıkıldı. Birçok iş yerleri iflas etti veya iflasın eşiğine geldi. İşte o yıllarda Ahlak polislerinin başında Nedim Baş komiser vardı. Bende adliye polis muhabirliği yaptığımdan birçok evlere, otellere baskına gittiklerinde beni de yanında götürüyordu. Alt alta üst üste çıplak fotoğraflar çekiyorduk. Hürriyet’te geniş yer veriyordu. Özellikle bölge sayfası onların hikayeleriyle renkleniyordu. Bir gün Nedim abiye sordum, “Abi neden hep özellikle bizimle baskına gidiyorsunuz. Çok merak ettim’’ dedim. ‘Bak, biz bu ahlaksızlığı teşhir ettikçe daha az vaka oluyor. Yakında Antalya’mızı bu fuhuştan kurtaracağız. Benim bölgemi bu kenti ve bu kenti temiz tutmak benim görevim’ dedi ve dediği gibi de oldu. Bir süre sonra Antalya’ya gelen kadın sayısı ve fuhuş olayı bıçak kesilir gibi kesildi.

Peki şimdi ne yapılıyor…

Uyuşturucu baronlarının adını bile duymadan yayın yasağı geliyor. Kadın ve çocuk cinayetlerine yayın yasağı, birçok ahlaksızlık adeta perdeleniyor. Bakın Fatih Altaylı konuyu nasıl özetlemiş…

Bir yaratık gelinine tecavüz etmiş.

Gelininden kızı olmuş.

Kız büyümüş.

Şerefsiz p… Ona da tecavüz etmiş, sonra da öldürmüş.

Sonunda gerçekler ortaya çıkmış.

Yakalanmış.

Medya haklı olarak bu rezaleti haber yapıyor.

Küt bir mahkeme yayın yasağı getiriyor.

Çünkü pislikler pislik duyulsun istemiyor.

Mahkeme de buna uyuyor.

Toplumun bilgi alma, haber alma hakkını elinden alıyor.

Yeni bir hâkimin kararı ile.

Yetmiyor.

Mersin Barosu, böyle yasaklarla mücadele etmesi gereken bir sivil toplum kuruluşu, bu yasağa uymayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklıyor.

Olay rezillik, yayın yasağı rezillik, Baro’nun yaptığı rezillik.

Tripleks rezillik anlayacağınız. Sadece bu olayla ilgili olsa yine bir nebze anlayacağım.

“Çok iğrenç, toplumu bu kadar büyük pislikle rahatsız etmemek için yapmışlardır” diyerek olumlu düşünmeye çalışacağım.

Hayır öyle değil.

Her olayda böyle.

Vakıf yurdunda çocuklara tecavüz edilir.

Küt yayın yasağı.

Kurs yatakhanesinde yangın çıkar, çocuklar ölür, ihmaldendir.

Küt yayın yasağı.

Şeyh onu bunu bademlemiştir.

Küt yayın yasağı.

Görünen o ki, toplumun ahlaksızlaşması önemli değildir.

Önemli olan bu ahlaksızlığın duyulmamasıdır.

O yüzden küt yayın yasağı.