Cuma akşamı Diyarbakırlı hemşerilerim çocukluk arkadaşlarım geldi. Değirmenönü Kır Bahçesi’ne davet ettim. Hava akşam biraz serin olduğundan kapalı mekana geçtik. Şömine yanıyor, garson önceden getirdiğim etleri mangalda dışarda pişiriyor, bizlere servis yapıyordu. Hep beraber arada bir şerefe diyerek rakı bardaklarını tokuşturuyor, eski günleri yad ediyorduk.

Hani resimli romanlar var ya Teksas, Tomiks, Zagor, Tex, Tombraks onları konuşuyorduk. Ben en çok Red Kit’i seviyordum. Çok güzeldi o yıllar. Hava bu kadar kirli değildi. Siyasetçiler saygılı, ölçülü politika yapıyorlardı. Ayrıştırma, ötekileştirme yoktu. Saatler su gibi akıp gidiyordu ve akşamın ilerleyen saatlerinde arkadaşları otellerine bırakıp eve geldim.

Günün yorgunluğundan sonra uzun zamandır ağzıma içki koymamıştım. Bu gece hem moral buldum, hem de stres atmış oldum.

Biraz televizyon izledikten sonra galiba uyumuşum. Her zamanki gibi telefonun alarmı saat 7,30’da çalmaya başlayınca yatağımdan zar zor kalkabildim. Kendimi duşa atarak uzun süre ılık suyun altında kaldım. Banyodan sonra her zaman olduğu gibi Fox TV’yi açarak İsmail Küçükkaya’dan gazete manşetlerini öğrenmek istedim.

O da ne göreyim. Sabahın bu saatlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve HDP’nin eski eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile el sıkışıyor. Sesi açarak kulak kabarttım. İlk konuşmacı Erdoğan oldu. Basın mensuplarına ‘’Arkadaşlar bu ülke ayrışmadan, ötekileşmeden, çatışmadan anarşiden, çok zarar gördü. Meclis olarak ortak karar aldık. Parti gözetmeksizin bu ülke yararına ne varsa demokratik bir anlayış ile ülkenin tüm sorunlarını çözeceğiz. Demirtaş bilindiği gibi AİHM kararıyla suçsuz bulunmuş, biz bu karara saygılıyız. Demirtaş artık özgür bir adam. Partisinin başında. Biliyor musunuz 1071 yılında Türk halkının kaderini Kürtler belirlemiştir. Haçlıya karşı 8 bin kişilik orduyla Selçukluya katılmış, haçlıya büyük bir ders vermişiz. Anadalu kapılarını bize açmamıza sebep olan bu insanlarla kız alıp kız vererek asırlar boyu akraba et ve tırnak misali olmuşuz. Artık PKK diye bir örgüt kalmayacak. Ülke kararlarını mecliste bulunan tüm partiler bir arada vereceğiz’’ diye konuştu.

Selahattin Demirtaş ise konuşmasında evlatları PKK ile mücadelede yitiren annelerden özür dileyerek, ‘’Her iki halktan da çok canlar yitirdik. Çok analar ağladı. Çok ocaklar söndü.  Tüm Annelerden özür dileriz.”

Kulaklarıma inanamadım…

Hadi yaaa İsmail Küçük Kaya’nın montajı aklı sıra dalga geçecek…

Kanal değiştirip CNN Türk TV’yi açtım. Binali Yıldırım televizyondaydı. Hararetli hararetli konuşuyor, mecliste alınan ortak kararı açıklıyordu. Anadolu bir kültürler, medeniyetlerin beşiğidir. Her dilden her ırktan her mezhepten insanlar kültürlerini, dillerini, özgürce konuşacak özgürce yaşayacaktır. FETÖ ile kim dirsek temasına girip bu ülkeye zarar vermişse adalet önünde hesap verecektir. FETÖ’nün siyasi ayağını da tarihe gömeceğiz. Hesap sorulacaktır.

Asgari ücreti 3000lira yaptık. Emekliye 3 maaş ikramiye, en düşük maaş 2500 TL. olacak. Asker, memur, aylıkları da gözden geçirilecek yüzde 26 zam alacaklar. Halkın temsilcisi Milletvekili maaşları yönetici maaşlarına endekslenecek’’ şeklinde müjde verdi.

Hay Allah bu gün 1 Nisan değil ki, bu duyduklarım şaka oldun. Vardır elbet bir sebebi. Akşam galiba bir şeyleri kaçırmışım. Son haberleri izleyemedim. Yoksa ülkede bunların olması normal değil. Çok çok anormal.

Bunları düşünürken, her hafta bana gelen kızlarım ve torunlarımla sabah kahvaltısı aklıma geldi. Onlar gelmeden şu fırına gidip simitleri alayım dedim. Yolda da televizyon ki yaşadıklarımı düşünüyordum.

O da ne…

Fırının önü kalabalık kuyruk var. İlk kez böyle bir kuyruk görüyordum. İçeri girdim, fırında herkes koşuşturma müşterilere hizmet yarışında sanki…

Kuyruğa girerek, simitlerimi aldım. Kasadaki patrona, ‘’Abi bu ne ya hayırlı olsun işler iyi galiba’’  dedim. Fırıncı gülümseyerek bana baktı ve bana olanlardan haberim olmadığını galiba söyleyerek beni azarladı adeta “Haberin yok mu sen nasıl gazetecisin Tarım Bakanı bir karar alarak ellerindeki tüm ithal unları direk alış fiyatına fırınlara verdi. Artık çiftçi desteklenecek, tarım desteklenecek. Yerli üretime ağırlık verilecek. Bu nedenle simit ve ekmek fiyatlarını 50 kuruşa düşürdük. Etin kilosu artık 30 lira. Kıyma 25 lira.’’

Ben şokta eve doğru yalpalaya yalpalaya yürüyordum ki..

Bir ses, “Baba kalk artık çay demlendi, nerde bizim simitler…”

Masada olmalı…

Baba ne zaman aldın ki, akşam geldiğin gibi kanepede uyuya kalmışsın.

Üstelik üstü açık, hasta olacaksın bak karışmam…

Rüya bile olsa çok güzeldi…